7 Ekim 2023’ü tarih sayfaları, Hamas’ın 5 bin civarında füze ile İsrail’i vurduğu gün olarak kayıtlara geçti!

“Saldırı ile birlikte, İsrail’in yenilmezlik miti yerle bir oldu.”

“Geçmişte 5 bin Filistinli rehin askeri serbest bırakan yenilmez İsrail’den, güvenlikte tüm kırmızıçizgileri yerle yeksan olmuş güvensiz bir İsrail’e döndü.”

Bu bir bakış açısı. Buna karşılık madalyonun bir de farklı bir yüzü var!

AK Parti’nin Bülent Abisi (Arınç), Filistin Parlamentosunda çoğunluğu elinde tutan Hamas’a füze saldırısından dolayı, dayanamadı ve tepki gösterdi.

“Ne gücün var? 2 tane uydurma füze atıyorsun, onlar diyor ki Hamas bize saldırdı, bomba yağdırıyor!"

Arınç’ın açıklamasına kimi çevrelerden tepki geldi, hatta, “Biz yardım ediyoruz” sözünden dolayı, yapılan erzak yardımı, bir grup genç tarafından sembolik olarak, Arınç’ın evinin önüne bırakılarak, protesto edildi.

Dünyanın bir bölümünde terör örgüt olarak kabul edilen Hamas, Filistin Parlamentosu’nda çoğunluğu elinde tutsa da, Yaser Arafat’ın El Fetih’i gibi bir algıdan çok uzakta.

Çünkü demokratik bir seçimle iktidara gelmedi!

Hamas deyince, Ortadoğu uzmanlarının ilk aklına gelen, “Haydi şehit olmaya gidiyoruz!” sözleriyle bir anda eylem yapabilen, uzun erimli düşünmeyen bir örgüt geliyor.

Oysa, Hamas’ın yetkilileri 2 yıllık bir hazırlık sürecinden sonra Aksa Tufanı Operasyonu’nu devreye aldıklarını söylüyor.

İstanbul Aydın Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Naim Babüroğlu’na göre de en az 6 aylık bir hazırlık süreci söz konusu.

Peki, füzenin neredeyse tüm parçalarının ithal edildiğini düşünürsek, üstelik de, Arap İsrail Savaşı’nın tam 50. yıl dönümünde, böyle bir operasyon gözlerden kaçırılarak yapılabilir mi?

HAMAS’IN SALDIRISI BİLİNİYORDU!

Emekli Tuğgenaral Babüroğlu, “imkansız” diyor.

“Hamas’ın 2 yıllık hazırlık süreci olduğu operasyon, bana göre en az 6 aydır. Senkronize atılan füzelerin parçaları Gazze’ye kapılardan girdi. ABD’nin, İsrail’in, hatta bu konuda, İsrail ve ABD’ye çalışan diğer yabancı istihbarat örgütlerinin gözünü diktiği bir yerde bunu yapamazsınız!”

OPERASYON TARİHİ DE MANİDAR!

Hamas’ın 7 Ekim’deki operasyonunun, 1973’teki Arap-İsrail Savaşı ya da Yom Kippur Savaşı’nın yıl dönümünde olmasına da işaret eden Babüroğlu, “Herkesin tam teyakkuzda olduğu bir tarihte de operasyonun olması manidardır” diyor.

ORTADOĞUNUN ŞEKİLLENECEĞİ SAVAŞA İŞARET FİŞEĞİ OLMA!

Yani, İsrail’e 5 bin füze atılmasını, haber alan ABD ve İsrail’in tüm hazırlığı zaten, Hamas’ın saldırısı üzerine inşa edilmiş!

Ortadoğu’nun yeniden şekillendirilmesinde, ABD’nin bir işaret fişeğine ihtiyacı vardı. Hamas’ın attığı füzeler, sadece ihtiyaç duyulan işaret fişeği olmuştur!

İran’ın, ABD müttefiği Suudi Arabistan ile yakınlaşması Çin’in bölgeyi radarına alması gibi gelişmelerden rahatsız olan ABD için, hayal ettiği iklim, Hamas eliyle, daha küçük bir Gazze'ye doğru tesis edilmiş oldu.

FİLİSTİN ABD’NİN SAVAŞI

ABD’nin 2007 yılında yaptığı Ortadoğu planında, Irak, Suriye, Lübnan, Libya, Somali, Sudan ve İran ile bitirecekleri 7 ülkeli bir yapı olduğunu anımsayalım.

Zaten savaşın da ABD’nin savaşı olduğunu ve hedefin İran olduğunu söylemek mümkün.

