Çoğu zaman lüks yaşamanın hayalini kurarız. Bir villa da yaşamayı kim istemez ki? Sayısız araba, fiyatına bakmadan bir şeyleri satın alabilmek, jet uçakları birçok insan bunu hayal eder ancak ulaşamaz. Ülkemizde çoğu kişi açlık sınırının altında bir ücretle yaşamlarını sürdürmekte. Ancak popüler kültür ve kapitalizm iş birliği insana her zaman daha pahalısını daha iyisini alma hissi veriyor. Öyle ki bazı kişiler yemek yiyip karınlarını doyurmaktansa kullandığı telefonun bir üst modelini almayı tercih ediyor.

Sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla birlikte lüks yaşam hayali insanlara empoze ettirilmeye çalışıldı. Ortaya çıkan fenomenler fakir bir hayattan milyonerliğe geçiş süreçlerini hepimizle paylaştılar. İnsanlar kendilerindeki eksikliği tamamlamak için o fenomenlerin paylaşımlarını zevkle izlediler. Milyonlarca takipçi, milyonlarca beğeni ve yorum. Belki de kendi ulaşamadıkları hayali başkaları yaşadığı için onlarla aralarında bir bağ oluştu.

DİLAN POLAT

Dilan Polat ve eşi Engin Polat, lüks yaşam tarzlarını herkesin gözüne vura vura paylaştılar. Takipçileri ise büyük bir zevkle bunu hem desteklediler hem de onların zenginlikleriyle mutlu oldular. Zar zor geçimini sağlayan insanlar, kendilerince lüks hayat yaşayan kişilere destek olmaya onlara destek mesajları atmaya başladılar. Bunun temel sebebi kendi ulaşmak istedikleri hayatı yaşayan kişilere sempati duymak. Sorgulamadan her şeyi olduğu gibi kabul etmektense, bu insanların ne yaptığını sorgulamak gerekir. Kimi zaman lüks paylaşımları yapan, hayatıyla insanlara hava atan kişiler, kendilerine gelen en ufak bir eleştiride mağdur oldukları hikayeler paylaşmaya başladılar. Milyonlarca takipçiden destek mesajı aldılar. "Arkanızdayız", "biz sizi biliyoruz" vb. yorumlarla milyoner kişilere moral vermeye çalıştılar. Bunun sebebi ne? Neden insanlar kendilerinden kat kat zengin kişilere moral vermeye çalışır?

TÜKETİM TOPLUMU

Aslında bunun en büyük sebebi gerek izlediğimiz filmlerde gerek sosyal medyada bize ortak bir mesaj verilmesidir. Son zamanlarda bütün dizilerde tek bir klişe var. Fakir kız, şirket sahibi oğlana aşık olur ve bir anda fakir yaşamından kurtulup lüks bir hayata başlar. Bu tür diziler insanlara zengin olma ihtimallerinin hep olduğunu vurgularken bir yandan da lüks yaşama ve tüketime özendirir.

Son zamanlarda çıkan filmler, diziler ve fenomenler hep tek bir mesaj verirler, para harcayın ve mutlu yaşayın, sürekli tüketin.

Yani medya etkisiyle insanlar aslında istemedikleri şeyleri yapmaya şartlandırılır. Bu da fenomenlerin ortaya çıkmasına, milyonlar tarafından desteklenmesine yol açar.