Üsküdar ve Beyoğlu iyi, Fatih şüpheli, sandıklarda ise yeterli müşahit gözükmüyor!

Yerel seçime bu kadar az gün kalmışken hep aynı hataları yaptığımızı görmek ne kadar acı: gücümüzü bölmek ve karşı tarafa hediye etmek.

Yakın tarihten hiç ders almıyoruz.

Hep bir hırs.

Hep ben haklıyım, ben güçlüyüm, ben kazanmalıyım derdi.

RTE’nin İBB Başkanlığını alması da böyle olmamış mıydı? Tıpkı Melih Gökçek’in Ankara Belediye Başkanlığını alması gibi! Karşılarında sosyal demokratlar ikiye bölünmüştü ikisinin de: CHP ve SHP adayları olarak. Sonra 20 yılımıza mal oldu!

Son yerel seçimlerde bu kadar çok büyük şehir belediyesini almamızın nedeni birleşmiş olmaktı, inkâr etmeyelim, unutmayalım. 

Millet İttifakı, büyük başarı elde etmişti.

Bu bir tür Cumhur İttifakı karşıtlığıydı, bir tür RTE karşıtlığı.

Şimdi ne oldu?

Genel seçimleri iki trolün seçime girip sonra ortadan yok olması sonucu yüzde 2’lik bir farkla kaybettik, laik seküler hayatımızın son dönemlerini RTE’nin mutlak iktidarı ve ekonomik çöküşle geçirmeye mahkûm olduk! 

Eğitim, Adalet, Ekonomi, Dış Politika, hepsi çöktü. Doğal kaynaklar hoyratça tahrip ediliyor. Hak arayan kendini yerlerde sürüklenirken buluyor. Ve yerel iktidarı bari koruyalım derken karşımızda yine bölünmüşlük sorunu.

Kendi içinde bölünmek

Her ne kadar tabanda birleşme sağlandı, deniliyorsa da mesela İstanbul’un ilçelerine bir bakalım: 

Sarıyer’de yeniden aday gösterilmediği için hırslanıp bağımsız aday olan Şükrü Genç yüzünden Sarıyer AKP’ye hediye edilmek üzere! 

Şükrü Genç, yeterli oy alamayacağı gibi CHP’nin adayını da baltalıyor ve AKP adayı kaybedeceği seçimi alacak gibi gözüküyor.

Anketler bu yönde.

Şükrü Genç artık kına mı yakar, sokağa nasıl çıkar bilemem. Bu kardeşin kardeşe kazığı.

Bir de, kendi başıma, kendi adayımla deyip ittifaktan çıkan İyi Parti var. Onları da Millet İttifakı’nda birleştiren AKP – MHP siyasetine karşıtlık değil miydi?

Değilmiş demek. Çünkü Ataşehir’de de İyi Parti adayı, CHP adayı kadar oy alıyor ve ikisinden biraz daha fazla oy alan AKP adayı aradan sıyrılacak gibi gözüküyor. 

DEM Parti’nin kendi adaylarıyla seçime girmekte haklı olmalarına rağmen büyükşehir seçimini bile tehlikeye soktuğunu yazmaya gerek görmüyorum.

Kadıköy’de kafam şişti.

Önceki gün Kadıköy’deydim.

Bağdat Caddesi etrafında ve civarında olanlara Allah sabır versin. İnanılmaz bir gürültü kirliliği var ki, her parti suçlu. 

Hepsinin propaganda aracı, volümü sonuna kadar açılmış, hoparlörleriyle bağır çağır caddeden geçiyor. Onlar geçerken caddede konuşmak mümkün değil, sağlığa zararlı bu gürültü!

CHP adayı ipi göğüsleyecek, Kadıköy seçmeninin tercihi bellidir de Maçoğlu orada ne iş yapıyor acaba? Bu ne kendini bilmezliktir? Tunceli’den gelip Kadıköy’de hava atmak siyaset midir? 

Göztepe Parkı’nda mı mercimek yetiştireceksiniz?

AKP’nin burada şansı yok, diye karizması da olmayan bir aday koymuşlar, caddede karşılaşıp el sıkıştık, üç beş kişiyle dolaşıp duruyor. Vapurla döneyim dedim Avrupa’ya, mahalleme. İskele Meydanı bir felaket. Herkes kendi çadırını kurmuş, gürültü yapmakla meşgul. Tamam, siyaset biraz da gürültü demektir ama her biri bağırınca bu kakofoniye dönüşüyor!

DEM’liler çadırlarının önünde halay çekiyor. Kürt kardeşlerimizin tek bildiği etkinlik bir iki adım koreografisi aynı olan halay mıdır?

BEYOĞLU’NDA NE OLACAK?

İlçelerden konuşmuşken Beyoğlu konusunda aldığım müjdeyi de paylaşmak isterim. Beyoğlu bu kez AKP’den alınacakmış öyle duydum. 