Babüroğlu’na göre, 7 Ekim 2023’teki Hamas’ın saldırısını tarihin şöyle yazacağını söyledi.

“1. Dünya Savaşı sonrası çizilen Ortadoğu haritası, 50 yıl sonra 7 Ekim 2023’teki Hamas’ın saldırısı sonrası tekrar çizilmiştir!”

İsrail Filistin çatışmasında, bölgeye gönderilen savaş gemilerini, kimi yayın organları Golan’ın işgaline hazırlık olarak değerlendirdi!

İsrail’in, Hamas üzerinden Filistin ile çatışmasında, gözler vurulan hastanede iken, İngiltere ve ABD’nin bölgeye gönderdiği savaş gemilerinin ve yığılan askeri gücün ne için hazırlık yaptıkları merak ediliyordu. – Sadece USS Ford uçak gemisi, İsrail’in toplam savaş bütçesinden fazlaydı. 347 mt. uzunluğunda 18 milyar dolar değerinde-

Adım adım, çatışmalardaki duruma bir göz atalım!

Savaş bölgesinde, oluşturulan dokuz ayrı sektörde savaş hazırlığı yapılıyor.

İsrail’in en büyük yığınağı Mısır Refah kapısına yaptı. İsrail, Mısır herhangi bir yardım gönderirse vuracağız, demişti.

İsrail, Güney Gazze’den Kuzey Gazze’ye varan 6 ayrı bölgede askeri üs kurdu ve lojistik ikmalini de tamamlamak üzere.

Kuzey Gazze’deki nüfusun önemli bir kısmının bölgeyi terk ettiği tahmin ediliyor.

BUNDAN SONRA NE OLACAK?

İsrail’in bundan sonra ya açıkladığı gibi, Hamas’a yönelik bir kara hareketi başlatmakla yetinecek, ya da Kuzey Gazze’yi işgal edecek.

GERİ DÖNÜŞ YOLLARI KAPATILIYOR

Her iki olasılıkta da Mısır’ın Refah kapısına dayanan Filistinlilerin, sonrasında terk ettikleri Kuzey Gazze’ye dönmeleri mümkün olmayacak. Çünkü, geri dönüş yolları İsrail tarafından kapatılarak, insansız bir Gazze tesis ediliyor.

HEDEF GOLAN MI?

Zaten büyük bir kısmı İsrail’in elinde olan Golan tepelerinin tamamını işgal etme planı olduğu konuşuluyor. -1.800 kilometrelik Golan’ın 1.200 kilometresi İsrail’de-

ABD ve İngiltere gemilerinin, yani çok büyük bir güç ile bölgeye gelmesi de bu planla örtüşüyor.

Golan temiz su kaynaklarının yüzde 35’ini elinde tutan ve bölgenin stratejik noktası durumunda.

İsrail’in ilk günden itibaren, “Biz iki cephede savaşmaya hazırız” sözleri de, İran’ın Haşti Şabi’sinden, İmam Ali Tugaylarına yönelik açılacak cephelere işaret ediyor.

Bölgedeki savaş gemilerinin, Suriye, İran ve Hizbullah’ın savaşa dâhil olmasına yönelik ön aldıkları kaydediliyor.

ESAS HEDEF SURİYE Mİ?

Golan tepelerinin tamamının işgali sonrası, Suriye’nin işgali çok daha kolay hale gelecek!

HİZBULLAHA KARŞI ABD’Yİ YANINA ÇEKTİ

Netenyahu Hükümeti Obama döneminden bu yana ABD’yi askeri kapasitesiyle yanında görmek istiyordu. Özellikle İran’a ve İsrail’in kontrolü dışına çıkan Hizbullah’a karşı ABD’yi yanında görmek istiyordu, Cem Gürdeniz bunu, Hamas’ın saldırısı ile başardılar, diyor!

GAZZE’DEKİ DRAM, İSRAİL’İN ASKERİ BAŞARISININ ÖNÜNDE

İsrail var gücü ile İran’ı kışkırtıyor. Çünkü İran’ın savaşa girmesi elini rahatlatacak. Ancak, İran böyle bir tuzağa düşer mi, bilinmez!

Gazze’deki insanlık dramı, asla İsrail’in imajını düzeltemeyecektir.

İnsanlık dramı askeri başarının önüne geçti.

2,5 milyon nüfuslu Gazze’nin gideceği bir yer de yok, İsrail ve Filistin’in iki devletli bir çözümden başka bir şansı da yok!