Yağış miktarındaki azalma, her mevsim daha belirgin biçimde hissedilmektedir. Bu çevresel değişimler, bedensel ve duygusal sağlığımızı direkt olarak etkilemektedir. Ancak, bu etkiler yalnızca duygusal durumlarımız ve bedenimizin ısıya karşı duyarlılığı ile sınırlı kalmamaktadır. Toplum genelinde, bu durum gelecek için endişeyi ve kaygıyı beraberinde getirmektedir.

Şehir hayatında kuraklık ve sıcaklığın etkileri daha belirgin bir şekilde yaşanmaktadır. Doğal bitki örtüsünün bulunmadığı alanlarda, sıcaklık oranlarında artış gözlemlenmektedir. Şehir yaşamında, cilt kanseri olma riski daha yüksektir.

“Güneş yanığı, özellikle de çocukluk çağında yaşanan güneş yanığı, ilerleyen yıllarda gelişecek deri kanseri için en önemli risklerden biri olarak tanımlanmıştır.” (*)

Eğer birkaç defa aşırı derecede güneş yanığına maruz kalınmışsa sonraki yanıklarda cilt kanseri olma ihtimali artmaktadır.

Raporlardaki rakamlar, belirgin bir şekilde cilt kanseri vakalarının arttığını göstermektedir. Bu durumun ölümcül sonuçları doğurma tehlikesi vardır.

KURAKLIK YAVAŞ HAREKET EDER AMA ETKİSİ KALICIDIR

T.C Sağlık Bakanlığı - Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü’nün yaptığı araştırmada: “Son 20 yılda deri kanseri görülme sıklığında gözle görülür artış olduğu sürekli vurgulanmaktadır. Beş kişiden birinde 70 yaşına kadar en az bir deri kanseri gelişeceği düşünülmektedir. Deri kanserlerindeki bu artış ozon tabakasındaki incelme nedeniyle atmosferin güneş ışığını filtreleme görevindeki azalma ve bu nedenle daha fazla ultraviyole radyasyonunun yeryüzüne ulaşması ile ilişkilendirilmektedir.” (*)

Kuraklığa neden olan başlıca sebepler: İklim değişikliği ve yağış miktarının azalması, insan aktivitelerinin doğaya zarar vermesi, yanlış sulama uygulamaları, su kaynaklarının aşırı kullanılması ve yanlış yönetilmesi, çevre kirliliği ve birbirini tetikleyen doğal olaylardır. Dolayısıyla, çevre koşullarını etkileyen insan faaliyetlerinin, bireylerin yaşam kalitesi üzerinde belirgin bir etkisi bulunmaktadır.

Su kaynaklarının azalması, insanlar, hayvanlar ve ekosistem için büyük bir tehdittir. Ve hepsi birbiri ile ilişkilidir. Zincirdeki halkaların zarar görmesi insan yaşamını ve sağlığını olumsuz etkilemektedir. Toprağın veriminin düşmesi biyoçeşitlilik kaybına ve bir yandan da gıda fiyatlarının artışına neden olmaktadır. Suyun azalması veya kirlenmesi kanser başta olmak üzere birçok hastalığa sebep olmaktadır. Bu durumlar ruh ve beden sağlığını doğrudan etkilemektedir.

Su tasarrufu ve verimliliğini sağlamak, yağmur suyunun kullanımı ile ilgili daha işlevsel çözümler bulmak, doğru bir tarım politikası sürdürülebilmesi için eğitim ve bilinçlendirme çalışmaları yapmak, verimli sulama teknolojilerinin geliştirmek kuraklığı önlemek için alınması gereken tedbirlerdir.

(*)https://hsgm.saglik.gov.tr/depo/birimler/kanser-db/Dokumanlar/Raporlar/17.Agustos_2021_Kanser_Kontrol_Programi_versiyon-1.pdf

https://hsgm.saglik.gov.tr/tr/kanser-istatistikleri