Hüseyin Aslan’dan beri CHP’li belediye başkanı görmedi bu ilçe!

Kasımpaşa’dan ötürü mü? Recep Beye ayıp olur diye mi? Öyle karışık bir ilçe ki, Alevisi var, entel danteli var, tersane işçisi var, ölümüne Recep Bey yanlısı var, Romanı var.

Oy almak kolay değil, CHP’li İnan, Güney çok değerli bir şehir plancısı imiş.

Kendisini hiç göremedik mahallede, gençler kapıyı çalıp bir kalem, bir imsakiye, bir mutfak önlüğü bıraktı. Geçiniz bunları!

Galata Kulesi bir aylığına kapalı.

İskeleleri bir kaldırıyorlar, bir koyuyorlar, bu kadar sürede kule baştan inşa edilirdi, bugünkü teknolojiyle, iç dış restorasyonu neden bu kadar uzun sürüyor, AKP şov mu yapıyor bilemem.

Esnafın dedikodusuna göre meydana konuşlanan iki devasa vinç kirası yüzündenmiş? Kiralama parası ile de kule yeniden inşa edilirdi kesin! Meydanın taş döşemesi ise her zamankinden daha beter kırık dökük oldu. Kaçak yapı olduğu tescilli ve yıkım kararı Kadir Topbaş zamanında alınmış olan meydanın ortasındaki Yiğitbaşlar iş merkezi ise yıkılmayacağı garantisi almış olacak ki baştan aşağı yenilendi! Oysa orası eski mezarlık üzerine, kaçak kurulmuş ve yıkılsa Galata Meydanı ferahlayacak.

Galata kime oy verir? Sakinleri kimlerdir?

Her bina günlük kiralama ile airbnb’ye dönüştürülmüş olan evlerde yaşayan kaç Türk seçmen kaldık? Esnaf gündüz gelir, gece gider, burası kimlerin? Burası bir Cihangir midir?

Değildir.

ÜSKÜDAR VE FATİH?

CHP’nin genç İl Başkanı Özgür Çelik, Yüksek Kurul Üyesi olduğum Basın Konseyi’ni ziyarete gelince seçim tahminleri ve sahadaki durumu da konuştuk. Beyoğlu müjdesini de ondan aldım, inşallah çıkar. En çok merak ettiğim ilçeler Üsküdar ve Fatih’ti.

Üsküdar’ı hep kıl payı kaybediyoruz.

Üstelik Sinem Hanım’ı Şehir Hatları Müdürlüğünde çok başarılı buluyordum. Üsküdar’a aday gösterilince almasını çok istedim. Herkes Üsküdar’da kadın aday olur mu diyor ama Üsküdar’ın yıllar içinde seçmen kitlesinin çok değiştiğini göremiyor. Üsküdar ulaşımı çok kolay bir ilçe: deniz yolu, metro, Marmaray, otobüs ile Avrupa’ya bağlı. Kadıköy’e çok yakın. Sahili, çarşısı, tarihi ile çok renkli. Fiyatları Kadıköy ve Beşiktaş’tan iyi. Tam yaşanılacak yer oldu İBB’nin de emekleriyle. Sinem Hanım da eş tarafından Üsküdarlı. 

Seçimi garantilemiş görünüyormuşFatih’te ise henüz başarı netleşmiş değil.

Oysa İBB Genel Sekreter yardımcısı, İBB Miras’ın başındaki Mahir Polat, bu ilçe için ne kadar büyük bir şans olur ve ne kadar çok çalıştı. Fatih ayağa kalkar. 

Fatihli seçmen bu fırsatı kaçırmayın, Fatih hak ettiği yerde değil.

SANDIKLAR KİME EMANET?

Unutmayalım ki seçimi sahada kazanıp sandıkta kaybetmek mümkün.

Son üç seçimde İstanbul Gönüllüsü olarak görev yaptım. Gerek müşahitler, gerek avukatlar ordusu olarak büyük kadrolar ve emekle çalıştık. Aynısını bu seçim için söyleyemeyeceğim. Öyle sanıyorum ki herkes seçim yorgunu ve son seçimi kıl payı kaybetmiş olmanın verdiği umutsuzluk geçmemiş. 

Bu seçim, gerek müşahitler, gerek avukatlarda büyük isteksizlik var. Küçük partiler aday bulmakta gösterdikleri başarıyı sandık kurullarını oluşturmakta bulamıyorlar! 

Burası İsveç değil, sandıkları yeterince koruyamazsak alacağımız ilçeleri kaybederiz. Ekrem Başkan bile İstanbul Gönüllüsü olun çağrısı yapıyor.

Evet, bu seçim, son seçim, İstanbul Gönüllüsü olun ve sandıkları koruyun. Yoksa laik demokratik cumhuriyete el fatiha…