Üniversitelerle, toplumların uluslararasılaşması arasında yakın bağlar bulunmaktadır. Onun için üniversiteler kendi yerlerini belirlemek durumundadır.

Üniversitelerin nasyonal sınırları aşmaları onların geleneksel işlevlerinden birini oluşturmaktadır. Bünyesinde barındırdığı çeşitli disiplinler küresel düzeyde bilgi alışverişinde bulunmalarını zorunlu kılmaktadır ve yeniliklerin küresel düzeyde yayılması için bu alışveriş elzemdir. Karşılıklı bilgi değişimi her çağda olmuştur. Araştırmacılar bilgiye ulaşma arayışlarını hep sürdürmüşlerdir. Bilgi üretim odakları her devirde hep çekim merkezi olmuştur. Günümüzde ise bu süreç küreselleşme yoluyla daha da belirleyici bir durum arz etmektedir. Küreselleşme sadece finans kapitalin ve malların sınırları engelsiz aşması, dünyanın her köşesine ulaşabilmesi değil, bilgi ve iletişimin yanında, bilimin ve teknolojinin de dünya çapında yayılma şansını bulmasıdır.

Yüksekokulların bu anlamda kurdukları ağlar, diğer kurumlarla karşılaştırıldığında çok daha ince elenip sık dokunmuştur. Ayrıca kozmopolit değerler, kültürlerarası diyaloglar ve ulus ötesi disiplinler arası çalışmalar bu kurumlarda daha da yaygındır. Buna karşın bu bilim yuvalarının yapıları, maliyetlerinin karşılanması nasyonal sınırlar içindedir ve ulusal sınırlarla sıkı sıkıya çevrilidirler.

Bununla birlikte bilginin yeni bir emperyal ağ kurmak için kullanılabildiği hatta kullanıldığı görülmektedir. UNESCO’nun 1997 yılındaki verilerine göre geçen yüzyılın 70’li yıllarında yaklaşık yarım milyon insan yurtdışında eğitim ve öğretimini görürken bu rakam 1980 yıllarında bir milyona ve 90’lı yılların ortalarında ise 1,5 milyona ulaşmış bulunmaktadır. Günümüzde ise 3 milyona doğru koştuğu gözlemlenmektedir.

Üniversite yönetimlerinin bu gelişmeler doğrultusunda yerel aktörler olarak son yarım yüzyıldır önemleri ve ağırlıkları artmıştır. Diğer taraftan yüksek eğitim ve öğretim gören öğrenci sayısı hızla artmış ve üniversiteler kitlesel eğitime geçmek zorunda kalmışlardır. Buna bağlı olarak da yüksekokullar ve onların başarıları iç ve dış kurumlar yoluyla değerlendirilmektedirler (Evaluation). Bunu yürüten kurumlar olan akredite ajansları önem kazanmaktadırlar ve uluslararasılaşmanın bir gerekçesini oluşturmaktadırlar. Ayrıca üniversitelerin finanse edilmelerindeki içe ve dışa dönük yeni arayışlar sürdürülmektedir. Uluslararası reputasyon bu gelişme ve değişim sürecinde belirleyici olmaktadır.

Ulusal ve sınır ötesi yapısal değişikliklerin ortaya çıkması bu süreci daha da hızlandırmaktadır. Bunun dışındaki diğer etkili faktörler aşağıda sıralanmaktadır:

ü  Yurtdışında sosyalizasyonunu yapmış ve/veya öğrenimini tamamlamış öğretim üyesi sayısının artması,

ü  Copyright-hakkının dikkate alınmasının gerekliliği,

ü  Bilim insanları turizmi,

ü  Bilginin ışık hızıyla transferi,

ü  Başka ülkelerden ‘Misafir bilim insanları transferi’

ü  Yabancı dil öğretimine dönük dil akademilerinde ana dilini konuşan okutmanların transfer edilmesi,

