Bu yıl da DİSK, 1 Mayıs’ı Anayasa Mahkemesi kararı doğrultusunda Taksim’de kutlamak isterken, iktidar yine izin vermiyor!

Biz bıktık, iktidarlar bıkmadı, her yıl olduğu gibi bu yıl da DİSK 1 Mayıs’ı Anayasa Mahkemesi kararına uygun olarak Taksim’de kutlamak istiyor, iktidarsa yine izin vermiyor!

1 MAYIS'I TAKSİM'DE KUTLAMAK

İstanbul Taksim Meydanı, turistiyle, ticaretiyle, sanat ve kültür merkezleriyle, trafiğiyle kentin merkezi, en can alıcı yeri. Burayı bir kutlama için kapatamayız, trafik alt üst olur, hayat durur, üstelik güvenliği de sağlayamayız! Bunu aşağı yukarı bu sözlerle söyleyen, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, üstelik de İstanbul’un eski valisi. Demek ki kentin özelliklerini en iyi bilenlerden biri.

Türkiye Anayasası’na göre, hukuk sisteminin en yüksek yargı organı olan Anayasa Mahkemesi’nin meydanlar toplanmalara kapatılamaz gerekçeli 1 Mayıs kararını da örnek göstererek başta DİSK, 1 Mayıs’ı İstanbul’da Taksim Meydanı’nda kutlayacağını açıkladı ve emekçileri davet ediyor. Buna karşılık olarak da İçişleri Bakanı Yerlikaya, trafiği ve güvenliği gerekçe göstererek kutlamayı yasaklıyor, meydanı ve meydana çıkan bütün yolları araç ve yaya trafiğine kapatıyor! Geçmiş yıllardan hatırlayalım: polis bariyerleriyle kuşatma altına alınan Taksim Meydanı’ndaki otellerine turistler giremiyor, çıkamıyor! 

49 CADDE VE SOKAK KAPATILIYOR

İnsanlar İstiklal Caddesi, Gümüşsuyu, Halaskargazi Caddesi, Tepebaşı’na rahat rahat girip çıkamıyor, 49 cadde ve sokak kapatılıyor, girmek isteyenler engelleniyor, emekçiler 50 bine yakın polis tarafından kuşatma altına alınıyor, üzerlerine su sıkılıyor, gaz kapsülü atılıyor, yakalananlar yerlerde sürüklenip ters kelepçeyle gözaltına alınıyor, orantısız güç uygulanıyor. 

Dünya basını 1 Mayıs kutlamalarında diğer ülkelerdeki şenliklerin yanında İstanbul’daki polis ve emekçi çatışmasına yer veriyor. Türkiye bir kez daha demokrasi yerine baskı ve otoriter rejimiyle gündeme geliyor. Hiç mi izin yok, birkaç sendikacı izinli olarak bu kuşatma içine girip çiçek bırakabilecekmiş,

Zaten sendikanın hükmü de yok

Bravo! Alkış. Trafik tıkanır diye trafiği durdurmak, güvenliği alamayız diye bütün güvenlik güçlerini kapattıkları meydanın etrafına yığmak hangi mantığa sığar, uyar bilinmez! Türkiye’de zaten sendikaların gelişmesine, güçlenmesine izin yok, işçinin emekçinin hakkını korumak mümkün değil. İktidarlar hep işverenden yana. Nereye gitsen sendikaya üye olanı işten atıyorlar. İşçi, sendika yazarı olan Cumhuriyet’te bile en son kavga, Alev Coşkun’un sendikadan kurtulmak istemesiyle çıkmadı mı? Sendika olan yerlerde de sendika seçme özgürlüğü yok. Kadın işçiler bile sendikalı oldular diye çekmedikleri kalmadı, işten atıldılar, tazminatlarını alamadılar. İşçinin hakkını koruyan, iş güvencesini sağlayan, maaşını arttıran sendikalar işverenin en büyük düşmanı. İşverenle iyi geçinen sendika ağaları tarafından yönetilen sendikaların hükümetle de arası iyi. Dolayısıyla sendika sistemi de güçlü değil, iktidar onun için orası yasak, burası yasak diye borusunu öttürüyor! Sendikalar neredeyse bir tek CHP’li belediyelerde güçlü, örgütlenebiliyor ve sözünü geçirebiliyor. O da hangileri? Grev yaptıkları takdirde etkili olabilecekler! Halka dönük çalışanlar, temizlik, ulaşım gibi iş yapanların ücretleri de yüksek. Diğerlerinin pek borusu ötmüyor?  Sendikaların meşhur lafıdır: “Üretimden gelen gücümüzü kullanırız” derler. Türkiye’de son yıllarda hayatımızı etkileyecek bir grev yaşadık mı? Yaşamamıza izin verildi mi? Grev mrev yok! Meydanlara çıkıp bağırmak da yok. Yenikapı, Maltepe Meydanlarını boşuna mı yaptılar, gidin orada çekin halayınızı diyorlar… O kadarına izin verdik diye, şükredin de diyorlar.

1 Mayıs’ta İstanbul’da iseniz Taksim civarına yaklaşmayın. Belli ki yine olaylar çıkacak. İçişleri Bakanlığı’nın engelleme gerekçelerinden biri de terör örgütlerinin bu meydana çağrısı imiş. Bu kadar çok terör örgütü var ise bütün gün açıkladıkları terörü bitirdik lafı gerçek değil miydi?

ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ

Bu ayrı bir yazı konusu ama değiştire değiştire, kırpa, böle, darbeyle uzaktan yakından ilgisi kalmayan ama hala darbe anayasası diye adlandırılan yasanın daha neresini değiştirecekler? Erdoğan bir türlü kendine uygun elbiseyi bulamadı mı?

Üç maddeden oluşan bir anayasa istiyor herhalde: 

1.Ben ne dersem o olur.

2. Aksi hallerde birinci madde uygulanır.

3. Fazlasını hak etmiyorsunuz, çünkü yine beni seçtiniz!