Sokak hayvanlarını katletme yasasının paldır kültür gündeme getirilmesinin asıl nedeni, yerel seçimden zaferle çıkan muhalefet belediyelerini kıskaca almak, hatta ellerinden belediyeleri almak!
Maksat üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek, anlaşıldı! Günlerdir vicdanı olan herkesi tedirgin eden, sokak hayvanlarını katletme yasası olarak adlandırılan yasa tasarısının paldır kültür gündeme getirilmesinin asıl nedeni sokak hayvanlarının halkı korkutması ve değil, yerel seçimden büyük bir zaferle çıkan muhalefet belediyelerini kıskaca almak, cezalandırmak ve hatta ellerinden belediyeleri almak! Şeytanın bile aklına gelmez. Herkes elini vicdanına koyup, hayvanları öldüremezsiniz diye yırtınırken bunların derdi zaten mümkün olmayan, bunun için ne kaynak, ne imkân, ne personel, ne yer bulunmayan ve bütün sorumluluğu belediyelere yıkılan ama komisyonda belediyelere söz hakkı bile tanınmayan bir yasayla sorun çözmek değil. Maksat, bu yasa sayesinde sokak hayvanlarını toplayıp barınaklara tıkmayan, büyük bir kısmını itlaf etmeyen belediyeleri vay, sen yasaya aykırı davranıyorsun, benim sabah namazında camiye giden yaşlı oy verenim, sokak köpeklerinden korkuyor, deyip ceza vermek! Belediye başkanlıklarını düşürüp içeri tıkıp belediyeye el koymak!
BAHÇELİ DÖNDÜ!
“Bizim halkımız hayvan severdir, köpekleri sever!” diyen Bahçeli bile tereddüt ederken Erdoğan kaşlarını çatıp yasayı bir an önce çıkaracaklarını beyan ediyor. Mecliste bekleyen bir çok yasa tasarısı varken en ivedi sorun bu oldu!
Şimdiye kadar niye kimse bu işten bu kadar rahatsız değildi?
Kuduz vakaları görülmüş! Bundan daha büyük palavra olamaz. Kuduz vakası dedikleri rakam o kadar küçük ki, üstelik de bu rakamın içinde mesela ben de varım! Şöyle, evlat edinmek istediğim bir köpeği geçici ailesinden almaya gittiğimde, minicik hayvan benimle gelmek istemeyip elimi ısırdı, elimin üzerindeki damara geldiği için çok kanadı ve hastaneye acilden girmek zorunda kaldım. Köpek sahipli, aşılı, sıkıntı yok dememize rağmen prosedür gereği bana kuduz ve tetanos aşısı yapıldı ve ben de istatistiklere köpek tarafından ısırılmış kuduz vakası olarak geçtim! Yani o rakamlar o kadar abartılı ki…
Çocuklara taciz edilirken niye kıyamet kopmuyor?
Efendim çocuğu parçalamış!
Kaç çocuğu parçalamış köpekler?
İki elin on parmağını geçmez. Kaç çocuk tarikat yurtlarında, yatılı okullarda, ailesinin evinde, şurada burada taciz edilip öldürülmüş?
Onlar için ne önlem alınıyor?
8 -10 yaşında evlendirilen kız çocukları için niye kıyamet kopmuyor?
Kadına şiddeti önlemek için uğraşacaklarına bu iktidar İstanbul Sözleşmesi’nden çıktı!
Günde en az bir kadın erkek şiddeti nedeniyle öldürülüyor bu ülkede! Ne imdat butonları, ne kadın örgütleri, ne şu ne bu yeterli olmuyor, çünkü kravat takan katillere iyi hal nedeniyle indirim uygulanıyor. Pek çok vakada yerel alışkanlıklar denilip hoşgörü gösteriliyor.
SOKAK KÖPEKLERİNE MAHALLELİ BAKIYOR
Ama olmayan bir tehlike yaratılarak, sanki sokaklarda ağzı salyalı köpekler sağa sola koşarak insanları parçalıyormuş gibi bir algı yaratılıyor ve sokaklarda bir köşede yatıp bütün gün uyuyan, geceleri de çöpleri karıştırıp bir lokma kemik ekmek bulmaya çalışan gariban hayvanların canına kast ediliyor! Bunlar mahallelinin baktığı, alıştığı hayvanlar. Tehlikeli olanlar, şehir dışına atılıp hayatta kalmak için çeteleşen köpekler, onlar küçük köpekleri de parçalıyor. Yaşamak için 7 köpek çete oluşturuyor ve kendilerini ve alanlarını koruyor. Kim yaratıyor bu tehlikeyi?
En başta yasa dışı üretim, kırsal bölgede yaşlanan hayvanların terk edilmesi, şehirlerde bir heves uğruna alınıp zor gelince sokağa terk edilen cins köpeklerin sokak köpekleriyle çiftleşip popülasyonun melez ırklar yaratarak çoğalması…
BELEDİYELER YETEMEZ
Bu sorunun çözümü tamamen belediyelerin çalışmasına ve insafına terk edilemez. Zaten bunun için yeterli personel ve bütçeye de sahip değiller. Zaten iktidar da onları buradan vurmak istiyor. Son seçimde el değiştirip muhalefete geçen belediyelerde yeni başkanlar tam takır kasalar ve dev gibi borçlar buldular. Maaş ödemekte bile zorlanıyorlar. Erdoğan bunu çok iyi biliyor ve şimdiye kadar kendi partisinin belediye başkanlarından istemediği SGK borçlarını şimdi yeni iktidara gelen belediyelerden isteyeceğini ilan ediyor. Kinini ve öfkesini açık açık gösteriyor!
BARINAK ÇÖZÜM DEĞİL
Çok konuşuldu, tekrar etmeye gerek yok ama sokakta yaşayan köpekler kısırlaştırılıp aşılanırsa, zaten ömürleri 5-6 yıl, bu sorun zamanla çözülür. Onları barınaklara tıkmak da sağlıklı ve geçerli bir çözüm değil, hem iyi bakılmıyorlar, hem de strese girip mutsuz oluyorlar, barınak hapishane demek, büyük ve güçlü köpeğin küçük köpekleri öldürmesi demek. Barınak ölüm kampı demek! Erdoğan’ın sokak köpekleri ve onlardan korkanlar umurunda değil, onun derdi muhalefete geçen belediyelere gününü göstermek, köpekler bahane, intikam şahane…