ü  Farklı kültürler ve toplum yapılarını dönük bölümlerin kurulması,

ü  ERASMUS Programı vb. gibi değişim programlarının yürürlüğe konulması,

Bu rakam aynı zamanda öğrenci sayısının artmış olmasından dolayı mutlak bir yükselişi gösterir, oransal olarak önemli bir değişiklikten bahsetmek yanlış olsa gerekir. Bu oran o zamanda bugünde takriben yüzde 2 düzeyindedir. Buna karşın Avrupa Birliği üye ülkeleri düzeyinde özellikle karşılıklı olan öğrenci hareketliliği kitlesel bir boyut kazanmış bulunmaktadır ve mevcut öğrencilerin yüzde 10’ununun bir veya iki dönem bir başka ülkede öğrenimini sürdürdüğü görülmektedir

Bu arka plandan hareketle son 50 yılda üniversiteler uluslararası olmak için bir baskı altına alınmışlardır ve bu baskıya nasıl cevap vermeleri konusunda farklı bakışlar ortaya çıkmış olup farklı alanlarda ve boyutlarda değişime uğramaktadırlar. Bu sürecin nasıl geliştiği ve  hangi aktörler bu süreci nasıl etkilemektedir soruları irdelenecektir. Bunun için ilk başta üniversitelerin uluslararasılaştırılması stratejileri 

1       Üniversitelerin Uluslararasılaşması

a)     Öğrenci ve öğretim üyelerinin mobil olmaları;

b)     Sınır ötesi çift ve/veya ortak programlar oluşturma;

c)     Karşılıklı olarak verilen derslerin tanınması (ECTS-Programı);

d)     Yüksekokulların müfredatlarının karşılaştırılabilir olmaları ve kalite güvencesinin sağlanması;

e)     Yüksekokullar arası rekabete hazır olmak için gerekli reformları yapılması ve yeniliklerin önünün açılması;

f)      Araştırma projelerinin küresel ölçekte ortak yürütülmesi;

g)     Bilim transferinin uluslararasılaşması ve buna dönük yapıların oluşturulması;

h)     Uluslararası eğitim ve öğretim kurumlarının oluşturulması (Offshore Universities, Joint degrees programlar/Ortak diploma programları, Çift diploma programları)

i)      İngilizcenin dünya dili (Lingua franca) olacak düzeye ulaşması;

2 Yapısal Değişimler: Ekonomik, siyasal, sosyal ve kültürel alanlardaki yaşanan büyük değişimler üniversiteleri de kendi faaliyet alanlarında, özellikle de yürüttükleri programlarda, yaptıkları müfredatta, aldıkları idari kararlarda değişime zorlamaktadır. Kendi konumlarını toplumda yeniden yorumlamaları ve bilimsel tavırlarını yeni koşullara göre ayarlamaları gerekmektedir. Bu çerçevede üç önemli terim anlam kazanmaktadır: Birincisi uluslararasılaşma olup nasyonal sınırlar içinde kalan üniversitelerin sınır ötesi faaliyetlerini kapsamaktadır. İkincisi küreselleşme olup ulusal çerçevenin sınırsızlaşacağı/ denasyonalizasyon olacağı veya tamamen ortadan kalkacağı tezine dayanmaktadır. Üniversiteler bazında bakıldığında eğitim ve öğretimin kamu alanının dışına çıkartılması ve pazar ekonomisi koşullarına göre düzenlenmesi, eğitim ve öğretim programlarının transnasyonal düzeyde sunulması, paralı eğitim ve öğretim programlarının yaygınlaştırılması, anlamına gelmektedir. Üçüncü olarak da Avrupalılaşma kavramı ön plana çıkmaktadır. Bu kavramla da uluslararasılaşmanın bölgesel olarak Avrupa düzeyinde ifade edilmek istenmesi algılanmaktadır.

