Şafak Operasyonu ile Belgrad Ormanı kurtarıldı! Kimden? İBB’den! Kamu, bir diğer Kamu kurumu ile kıran kırana savaşıyor. Düşman hukuku uyguluyor.
Suriye’de Esed tam Esat olmuşken 12 günde bölgesel savaş aleyhine dönüp Rusya’ya kaçmak zorunda kalınca sanki Suriye’yi ilhak etmişiz gibi bir sevinç, bir sahiplenme, bir koşup sarılma, bir namaz kılma ile sürekli anket yaptırılıyor, oylar kaç puan arttı?
Ekonomiden şikayet durdu mu? Gündem değişti mi? Hele bir de Reis namaz kılsın orada, bak gör en az 5 puan daha artar! Ya da biz içerde Düşman Hukuku ile devam edelim: Belgrad Ormanı’nın sözleşme süresi bitti, gerçi dava sürüyor ama Cuma akşam üstü tahliye kararı yollayın, pazartesi sabah beşte de asker polis, ne varsa, saldırın ve el koyun! Belgrad Ormanı’nı işgalden kurtaralım! Savaş güçleri bir hışım tabelaları söktü, orman bekçisini derdest etti, sincaplar kaçtı kurtuldu, kuşlar şaşkın seyretti! Hızını alamayan silahlı kamuflajlı devletin polisi iş makineleriyle iki tahta piknik masasının sökülüp kamyona yüklenmesine nezaret etti. Orman köpekleri belki mama veren olur diye yanlarına gelip kuyruk salladı!
BÜYÜK OPERASYON
Ve Şafak Operasyonu ile Belgrad Ormanı kurtarıldı! Kimden? İBB’den! Kamu, bir diğer Kamu kurumu ile kıran kırana savaşıyor. Düşman hukuku uyguluyor. Selçuk Belediyesi’nin işlettiği Meryem Ana Müzesi önündeki otoparka Orman Bakanlığı el koyuyor, büyük başarı, Beyoğlu Kaymakamlığı, Beyoğlu Belediyesi AKP’nin elinde iken yeni yaptırdığı yerleşkede yer verdiği Beyoğlu Belediyesi birimini CHP’ye geçti diye sokağa atıyor. Kamu kamuyla didişiyor! Kendi de yerel yönetimlerden geçip devletin başına gelmiş olan Erdoğan, CHP’nin son yerel seçimlerdeki başarısını yok etmek için elinden geleni ardında koymuyor! Merkezdeki kamu, yereldeki kamuya diş biliyor. İBB’nin sosyal yardımları, açtığı kreşler, halk lokantaları ihtiyaca cevap verdiği için büyük talep ve ilgi görüyor diye onları engellemeye çalışıyor. Arada ezilen, zaten ezile ezile posası çıkmış, karnı aç, umutsuz halk kitlelerine oluyor!
APO DA KURTARAMADI
Hizmet edenin yanındayım. Yoksa ne CHP’yle bir bağım var, ne de belediyelerinin her yaptığına alkış tutarım. Ama AKP’nin 22 yıllık iktidarında geldiğimiz noktada şunu da iyi yaptılar diyecek ne var? Yıl sonu karnesi verelim: En başta hukuk kalmadı, guguk oldu. Ses çıkaranın eline ayağına kelepçe takıp, insaflıysalar eve, fazla ses çıkmazsa cezaevine tıkıyorlar! Hukuk ve Adalet olmayınca Hak da kalmadı. İlk başlarda sağlıkla göz boyamışlardı, şehir hastaneleri fiyaskosu ve hekime şiddet, bebek ölümleriyle rezalet durumda. Eğitimde Afganistan’a doğru ilerlerken en iyi üniversiteleri mahvettiler. Üç milyon ev genci var: ne işte, ne okulda, ne de umudu var. Şiddet ve uyuşturucu bunun için tırmanıyor.
Ben ekonomistim dedi, Nas dedi, ekonomiyi batırdı! Enflasyon resmi olarak şaştı, bizim yaşadığımız gerçeği uçtu. Meyve sebze fiyatları üç haneli olur yakında. Ama beyefendi bir kez daha, hatta ölene kadar, Allah geçinden versin, seçilmek istiyor. Apo ve Kürtlerin ipini tutmuşken şimdilik oyalıyor, çünkü Şam meselesi var. Bölgede en güçlü lider O. Sadece ülkeyi değil, dünyayı algı operasyonuyla yönetiyor. Dünya lideri ama atılan her adım, ülkenin huzuru, insanların mutluluğu için değil, algı yaratmak için! Bari birazı da işe yarasa, CHP belediyeleri içte birbirleriyle itişseler de dışardan değerlendirdiğinde halkı mutlu ediyor? Üstelik de enerjilerinin yarısını iktidardan korunmaya harcarken! Yahu ülkenin en sevilen ve muhtemelen cumhurbaşkanı adayı olacak kişisini Ekrem İmamoğlu’nu Süleyman Soylu’ya ahmak dedi diye siyasetten men edip önünü kesmeye çalışıyorlar, kim ahmak, ona oy veren milyonlar mı?
TROL ORDUSU
Biz gazeteciler, eli kalem tutan, sesi çıkanlar da sadece mahkemelerle değil, trollerle de mücadele ediyoruz! Sosyal medya ve dijital yayıncılık sesimizi çıkarabileceğimiz tek yer kaldı, orada da yılanlar çiyanlar ayağımızın altında. Üç beş takipçili, bot hesaplardan ağza alınmayacak küfürler yiyoruz. Bunlar klavye silahşörleri, kime küfretmeleri gerektiği söyleniyor, ona küfrediyorlar. Daha önemliyseniz, kaşımın altında gözün var dedin, gel hesap ver.
KÜRTLER VE MİLLİYETÇİ SAĞ
Türkiye’nin iki kırılma noktası var: Seküler ama milliyetçi Kürtler ve muhafazakar milliyetçi sağ. Bakmayın siz bağırıp durduklarına sürekli iktidardalar. Ülkeyi getirdikleri nokta, ormanları kesilmiş, dağları delik deşik edilmiş, tarımı bitirilmiş, hayvancılığı ölmüş, şehirleri patlamış, eğitimi yetersizleşmiş, çocuklarının açlıktan boyu kısalmış, depremin ayda bir yokladığı ama hala önlem alınmadığı, işçisinin, emeklisinin cebi delik, gençlerinin tek derdi kapağı dışarı atmak olan bir ülke. Bunu ne Şam’da namaz kurtarır, ne İmralı’daki Apo. Haa, üç genç kadın, silahlı kuvvetlerin en başarılı teğmenleri olarak bu yıl mezun olunca göğsümüz kabarmıştı, hangi branşlarda ne kadar yüksek notlar almış olduklarını görünce. Bir yemin ettiler, başlarına gelmedik kalmadı. Onları ihraç edince başları göğe mi erecek? Şam’da silah atmadan el koymuş havalara girerken ordudan teğmen ihraç ederek? Pazardan boş fileyle dönen teyze akşam sofra kuramadı ama teğmenler ihraç edildi diye mutlu mu olacak? Osmanlı ruhu karın doyurmuyor. Boş işler bunlar boş! Hadi yine trollere iş çıkardım, sallayın gelsin…