Kitle iletişim araçlarının yaygınlaşması bu araçların etkileri üzerinde araştırmaların artmasına yol açmıştır. Kitle iletişim araçları; bilgi aktarma, haberleşme gibi işlevlere sahiptir. Ancak manipülasyon aracı olarak da kullanılmaktadır. Mesaj alıcısını harekete geçirme veya alıcının zihnine medyanın fikirlerini aktarma gibi etkileri vardır. Kamuoyu tarafından gündeme gelen konular bazen medyada da yer edinebilir. Bu durum medyada kamuoyu oluşmasıyla ifade edilir. Ancak genellikle medya yaydığı bilgilerle kamuoyunu etkilemeye çalışır.

Medyanın kamuoyu üzerindeki etkilerini incelemek için çeşitli kuramlar ortaya çıkmıştır. Gündem belirleme ve bağımlılık kuramı bunlardan bazılarıdır. Gündem belirleme kuramı, medyanın insanların gündemini değiştirebilme gücünü inceler. Bağımlılık kuramı, azgelişmiş ülkelerin güçlü ülkelere bağımlı olmalarını ve bu bağımlılıktan dolayı geri kaldıklarını ifade eder.

GÜNDEM BELİRLEME KURAMI

Maxwell E. McCombs ve Donald L. Shaw’ gündem belirleme kavramının isim babalarıdır. “Gündem” kavramı zamanın belirli kısımlarında önemlilik sırasına göre listelenmiş konular olarak açıklanır.

Gündem belirleme, medya tarafından daha önemli görülen konuların haber yoluyla aktarılması ve bunun sonucunda kamunun zihninde de öncelikli konular haline gelmesini sağlar. Bireylerin gündelik yaşamlarında öncelikli işleri olduğu gibi toplumların da bir öncelik sıralaması mevcuttur.

Bireyler öncelik sıralamalarını kendileri belirler. Toplumların öncelik sıralamalarının oluşumunda medyanın ne kadar etkisi bulunduğu “gündem belirleme” kuramının en temel sorusu olmuştur. Gündem belirleme kuramı, toplumun öncelik sorunlarını kimin belirlediği kadar, bu sorunların çözümü konusunda siyasilerin ne kadar çaba gösterdikleri ile de ilgilenir. Bu konu da siyaset gündemini oluşturur. Gündem belirleme, medyada öncelik olarak sunulan sorunların kamunun zihninde de öncelikli olarak algılandığını açıklar. Dolayısıyla bu kuram, medya ve kamuoyunda önemli görülen sorunlara karşı siyasetçilerin duyarsız kalmaması gerektiğini anlatır.

Gündem belirleme kuramına şu örnek verilebilir: Kamuoyunun gündeminde ekonomi olduğunu varsayalım. Fakat medyada ekonomi yerine savaş haberlerine öncelik veriliyor. Vatandaşlar sürekli savaş haberlerine maruz kaldıkları için kendi gündemleri yerine medyanın onlara dayatmış olduğu gündemi benimsemeye başlıyorlar. Yani medya vatandaşların ekonomi gündemini savaş gündemi olarak değiştiriyor.

Gazete veya televizyonda önemli olan haberlere daha fazla yer ve zaman ayrılır. Fakat önemsiz görülen haberlere daha az yer ya da zaman ayrılır ya da hiç yer verilmez. Bir gazetenin en önemli gördüğü konu, o gazetede manşet haber olarak yayınlanır. Televizyon haberlerinde ise en önemli haber ilk yayınlanır.

BAĞIMLILIK KURAMI

Bağımlılık kuramı, temelinde Doğu ülkelerinin bilim ve teknoloji açısından Batı ülkelerinden geri kalmasını açıklamayı amaçlayan bir kuramdır. Bağımlılık kuramı çalışmaları ilk olarak 1960 yılında Latin Amerika’da başlamıştır.

Bağımlılık Kuramı, Batılı ülkelerin Üçüncü Dünya ülkeleriyle ilişkilerini eleştiren bir anlayıştır. Gelişmiş ülkelerin azgelişmiş ülkelere yardım etmesinin asıl sebebi bu ülkeleri ekonomik anlamda kendilerine bağımlı hale getirmektir. Bağımlılık kuramı, Üçüncü Dünya ülkelerinin en büyük sorunun gelişmiş ülkelere bağımlı kalmaları olduğunu savunur. Üçüncü Dünya devletlerinin gelişim sorunu yaşamaları tarihsel süreçlerine bakılarak açıklanabilir. Azgelişmiş ülkeler sömürge, iç savaşlar, ekonomik baskı ve benzeri sorunlarla karşılaştıkları için yeterince gelişememişlerdir. Gelişmiş ülkelerin ekonomik güçlerinin asıl sebebi, azgelişmiş devletleri sömürge haline getirmeleridir. Azgelişmiş ülkeler, güçlü devletlere bağımlı oldukları sürece, ilerleme kaydetmeleri mümkün değildir. Samir Amin, çevre ülkelerin bağlamlılıktan kurtulmaları için merkez ülkelerle tüm ilişkilerini kesmeleri gerektiğini söylemiştir. Özellikle ekonomik, kültürel ve siyasi anlamda merkez ülkelerden bağımsız hareket etmek gerekir.

Bağımlılık kuramı, azgelişmiş ülkelerin dış politikalarının bağımsız olmayacağı görüşü üzerine gelişmiştir. Gelişmiş ülkeler ekonomik baskılar yaparak isteklerini azgelişmiş ülkelere kabul ettirirler. Bağımlılık kuramını eleştiren kişiler, ülkeler arasında karşılıklı bağımlılık olduğu görüşünü savunurlar. Ancak bağımlılık kuramı teorisyenleri bu yaklaşımı emperyalizm ve sömürgecilik kavramlarını dikkatte almadıkları için eleştirir.