Bu kavramların geniş açıklamaları için bkz. Teichler, U., 2007: Die Internationalisierung der Hochschulen. Neue Herausforderungen und Strategien, Frankfurt/New York. Benzeri çalışmaların İngilizcesi için bkz. Wende, M. van der 2001, ‘Internationalizing Policies: About New Trends and Contrasting Paradigms“, Higher Education Policy, 14.yıl, sayı 3,  s. 249-259. Ayrıca bkz. Prof. Dr. Simon Marginson (University of Melbourne) and Prof. Dr. Marijk van der Wende (University of Twente), Globalisation and Higher Education, By (Education Working Paper No. 8). Yine bkz. Knight, J., 1997: “Internationalization of Higher Education: A Conceptual Framework.”,  Knight, J. ve Wende, M. van der (yay.), Internationalization of Higher Education in Asia Pacific Countries, Amsterdam: European Association for International Education, s. 5-19. vd.

1       Avrupalılaşma ve Uluslararasılaşma: Önceki yüzyılın son otuz yılı içinde Avrupa Topluluğu yükseköğretim alanından üç konuda belirleyici adımlar attı: Üye ülkeler arası sınır ötesi ortak çalışmaları ve hareketli olmayı destekledi. Yükseköğretimin Avrupalılaşmasını daha ileriye taşımak için Bologna Süreci projesini geliştirdi ve en nihayet yüksekokulların çoğulcu yapılarını her çeşit Avrupa çalışmalarında göz önünde bulundurulmasının altını sürekli çizdi.

Üye ülkeler arası sınır ötesi ortak çalışmaları ve hareketliliği uluslararasılaşmanın tamamlayıcı öğesi haline getirmek için

a)     bir veya iki dönem süreli olan öğrenci hareketliliğini Avrupa Birliği üye ülkeleri ve Türkiye gibi aday ülkeler arasında niceleyici olarak büyük boyutlarda artmasını sağladı.

b)     Erasmus değişim programlarını uygulamaya koydu.

c)     Uluslararasılaşmayı müfredatla uyumlaştırma ve bunun için üniversiteler yerine fakülteler arası işbirliğini öne çıkarttırdı.

d)    Yükseköğretimde Avrupa dimensiyonunu daha fazla destekledi.

Bu süreçle ilgili üç dide (Türkçe, İngilizce ve Almanca) yaptığımız 900 sayfalık analizin sonuçlarını ilerleyen zamanda kamuoyuyla paylaşmaya başlayacağım.

Uluslararasılaşma ve Ulusal Devletler

 Uluslararasılaşmada ulusal devletlerarasındaki farklılıkları belirleyen faktörler aşağıdaki gibi sıralanabilinir:

a)     Ulusal devletin ekonomik ve siyasal gücü, nüfus yapısı;

b)     Ulusal devletin jeopolitik konumu;

c)     Ulusal devletin uluslararası boyutta belirleyici kültür öğelerinin bulunması;

d)     Ulusal devletin yüksekokullarındaki kalite seviyesi ve uluslararası ilişkilerdeki saygınlığı;

e)     Ulusal devletin resmi dilinin uluslararası ilişkilerde ki etki alanı ve buna bağlı olarak değeri;

f)      Ulusal devletin yüksekokullarında uluslararası politikanın geleneği gerekçeler

       sıranabilir.

2        Uluslararasılaşma - Ulusal Devletler ve Belirleyici Bakışlar

 Ülkeden ülkeye değişmekle beraber uluslararasılaşma da ulusal devletlerarasındaki farklılıkları belirleyen modeller aşağıdaki gibi sıralanabilinir:

a)     Uluslararasılaşmaya dönük geçiş süreci içinde olan ülkeler. Bu gruba Yunanistan,

      Türkiye, Portekiz gibi ülkeler örnek verilebilinir.

b)     Uluslar arasılaşmayı hayatta kalma stratejisi olarak gören ülkeler. Bu ülkeler uluslararası saygınlığa azami önem vermekteler, Norveç ve Hollanda gibi.

