Aptallık her zaman olduğu yerde olduğu gibi kalamaz. Bazen geçmişe dönüp baktığımızda “Ne kadar aptalmışım, nasıl böyle bir karar almışım? Şimdiki aklım olsa asla böyle davranmaz, seçimlerimi öyle yapmazdım,” diye düşünebiliriz. O anlarda aptallığın sabit olmadığını, bir hareket hâlinde olduğunu anlarız. Bu hareketliliği, enneagram ve dokuz tip mizaç modeliyle inceleyeceğim.

Daha önceki yazımda bilginin zihindeki yolculuğunu, çoğunluğun ve azınlığın öğrenme süreçlerini bilgi piramidiyle teknik bir incelemeye tabi tutmuştum. Şimdi ise dokuz tip mizaç modeline göre topluluğun davranış hareketlerini inceleyeceğim. Bu, bir anlayış elde etmekle ilgilidir. Özellikle bu çalışma kendi kişiliği üzerinde çalışmayı hedef almış kişileri kapsar.

Film, dizi ve romanlarda karakter yaratma sürecinde profesyoneller enneagramı veya dokuz tip mizaç modelini tercih eder. Psikolojinin bu alanıyla romanlarımı yazarken tanışmıştım. Bu modelleri inceleme ve kullanma şansım olmuştu.

Enneagram veya dokuz tip mizaç modelinin kullanım alanı sadece bu sektörlerle sınırlı değildir. Kişisel gelişimde, bireyler mizaç tipini öğrenerek güçlü ve zayıf yönlerini keşfeder. Eğitimde, öğretmenler öğrencilerine farklı öğrenme yöntemleriyle yaklaşırlar. İş hayatında kurumlar, çalışanlarının farklı kişilik tiplerine göre işe uygunluklarını anlamak, takım çalışmalarında bireyleri doğru konumlandırmak için bu modelleri kullanır. Çiftler veya aile üyeleri, aralarında daha iyi anlayış ve empati gelişimi için bu modelden yararlanır. Spiritüel arayışta ise bireyler kendi iç dünyalarını keşfetmek, kişisel büyüme yolculuklarında kendilerini daha derinlemesine anlamak için enneagramı veya dokuz tip mizaç modelini kullanır. Bazı testlerle hangi mizaç tipini taşıdığınızı tespit edebilirsiniz.

Enneagram:

1. Mükemmeliyetçi (Kusursuzluğu arayan mizaç tipi), 2. Yardımsever (Duyguları hissetmeyi arayan mizaç tipi), 3. Başarı Odaklı (Hayran olunacak kendilik imajı arayan mizaç tipi), 4. Traji Romantik (Duyguların anlamını arayan mizaç tipi), 5. Araştırmacı (Bilginin anlamına ulaşmaya çalışan mizaç tipi), 6. Sorgulayıcı (Entelektüel dinginlik arayan mizaç tipi), 7. Maceracı (Keşfetmenin hazzını arayan mizaç tipi), 8. Güçlü Lider (Mutlak güç arayan mizaç tipi), 9. Barışçı, Uyumlu (Fiziksel konfor arayan mizaç tipi).

Dokuz Tip Mizaç Modeli:

DTM1 (Mükemmeliyetçilik), DTM2 (Yardımseverlik), DTM3 (Başarı Odaklılık), DTM4 (Özgün Bir Kimliğe Sahip Olma), DTM5 (Objektif ve Akılcı Bakış Açısı), DTM6 (Güven ve Sadakate Önem Verme), DTM7 (Neşeli ve İyimser Olma), DTM8 (Liderlik), DTM9 (Kabullenici Olma)

Duygu Merkezinde: Tip 2-Yardımcı, Tip 3-Başaran, Tip 4-Özgün

Zihin Merkezinde: Tip 5-Gözlemci, Tip 6-Sorgulayan, Tip 7-Maceracı

İçgüdü merkezinde: Tip 8-Reis, Tip 9-Uzlaşmacı, Tip 1-Mükemmeliyetçi.

PSİKOLOJİK ANALİZİ

Dokuz Tip Mizaç Modeli (DTMM), kişilerin mizaç özelliklerini sağlıksız, normal ve olgun olarak üç farklı seviyede inceler. Bu seviyeleri bilgi piramidine yerleştirirsem şöyle bir sonuç ortaya çıkar:

Sağlıksız Düzey - Bilgi Piramidinin Alt Katmanı: Sağlıksız düzeydeki kişiler, yüzeysel düşünce ile olaylara ve ilişkilere anlam katamaz, dar bakış açısıyla dünya görüşünü sınırlar, akılsızca davranışlarda bulunabilirler. Geniş açıdan olayları değerlendiremez. Kalıplarına saplanıp kalır.

