Kimler vardı, kim yoktu, SES Eşitlik, Adalet ve Kadın Platformu ödüllerini almaya gelenler arasında...
SES 2024 Yılın Kadınları Ödül Töreni’ne her zamankinden biraz erken gittim. Pera Müzesi’nin kafesinde oturup beklerken her zamanki ziyaretçi profilinden biraz farklı bir kadın grubu girdi içeri, ellerinde karton pankartları olmasa ilk andaki şaşkınlığım uzun sürecekti. Bir grup aynı renk başörtülü, şalvarlı, yanık yüzlü köylü kadını. Çanakkale Belediye Başkanı Muharrem Erkek’in eşinin de eşlik ettiği kadınları dikkat edince tanıdım: Çanakkale Bayramiç ilçesine bağlı Hacıbekir ve Yanıklar Köyü kadınları, Kazdağları’nı korumaya çalışan orman köylüsü kadınlar! Cengiz’in peşini bırakmayan kadınlar! Cengiz Holding’in Truva Bakır Madencilik A.Ş’nin Feldspat Ocağı projesine karşı hukuk mücadelesinin yanı sıra bölgenin akciğeri Kaz Dağları’ndaki 1 milyon ağaç katliamına bedenleriyle karşı koyanlar. İstanbul’a gelmişler, ödüllerini almaya. Elebaşları 80 yaşında!
GÜLTAN KIŞANAK
Yalnız başına oturan, gri saçlı, yüzü ve kalbi hayli yorgun görünen kadını tanır gibiyim. Yanına gidip Diyarbakır diyorum! Sarılıyoruz birbirimize. Gültan Kışanak. Kürt kadın hareketinin yılmaz savaşçılarından, 80 darbesinden sonra cezaevinde işkence gördü! 2014 yılında Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı seçildi ama 2 yıl sonra görevden alınıp tutuklandı ve 7,5 yıl cezaevinde kaldı. 16 Mayıs 2024’de tahliye edildi. Kürt kadın siyasetçilerinin sembol isimlerinden. Ödülünü almak için gelen Gültan Kışanak, Çanakkaleli köylü kadınların yanına oturuyor. Ülkemin doğusuyla batısının kadınları yan yana.
AÇIK RADYO
Siyasal Bilgiler’den arkadaşım Ömer Madra’yı görüp sarılıp hasret gideriyorum. Açık Radyo’nun kurucusu Ömer Madra buraya Açık Radyo’nun Genel Müdürü Meral Madra ve Yayın Koordinatörü Didem Gençtürk’ün ödül alışını kutlamaya gelmiş. Geçtiğimiz yıl RTÜK’ün hışmına uğrayan ve kapatılan Açık Radyo daha sonra Apaçık Radyo olarak yayınına devam etmişti ama RTÜK yine tepesinde! Basın özgürlüğü mücadelesinde Açık Radyo kadınlarına destek olmak için verilen ödül anlamlı.
KADIN BELEDİYE BAŞKANLARI
Konuklar ve ödül alacak kadınlar birer ikişer gelmeye devam ediyor: İçlerinden biri, Melek Mızrak Subaşı, şıklığı, güzelliği ile dikkatimi çekiyor. Dikkatimi çektiğinde adını ve görevini bilmiyorum henüz. CHP’nin Bilecik Belediye Başkanı seçilmiş olduğunu öğrenince iki kez seviniyorum: Yerel Yönetimlerde kadınlar hak ettikleri yerde değiller. Son seçimlerde CHP ve DEM sayesinde bu rakam biraz yükseldi; siyaset sahnesinde olan kadınların adeta kadın olduklarını gizleme çabası vardır; uzun yıllar önce Işılay Saygın, belediye başkanlığından bakanlık koltuğuna oturmuş bekar bir kadın olarak muhafazakar yapımızın zorunluluğu bu demişti, sonra da bu açıklaması bile alay konusu oldu! Melek Mızrak iyi ki güzel bir kadın olmaktan sakınmıyor! Kadın Belediye Başkanları kategorisinde yalnız değil ama gelenler hepsi değil, fakat hoş bir rastlantıyla ajandalarını uydurup da gelebilen dört kadın belediyeci üç ayrı partiden! Gaziantep Belediye Başkanı Fatma Şahin, AKP’li de olsa, tanıdığım kadarıyla gelirdi ama yukarıdan bir tepkiden çekinmiş olmalı ki Başkan Yardımcısını yollamış. Eskişehir’den Yılmaz Büyükerşen’in el verdiği Ayşe Ünlü gelmiş. Batman’dan ise Gülistan Sönük. Gelemeyenlere de selam yolladık, ama bu görüntüyü sevdik!
