2023 anılarımızda iyi izlenimler bırakmadan sonlanıyor. Dünya için bitmeyen savaşlar, bizim için siyasi çalkantılar, bitmeyen ekonomik kriz, bir önceki yazımızda da belirttiğimiz gibi cinnet ve şiddetin iç içe geçtiği bir ruh hali. Bir önceki yazıya değinmişken hemen bir özür borcumuzun olduğunun da altını çizelim. Yazıyı okuyan doktor dostlarım, doktorların uğradığı şiddete nasıl yer vermezsin diye beni haklı olarak eleştirdiler. Doktor dövme özgürlüğü ile sınıf atladığını sanan kadının ekran görüntüsü hala hafızalarımızda. Giderlerse gitsinler demekten geri kalmayan yöneticilerimizin sözleri de hafızalarımızdaki yerini hala korumakta.
Ana konumuza geri dönersek. Yani 2024’ün, 2023’e nazaran daha iyi olup olmayacağına dair ipuçlarına kabaca göz atarsak.
Dünya genelinden başlayalım.
2024, 2023’TEN DAHA MI İYİ OLACAK?..
2020’li yılların başlangıcına damga vuran pandemi bitti mi? Her ne kadar haberlerin birinci konusu olmaktan çıktıysa da, soğuk kış günleri ile birlikte pandemi olarak nitelendirilmeyen ve tam olarak ismi konulamayan salgın haberleri kulağımıza gelmeye başladı. Siz siz olun aşılarınızı ve maskelerinizi ihmal etmeyin. Kalabalıklara girmekten kaçının.
2022’ye damgasını Rusya’nın Ukrayna’ya savaş açması vurmuştu. 24 Şubat 2024 itibarı ile Rusya Ukrayna savaşı 2nci yılını dolduracak. 3 günde biter denilen savaş ne yazık ki bitmedi. Kuzey cephesindeki acı veren insani kayıplar artık çok da fazla ilgi çekmiyor.
2023’e ise damgasını vuran Hamas’ın saldırısıyla İsrail için eylemlerinin bahanesi olan Gazze’de yaşananlar oldu. İsrail naklen yayınlanan bir soykırımın faili olarak karşımıza çıktı. Peki hepimizin eleştirdiği İsrail’in yaptıkları, Hamas’ı eleştirmemizi engeller mi? Bence engellemez. Nedense Hamas’a sahip çıkmak gibi gereksiz bir tarafgirlik görüntüsüyle 2023’ü sonlandırıyoruz.
2024’e girerken en ciddi soru işaretlerinden bir tanesi de, İsrail Filistin savaşının sadece İsrail ile Filistin arasında kalıp kalmayacağı, daha doğru ifadesi ile giderek bölgesel bir savaşa dönüşüp dönüşmeyeceği. Özellikle Yemen’deki isyancı güç Husilerin, Filistin’e destek için Kızıldeniz trafiğini kapatmaya yönelik saldırıları, zaten iyi gitmeyen dünya ekonomisi için kötü haber. Tedarik zincirinin kırılması, kırılmaması isteniyorsa hem petrol hem de gemiyle taşınan diğer bütün ürünler için Ümit Burnu’nun kullanılması anlamına geliyor. Diğer ifadesi ile yaklaşık 14 günlük bir gecikme ve yeni maliyetlerin ortaya çıkması söz konusu. Peki ABD’nin önderliğinde bir koalisyon olarak kurulması planlanan donanma gücünün bölgedeki etkisi ne olacak? Husiler bu donanmayı da vururuz tehdidini savurdular. Husilerin arka plandaki destekçisi olarak nitelendirilen İran geri adım atacak mı? Rivayet muhtelif.
2023’ü sonlandırmaya bir hafta kala 6 şehit verdiğimiz acı haberi ile sarsıldık. Peki bu acımasız saldırının esas müsebbipleri kim? Birileri bizi Ortadoğu bataklığının içine daha fazla mı sürüklemek istiyor?
EKONOMİ KÜÇÜLMEYE DEVAM EDECEK!..
Gelelim Türkiye’de yaşadığımız ekonomik çıkmazlara. Ortodoks ekonomi politikalarına geri dönüşün kimseyi mutlu etmediği bir gerçek. Merkez Bankası faizleri artırmaya devam ettiği, teknik ifadesi ile parasal sıkılaştırmaya gittiği oranda ekonomi küçülmeye devam edecek. Enflasyon ise baz etkisi ile birlikte belki azalacak ama ne üretici ne de çalışan ya da bizim gibi emekliler için kabus senaryolarının ortadan kalkmasına imkan tanımayacak. Peki Mart ayının sonunda yapılacak yerel seçimlere kadar suni bir refah algısı yaratılsa dahi, seçimlerden sonra ne ile karşı karşıya geleceğiz? Hele Anayasa Mahkemesi ile Yargıtay çatışması bunca ayyuka çıkmışken, yabancı yatırımcının ülkemize gelmesini beklemek ne kadar gerçekçi?
BEKAMIZIN ÖNÜNDEKİ EN BÜYÜK SORUN ZEKAMIZI SORGULAMAMAK
Tekrar dünyada olup bitene geri dönüp, ekonomisi bu kadar kırılma noktasında olan ülkemizin savaş senaryolarına sürüklenmesi kabul edilebilir mi? Sayın Devlet Bahçeli’nin bir numaralı argümanı olan “beka” sorunu sizce de ekonomi ile birebir örtüşmüyor mu? Galiba “beka”mızın önündeki en büyük sorun “zeka”mızı yeterince sorgulamamaktan kaynaklanıyor.
Tabi bu arada İsveç’in NATO tam üyeliği ile, hani F35’i unuttuk, F16’ların Türkiye’ye verilmesi konusundaki pazarlığın nasıl neticeleneceği de ayrı bir muamma. NATO’dan çıkalım mı dediniz? Düşünmemenizi tavsiye ederim.
Dindar ve kindar gençlik yetiştirme konusundaki üstün başarıları ile Milli Eğitim Bakanımızın gayretlerinin de “beka” meselesi ile ayrıca sorgulanması gerektiğini de belirtmeden geçemeyeceğim.
Umarım 2024, 2023’ü aratmaz.
Hani ensemizi karartmayalım diyeceğim demesine de…
Umudumuzu yitirmediğimiz, mutlu yıllara!..