Geçmişte, gazetecilik mesleğinde branşlaşma vardı, şimdilerde sosyal medya kalemşörleri var. Bilmediğini yazan, 5 N 1 K'yı bilmeyen. Her konunun uzmanı(!)
Ulusal çapta tüm haberlerde, konu şöyle anlatılıyordu: "13 yaşındaki (bazı kaynaklara göre 11) Grand Master /Büyük Usta Yağız Kaan Erdoğmuş, tüm zamanların en büyük satranççısı Magnus Carlsen’i 41 saniyede mat etti."
SATRANÇ USTASI MAT OLMAYI BEKLEMEZ!
Öncelikle satranç turnuvalarında, bırakın bir büyük ustayı, herhangi bir lisanslı satranç oyuncusu mat olmayı beklemez, oyunu terk eder. Yani haberde bir tuhaflık vardı.
Biraz araştırınca, habere konu olan satranç karşılaşmasının 1 dakikalık “kurşun” karşılaşmasında yaşandığı da, haberde tek doğrunun 41 saniye, sözü olduğu da görülüyordu.
GELMİŞ GEÇMİŞ EN BÜYÜK SATRANÇÇI (!)
Söz gelimi, gelmiş geçmiş en büyük satranççı, sorunlu bir ifadeydi. Böyle resmi bir unvan yoksa, gazeteci kimseye gelmiş geçmiş en büyük, unvanını veremez. (1900 öncesi resmi dünya şampiyonluğu unvanı bile yoktu) Belli ki, gelmiş geçmiş en büyük unvanını, Erdoğmuş’un başarısını yükseltmek için uydurmuşlar!
Geçmişte satranç karşılaşmalarında 40 hamle için her bir müsabıka iki saat verilir, sonraki her 20 hamle için de bir saat verilirdi. Bu zaman planıyla oynanan maçlar çok uzayınca, turnuvalarda 1 saatlik giyotin sistemi popülerleşti.
Yani her bir oyuncunun toplamda 1 saati oluyor, zamanı biten oyuncu da yenik sayılıyordu.
HIZLI SATRANÇ VE KURŞUN
Bir de, hızlı satranç maçları var ki, bu maçları kazananın da unvanı farklıdır.
Hızlı satranç da ikiye ayrılıyor. Yıldırım ve ondan çok daha hızlısı, kurşun…
Yıldırım turnuvaları, en az 3 dakikalık bir süre ile oynanıyor.
Şimdi gelelim, Erdoğmuş ile Carlsen’in oynadığı “kurşun” karşılaşmasına. Toplamda 1 dakikası olan oyuncunun 41 saniyede mat olması aslında son derece doğal. (oyunda geride bile olsanız, rakibin zamanına oynayabilirsiniz)
Yukarıdaki gibi başlayan, her yönüyle yanlış haber, Türkiye’deki tüm haber sitelerinde birbirlerinin kopyası şeklinde yazılmış.
BİLGİ YOK, 5 N 1 K YOK!..
Diyeceksiniz ki, “Belli ki adamlar satranç bilmiyor!” Evet ama öncelikle haberci kendi anlamadığı bir şeyi zaten yazamaz.
Zaten bu nedenle, muhabirlikte belli bir alanda uzmanlaşma aranırdı. Günümüzde, sosyal medya kalemşörlerine gazeteci deniliyor ve onlar da her şeyi yazıyor!
Sonra haberde neden 5 N 1 K’nın olmadığına bakınca anlaşılıyor ki, orada satranççıların kendi aralarında eğlenmek için oynadığı bir oyundan, dünya şampiyonu çıkarmak gazetecilik değildir!