LAİKLİK SAVAŞÇISI
Her zamanki siyah tayyörü, özenli ama sade saç stiliyle Nazan Moroğlu geliyor, yalnız. Her yerde mücadele, her yerde aktivist, bu sakin kadının Laiklik Mücadelesi için Medeni Kanun’u kalkan yaparak verdiği savaş, hukuk mücadelesi inanılmaz. Laiklik, Medeni Kanun sayesinde kadına özgürlük demek. Kadının adının, soyadının, eğitiminin, işinin, banka hesabının, ehliyetinin, malının mülkünün olması ve bütün bu haklarında erkekle eşit olması demek. Bunun yılmaz savaşçısı Nazan Moroğlu, ödülünü bunun için savaşan herkes adına alıyor.
FARKLI BASIN
Meslektaşları atlamak olmaz; İpek ve Oral Çalışlar da izlemeye geliyor. Can dostları Bianet’in kurucusu ve yöneticisi, bağımsız iletişim ağı mümkündür mottosunun önderi BİANET adına Nadire Mater ve çalışma arkadaşı Evrim Kepenek, bağımsız kadın gazeteciler olarak ödül alıyor. Bu dokunaklı törenin sunucusu aslında Özlem Gürses olacakmış ama dizini kırıp evde oturduğu için, yerine yazar Ayşen Şahin’in başarıyla yönettiği sunuculuğu, Gülseren Onanç atlayıp kesiyor ve acaba bir selam gönderecekler mi diye beklediğim adı telaffuz ediyor: Nadire Mater’in Gezi tutuklusu, cezaevinde yatan kızı Çiğdem Mater’e de atıfta bulunuyor.
ASLA YALNIZ DEĞİLLER
Meral Tamer arkadaşımın ödül vermeye geldiği iki genç kız var. Birine mentorluk yapıyor. Onu reddeden annesinin yerine annelik de diyebiliriz. O ve arkadaşının adı “ÖZNE” isimleri yok. Ödül almaya çıktıklarında kameraları da kapattık. Canlı yayın da kapandı. Bu kızların görünmez ve bilinmez olmaları gerekiyor. Çünkü onlar aile ve çevre baskısını aşıp örtülerini çıkarmışlar. Başlarını açmışlar, ne korkunç! Dışlanmışlıklarının açığını kapatabilmek için kurulmuş “Yalnız Yürümeyeceksin” girişimi, başörtüsünü çıkarma ve eğitim, çalışma hakkını kullanarak aile ve çevre baskısına karşı çıkan kızların yanında yer alıyor. Ama can güvenlikleri için de kimliklerini gizli tutuyor.
GELEMEYENLER VİDEO MESAJLA KATILDI
Sendikal mücadele sonucu kaybettikleri haklarını alan Polonez Gıda Fabrikası Kadın İşçileri, direnişe devam ettikleri, Filistinli Guardian Köşe yazarı Arwa Mahdawi; bilim insanı İlayda Şamlıgil, 7 kıtada 7 ayrı zirveye tırmanan dağcı Gülnur Tumbat, ABD’de, İklim Koruyucu Senyör Kadınlar, İsviçre’de yaşadıkları için törene mesajlarıyla katıldılar.
Ödüle layık görülen ve 3500 SES üyesinin oylarıyla seçilen örnek kadınlardan bir tek oyuncu Demet Evgar, bu töreni görmezden gelmişti olacak ki onun videolu mesajı bile yoktu ve töreni düzenleyenler bu açığı Bahar rolüyle aldığı bir başka ödül törenindeki konuşmasıyla telafi etmişlerdi. Başkasını bilmem ama bir dizi ve bir tiyatro oyununu sırtlanmış Demet Evgar’ın bir iki dakikalık bir video mesajı çekip yollaması onun için zor olmazdı diye düşünüyor ve kendisine duyduğum saygı ve sevgiden kesinti yapıyorum!
Bu yılın ödülleri içinde sonuncusu Yaşam Boyu Onur Ödülü verilen Çağdaş Yaşam Derneği idi. Türkan Saylan ve akademisyen arkadaşlarının öncülüğünde kurulan derneğin başkanı Ayşe Hoca, bu kez gerçekten ayağını kırdığı için katılamamış, arkadaşlarını göndermişti.
Saatler süren dayanışma günümüz gecemize karışmış ve alkışlamaktan ellerimiz, Bravoo diye bağırmaktan boğazımız acımış bir şekilde ayrıldık toplantıdan! Girerken Öfkeli ve Umutsuzduk, çıkarken İsyanlarda ve umutlu, heyecanlı! Gülseren Onanç, siyasi kavga için girdiği siyasette aradığını bulamayınca aktivist olarak çok daha yararlı ve heyecan verici çalışmalar yapıyor. SES, herkesin sesi oluyor. YükseltSESiniDünyaDeğişsin mottosuna inandığımızda, Kurtuluş Yok Tek Başına, Ya Hepimiz, Ya Hiç birimiz dediğimizde, SES Eşitlik ve Dayanışma Derneği gibi sivil toplum kuruluşlarıyla dayanışmaya girdiğimizde gücümüzü görüyoruz. Emeği geçen herkese selamla, yalnız bırakma!