c)     İkili strateji güden ülkeler: Bu ülkeler ulusal kalkınma yanında uluslararasılaşmayı da artırmaya önem vermektedirler, Almanya ve Fransa gibi.

d)     İthal yoluyla uluslararasılaşma: Yabancı öğrenci çekmek ve bilin insanı ithal etmek temeline dayanan bir strateji olup genellikle, Birleşik Krallık ve ABD tarafından uygulanmaktadır. Diğer dillerde yayınlanan bilimsel eserler İngilizceye çevrilmediği sürece bu ülkelerce dikkate alınmaması bu politikanın ana prensibini oluşturur.

1       Uluslararasılaşma ve Devamı … ?

 Uluslararasılaşmanın belirleyici özellikleri aşağıdaki gibi sıralanabilinir:

a)     Sınır ötesi hareketliliğe yeni bir anlam verme ve bu yolla da önemini yükseltme;

b)     Bilimsel çalışmalarda sınır ötesi ortaklığın ve hareketliliğin kaçınılmazlığının altını çizme;

c)     Yabancı dil kullanımının gerekliliğini kabul etme;

d)     Farklı kültürlerle, toplumlarla ve eğitim ve öğretim sistemleriyle ortak araştırma yöntemleri uygulama;

e)     Mevcut yüksekokul yapılarının, rekabette başarılı olunabilinmesi için reforma edilmesi gerekliliğinin altını çizme.

2       Küreselleşme, Globalleşme, Uluslararasılaşma ve/veya Bölgeselleşme: 

Bu terimlerin ortak özelliği sınır ötesi faaliyetleri ifade etmeleridir. Avrupa Komisyonu Erasmus ve Sokrates programları alanlarında bilgilendirmede bunları Yükseköğretimin Avrupa versiyonu olarak ifade etmektedir.

Üniversitelerin uluslararasılaşması aşağıdaki gibi sıralanabilinir:

a)     Uluslararası müfredatlar (Avrupa Ekonomisi; Uluslararası İlişkiler, Uluslararası İşletmecilik vb.);

b)     Eğitim ve öğretimde uluslararası sistemleri karşılaştırma, uluslararası diskurları (söylemler), yöntemleri ve farklı bakış açılarını kullanma; 

c)     Mezuniyet adaylarını uluslararası meslekler için hazırlama;

d)     Kültürlerarası yetenek ve beceri kazanmaya dönük yabancı dil programlarını uygulama;

e)     Coğrafi bölgelere dönük (area studies) özel içerikli müfredat programları uygulama;

f)      Uluslararası tanınırlığı olan diploma ve sertifika verme;

g)     Ortak veya çift diploma programları yürütme;

h)     Zorunlu yurtdışı eğitim alma programları uygulama;

i)      Yabancı öğrencilere dönük özel programlar hazırlama ve uygulama;

 

3       Uluslararasılaşma Bir Muz mudur? Uluslararasılaşma bu işin babalarından sayılan Ulrich Teichler tarafından komedik bir dille sorulduğu gibi ‘beautiful’ olarak mı algılanmalı ve/veya Alan Smith gibi Avrupa Yükseköğretim Alanı’nın öncülerinin birinin şakacı bir dille ifade ettiği gibi Coca-Cola’dan sonra yapılan en büyük buluş mudur? Bu şakacı, güldürücü ve aynı zamanda düşündürücü söylemlerin etkisinden sıyrılarak Teicler’in de vurguladığı gibi uluslar arasılaşmanın „her zaman ve herhalükarda iyi bir şey olduğu” söylenemez.