Normal Düzey - Bilgi Piramidinin Orta Katmanı: Normal düzeydeki kişiler, mizaç özelliklerini denge içinde kullanır ve çeşitli durumlara uygun tepkiler verebilirler, bilinçli kararlar alabilirler. Bu, bilgi piramidinde bilginin işlenmesi ve analizi ile ilişkilendirilebilecek bir süreçtir. Farklı görüşleri değerlendirme ve daha karmaşık düşünme becerileri gösterebilirler. Bu durum, düşünce kalıplarının genişlemesine ve daha bilinçli kararlar almasını sağlar.

Olgun Düzey - Bilgi Piramidinin Üst Katmanı: Olgun düzeydeki kişiler, mizaç özelliklerini son derece bilinçli ve uyumlu bir şekilde kullanır. Kendilerine ve çevrelerine faydalıdır. Analiz edebilme, yaratıcılık ve kendini ifade edebilme yeteneğine sahiptirler. Yaşam boyu öğrenme ve kendini geliştirme arzusuyla farklı kaynaktan bilgiyi alırlar ve yeni fikirler geliştirebilirler. Karmaşık konularda bilgece kararlar verebilirler. Olgun düzeydeki kişilerse mizaç özelliklerini son derece bilinçli kullanır ve hem kendilerine hem de çevrelerine olumlu etkilerde bulunurlar.

(*) DTM1 için örnek tablo:

Aptallık, genellikle bilgi ve deneyim eksikliği, dar görüşlülük veya düşünce kalıplarına takılıp kalmakla ilgilidir. DTMM çerçevesinde mizaç özelliklerinin sağlıksız düzeyde kullanılması, bu tür davranışlara yol açabilir. Normal ve özellikle olgun düzeydeki kişiler, aptallıkla ilişkilendirilen bu özelliklerin üstesinden gelebilir. Daha bilinçli, dengeli yaşayabilirler.

Yaş ilerledikçe ve deneyimler çoğaldıkça, anlayış seviyesi evrim geçirir; olgunlaşma sürecinde kişinin kendini geliştirme isteği önemli bir role sahiptir. Kültürel öğretilerin etkisi altında kalan kişiler, ancak kalıpların ötesinde bir bilinç düzeyine ulaşabilmek için mücadele ederse olgunlaşabilir.

Bilgi piramidinde bilgelik seviyesine ulaşmak, mizaç piramidinde olgunluk seviyesine ulaşarak piramidin en tepesinde çıkmak üstün insan olmak için yeterli midir? Elbette, hayır.

Mizaç + Karakter = Kişilik (**)

“Mizaç, Karakter ve Kişilik Üzerine” başlıklı yazımda, kişiliği şekillendiren etmenler arasında karakterin önemli bir yer tuttuğunu vurgulamıştım. Yani tek başına mizacı olgunlaştırmak, üstün insan olma sürecini tamamlamak için yeterli olmayacaktır. Köşe yazımda belirttiğim gibi karakter irade ile şekillenir. Bir kişinin güvenilirliği ve dürüstlüğü, karakterini tanımlayan temel özelliklere bağlıdır. Karakterimiz, ahlaki değerler ışığında içsel bir pusula gibi doğru ile yanlış arasındaki seçimde kendini gösterir. Kişi, karakterini ortaya koyma noktasında, etik değerler çerçevesinde seçim yapma durumuyla karşı karşıya kalır. Tam bu aşamada kişi, bilgeliğini ve olgun mizacını ya iyiliğe ya da kötülüğe yöneltir. İyiliği veya kötülüğü seçme gücü de işte tam bu noktada karaktere aittir. Zeki iyiler ve zeki kötüleri birbirinden ayıran noktada burada gizlidir.

BİLGELİKTEN UYANIŞA - RUHANİ YOLCULUK

Bilgi piramidini tersine çevirdim ve zamanın sonsuzluğunu göz önünde bulundurarak bu ters piramidi kapatmadım. Tersine çevirdiğim bu piramide “Anlayış Piramidi” adını verdim. Tasarladığım bu ters piramidin kuantum fiziğiyle de yakın ilişkili olduğunu düşünüyorum.

