Tavşantepe Köyü'ndeki, cinayet, seks, entrika ve gizemden, Türk halkı kendi derdini unuttu. Şu olay edebiyle çözülse de, gerçek gündemimize dönsek...

Ne hayat pahalılığı, ne anayasanın 4. maddesinin değiştirilmesi, ne eğitim, ne adaletin canına okunması, ne kesilen ağaçlar, ne işten çıkarılan işçiler! Bu haberlerin hiçbiri ilgimizi çekmiyor, yalan söylemeyin, siz de onlar yayınlanmaya başladığı zaman hemen zaplıyorsunuz. 

Biz artık Tavşantepe Köyü ve orada olup bitenlerle yatıp kalkıyoruz!

Çünkü orada ne istersen var: seks, entrika, gizem, cinayet, katil, masum bir kız çocuğu, hatta bir başka kız çocuğu, hatta bir oğlan çocuğu, imam, grup seks, siyaset, merkez siyaset, taammüden işlenen cinayetler için yapılan planlar, araştırma yapan kolluk kuvvetlerini yanıltmak için alınan sahte telefon numaraları, bot hesaplar, sahte paylaşımlar!

Ve kolluk kuvvetlerinin tavşan kadar akıllı olamaması! Katil zanlısıyla ve rehberliğinde ev ev arama yapması! Onun yönlendirmesi ile ifade alması! Onun yönlendirmesi ile kaybolma vakalarında ilk bakılması gereken yer olan dereye hiç uğramaması!

KÖY MASUM DEĞİL

Televizyonda yayınlanan sabah programları içinde birinci sırayı yıllardır Müge Anlı’nın dedektif titizliğiyle ve tabii ki arkasında hukukçusundan emniyete kadar büyük bir ekiple çözdüğü kayıplar ve cinayetler programı yer alıyor.

Ondan esinlenerek bu tür programların başka kanallarda da yapıldığı bir gerçek. Bu programları izleyenler biliyor ki Köy ve Köylü hiç de masum değil. Şehirde yaşayıp da saçı ve kolları açık gezen kadınlara, oyalı tülbentiyle ağzını kapatıp da orospuuuu diye bakan o kadınların çeşmeye ya da dereye gidiyorum diye evden çıkıp ahıra gittiği ve orada kimlerle ne yaptığını, eniştenin baldızla, kayınpederin gelinle, babanın kendi öz kızıyla ne haltlar karıştırdığını köy sosyologları ve emniyet mensupları biliyordu da halkımız böyle öğrendi!

SOSYALLEŞME YOK ONDAN

Köyün insanı da ne yapsın? Nerede sosyalleşsin, nerede fingirdeşsin? Ne kahve zinciri var, ne mall market! Park yok, metro yok. Ahıra gidecek mecbur. Ahıra kiminle gidecek? Uygulamadan seçtiği ilk kez göreceği yakışıklı ya da güzelle mi? O da yok. Köy desen hepsi aynı aile. Mecbur yengeyle gidecek, yenge mecbur kocanın abisiyle. İki kişi sıkıntı verdi demek, imam bile grup sekse bağlamış işi. Badeleyeni okumuştuk, yargılayamamıştık şikayetçi olan yok çünkü. İki yetişkin arasındaki cinsel ilişkiden kime ne değil mi? Şeyh diyor ki karını da, anneni de al getir, badeleyeyim. Adam da alıp getiriyor. Kimsenin itiraz ettiği yok, bade diye oral seks yapılıyor. Bütün mahalle biliyor, polis biliyor, ama bir şey yapılamıyor, çünkü şikâyetçi yok? Bakınız gazeteci kardeşim Timur Soykan bu işe kafayı takıp da Badeci Şeyh kitabını yazmasaydı, yalancı şikayetçi yaratılmasaydı adam hala öptürüyordu şeyini…

HEP FERİT DEMİR’İN YÜZÜNEN!