 

4       Uluslararasılaşma: Kim ve Ne İçin? Uluslar arasılaşma ulusal kültürlerin ve geleneklerin önemini azaltmaya neden olabildikleri gibi beyin göçüne dönük alt yapının hazırlık safhasını oluşturabilirler. Yine emperyal güçlerin yükseköğretim sistemini kontrol altına alabilmeleri için kullandıkları bir yönteme de dönüşebilir. Ayrıca üniversitelerdeki eğitimin kalitesinin düşmesine da neden olabilir. Onun için ne pahasına olursa olsun bir ‘Enternasyonalleştirme’/ uluslar arasılaşma söz konusu olmamalıdır. Enternasyonalleşme, üniversitenin hedeflerine hizmet ettiği oranda gerçekleştirilmeli ve müfredata çeşitlilik kazandırmalıdır. Bir başka deyimle, rasyonel olarak yüksekokulun hizmetinde olmalıdır.

5       Üniversitelerin Uluslararasılaşmasıyla Toplumların Uluslararasılaşması: Üniversitelerin uluslar arasılaşmasıyla toplumların uluslar arasılaşması arasında yakın bağlar bulunmaktadır. Onun için bu alandaki meyilleri ve gelişmeleri yakından takip etmek gerekmekte ve ona göre üniversitelerde kendi yerlerini belirlemek durumundadırlar. Bu alanda üç konu belirleyici olmaktadır:

I     Üniversitelerin uluslararasılaşması ulus devletin çıkış ve inişiyle yakından ilişkilidir. Ulus devletin üniversiteler üzerindeki belirleyici etkisi halen devam etmekle beraber günbegün azalan bir eğilim göstermektedir. Üniversitelerin uluslararasılaşması tartışması bu arka plandan hareketle başlamış ve artan bir hızla devam etmektedir.

II   Üniversitelerin uluslararası yeni bir boyuta ulaşması sürecinde uluslararası güç ilişkileri ve küresel düzeyde hegemonluk kurma istemleri karşılıklı etkileşimde göz ardı edilmemelidir. Uluslararası mobil olma pratiğinin uygulamada yeni kolonyal boyutlara dönebildiği gözlenebilmektedir. Ortak araştırmalarda dışardan müdahale, yönlendirme ve hatta belirleyici olma örneklerine tanık olunulmaktadır.

      Ayrıca küreselleşme terimi sadece ortak çalışma anlamına gelmediği, bunun aynı zamanda rekabet edebilirliği öne çıkardığını ve buna bağlı olarak belirleyici olma isteğinin altının çizildiğinin unutulmaması gerekir. Yine bu alanda faaliyet gösteren aktörlerin kendi egolarını tatmin etme arzularının yüksekliğini unutmamak gerekir. Bunun içinde diğerleri üzerine mümkün olduğunca hegemon bir etki kurmak istemeleri pratikte yaşanan olaylar olarak anlatılmaktadır. 

III  Bunların dışında ulusal diskurlarda çoğu kez uluslararasılaşması planlanan hedefe varmak güçlü bir kanıt olarak kullanılarak ‘sevimsiz’ bazı planlar kabul ettirilmektedir. Bunun en tipik örneği akredite ajanslarının oluşturulma yöntemi olmuştur. Devası güçlü bu kurumlarının artı ve eksilerini bir kenara biraksakta, kurumsallaşmaları için uluslararası olma kanıtı belirleyici olduğu bilinmektedir.

Tüm boyutlarıyla bu konunun kritiksel bir bakışla tartışılmasına katkıda bulunmuş olma ümidiyle …

 [1]  Knight, J. ve Witt (yay.), 1997: Internationalization of Higher Education in Asia Pacific countries. Amsterdam. Ayrıca bkz. Witt, H.. de ve Knight, J. (yay.), 1999: Quality and Internationalization of Higher Education, Paris: OECD 1999. Ayrıca bkz. Teichler, U., 2007: Die Internatıonalısıerung der Hochschulen. Neue Herausforderungen und Strategıen, Frankfurt/New York, s. 26.

Krş. Teichler, U., 2007: Die Internatıonalısıerung … a.g.e., s. 26.

Bkz. Teichler, U., 2007: Die Internatıonalısıerung … a.g.e., s. 26.

FOTO7