Ruhani boyuta geçiş, bilgelik seviyesine ulaşmadan gerçekleşirse bu kişide şok etkisi yaratabilir. Piramidin basamakları sağlıklı bir şekilde aşılmazsa erken elde edilen bilginin yıkıcı bir etkiye sahip olması mümkündür. Dolayısıyla sınırlı aklı temsil eden bilgi piramidinin bilgelik bölümünden, mutlak akılı (hiçbir şeye bağlı olmayan aklı) temsil eden anlayış piramidinin uyanış bölümüne geçiş daha sağlıklı olacaktır. Bilgelik seviyesinden uyanış aşamasına geçmek ise istisnai durumlar haricinde zaten oldukça zordur.

Deepak Chopra, “Yeter ki İste” adlı kitabında aklı iki bölüme ayırmıştır:

Sınırlandırılmış Akıl: Ego akıl, bireysel akıl, bireysel bilinç, koşullanmış bilinç, doğrusal, yer, zaman ve neden ilişkisi içerisinde işler, zaman açısından sınırlı ve kısıtlıdır, ussal ve  mantıklı, bireysel ve ortak tecrübelerle edinilmiş koşullandırma ve alışkanlığa dönüşmüş düşünme ve davranış biçimi, bütünden ayrılarak müstakilleşir, iç diyalog: Bu ben’im ve bana ait, korku hâkimdir, enerjiye ihtiyaç duyar, onaya ihtiyaç duyar, gözlemci olan Ben’i, gözlemlenen Ben’den farklı yorumlar, sebep-sonuç modeli çerçevesinde düşünür, işlemsel sürece ihtiyacı vardır, süreklidir, bilinçlidir, duygusal tecrübeler sınırlı olduğu için, duyu organları hareketli iken kendisi de hareketlidir, istemli sinir sistemi yoluyla kendini ifade eder (Bireysel Seçim)

Mutlak Akıl: Ruh, öz, evrensel bilinç, saf bilinç, senkronize, uzay zaman ve nedenselliği dayanmaksızın işler, zamansız ve sonsuzdur, içgüdüsel ve yaratıcıdır, koşullandırılmış sonsuz korelasyonlu ve sonsuz yaratıcı, birleştirir, içsel diyalog: Her şey ben’im ve bana ait, sevgi hakimdir, enerjiye ihtiyaç duymaz, iltifat ya da eleştiriye bağışıklığı vardır, gözlemlenen ve gözlemleyenin de aynı Ben olduğunu bilir, olay örgüleri arasında kendiliğinden var olan korelasyonu ve bağlantıyı görebilir, işlemsel sürece ihtiyacı yoktur, sürekliliği yoktur, bilincin ötesindedir. Her zaman hareket halindedir, fakat uyku halindeyken, rüya görürken, meditasyon esnasında, dua ederken, trans halindeyken, baş dönmesi halindeyken yani duygular çekildiğinde, kendisine daha açık daha verimlidir. Kendini otonom ve endokrin sistem ile daha da önemlisi, bu sistemlerin senkronizasyonu ile ifade eder. (Mikro ve Makro kozmos gibi evrensel ve özel boyuttaki sistemlerin senkronizasyonunu da buna dahildir)

Sınırlandırılmış aklı bu yazı dizisinde detaylı olarak ele almaya çalıştım. Bilgi piramidinden yola çıkarak mizaç piramidini ve anlayış piramidini elde ettim. Anlayış piramidi ile ilgili detaylı bilgileri diğer farklı konulardaki yazılarımda aralara serpiştirmeyi düşünüyorum. Çünkü her birinin manası tek tek incelemeyi gerektiriyor.

Zeki iyiler gökteki yıldızlar gibidir, onlar söndüğünde dünya karanlığa bürünecektir.

Enneagram’dan Dokuz Tip Mizaç Modeli’ne: Bir Öneri’yi incelemek isteyenler için: https://egitimvebilim.ted.org.tr/index.php/EB/article/view/3089

(*) Dokuz Tip Mizaç Modeli (DTMM) Çerçevesinde Mizaç Temelli Kişilik Gelişimi ve Değerler Yaklaşımı: Eğitim Modeline Giriş – Dr. Enver Demirel Yılmaz, Psk. Özge Ünal

(**) https://www.ajans369.com/mizac-karakter-ve-kisilik-uzerine