Hal böyle olunca, TavşanTepe Köyü’nün güzel ve narin kızı Narin, onu Kuran Kursu’na yollayan anasıyla muhtemelen amcasını basınca, ailenin itibarını korumak amacıyla susturulmasına karar verilip görevi de ağabeye yükleyip hallettiler ama ah Ferit Demir. İşin peşini bırakmadı, olay ağız sulandırıp bütün TV kanalları köye üşüşünce, zaten ağustos ayı, diziler tatilde, televizyonda izleyecek bir şey yok, milletin canı burnunda zaten, hepsi aynı adamlar sıra sıra dizilip aynı martavalları sıkıyor. Tavşantepe Köyü olayının konuşulduğu kanallar reytingleri patlattı. İlk başlarda, “Köyün sakinleri tanıdıktır, konuşmayalım” diyen iktidar partisi mensuplarına rağmen yandaş kanallar bile ağızlarından bal damlatarak ne kadar emekli polis varsa ekrana çıkardı. Herkes dedektif kesildi anlatıyor. Ama köyün şeytanlık düzeyi o kadar yüksek ki kimsenin uydurma yeteneği yetişemiyor!

İLGİ ÇEKME SEVDASI

Çok sevdiğim bir fıkra vardır: Roman yazmaya niyetlenen genç, ünlü bir yazara gitmiş ve bestseller olması için kitabının başlığının ne olması gerektiğini sormuş. Ünlü yazar, içinde seks ve cinayet olsun, kişileri de ünlü ve önemli kişiler olsun, bir de din iman koyarsan çok satarsın demiş. Gencin attığı başlık şuymuş: Papanın günah çıkarırken s… tiği Kraliçe, kilisede ölü bulundu!

Biz de Narin’in öldürülmesi olayına öyle bir kilitlendik ki memleket batıyorservisler kaldırıldı, çocuklar okula gidemiyor, gidenler aç kalıyor, emekli maaşları yerlerde sürünüyor, enflasyon azmış, ama herkes TavşanTepe köyünde ahırda ne oldu, onu konuşuyor.

MERAK ETTİK BİR KERE

Nasıl konuşmayalım ki? Meraktan öleceğiz; Narin ne gördü de infazına karar verildi? Üçlü mü gördü, ikili mi? Kim öldürdü, abisi tek mi, arkadaşları ile mi? Abinin kolunu annesi mi ısırdı, başkası mı? Amca daha önce kaç kişinin infazını yönetti? Bu köyde daha önce kaç çocuk öldürüldü de amca onlara muhtar olarak otopsi yapılmadan defin ruhsatı verdi? Ailenin itibarı ve zenginliği nereden geliyor? 

Narin’in annesi gözünden tek damla yaş gelmeden elinde kızının ayısıyla ağıt yakmayı nereden öğrendi? Tiyatroda oynamayı düşünüyor mu? 

İmamın grup seks yaptığı Diyarbakırlı aileyle videoları ne zaman gösterilecek?

Acaba Reis neden Tavşantepe üzerinden siyaset yapmayın dedi? 

Kimsenin siyaset yaptığı yok, dizi yerine haber seyrediyoruz! Şimdiye kadar hangi senarist bu olayı yazmaya karar verdi? Arka Sokaklar’da izleyebilecek miyiz? Ha, sizin siyasi tabanınızın gerçek kimliği ortaya çıktı diye rahatsızsanız, milleti din iman sosuyla uyuştururken düşünecektiniz. Uzun zamandır farkındasınız, size eğitimli, şehirli kesimden oy gelmez. Onun için gençleri eğitimsiz ve cahil bırakalım, zorunlu din dersleriyle kafalarını doldurup oyalayalım, iş bulma olanaklarını da sıfırlayalım. Bizim ıvır kıvır yardımlarına muhtaç kalırlar ve iktidarı sürdürürüz. Diye hareket etmediniz mi?

İŞİ UZMANINA BIRAKIN

Bu kadar goygoyu bir medya uzmanı olarak yazdım. Artık saçmalamayı bıraksak da oraya doğru düzgün bir cinayet masası ekibi kursak, JAK belli ki 15 Temmuz’dan sonra iflas etmiş. Şu olay edebiyle çözülse de bırakın köyü, ülkece daha fazla rezil olmasak? Gerçek gündemimize dönsek. 

Bu rezillik dozu yakında kaşıntı yapacak.  Hem artık diziler de başlıyor, yazık reytingleri çakılacak!