Türk Tabipler Birliği, insan haklarından, emeklilerin haklarına kadar her şeyle ilgileniyor, arada da tabiplerle...

Hekim arkadaşlarla yaptığımız toplantı ve istişarelerde, ortak kaygımızın Türk Tabipler Birliği’nin (TTB) sadece hekimler ve hekimlerin sorunları ile ilgilenmek olduğunu konuşuyoruz.

Şöyle ki TTB, hemen her konuyla ilgileniyor. İlgilenmedikleri tek konu doktorlar ve doktor hakları.

Şimdi çoğu Batılı toplumda, Avrupa ülkeleri ve Amerika'da doktorun çok ciddi hakları vardır. Doktorlar korunurlar ve bu koruma bizzat doktorların kurduğu organizasyonlar tarafından sağlanır. Aslına bakarsanız benzeri organizasyonlar ülkemizde de var.

Örneğin; baroda siz bir avukat hakkında gereksiz bir şikayette bulunduğunuzda buna yüzde 99,9 soruşturma izni verilmeyecektir. Ama doktorlar aleyhinde şikâyet olduğunda emin olun ki bununla alakalı hiç bir koruma, hiçbir savunma mekanizması yok.

Avukatları koruyan böylesine güçlü mekanizmalar varken, doktorları koruyan niye böyle güçlü mekanizmalar yok, bilmek mümkün değil. Çünkü benzer şekilde avukatların da çok büyük bir kısmı serbest meslek icrası yapıyorlar.

Biliyorsunuz, kamu avukatlarının toplam avukatlar içinde oranı belki yüzde 15, yüzde 20 civarındadır.

Avukatların çok büyük bir kısmı serbest meslek erbabıdır. Mesleklerini serbest icra ederler ve hal böyleyken böylesini güçlü bir meslek grubu organizasyonu onları koruyor ama hekimler için böyle bir yapı yok. Hele hele özelde çalışıyorsanız, muayenehanede çalışıyorsanız, tek başınıza bir mücadele içindesiniz. Sizi savunan sizi koruyan hiçbir mekanizma yok. Nasıl olsa çok kazanıyor değil mi, öyleyse ödesin bakış açısı yani toplumda da var meslek odasında da var maalesef.

Mevcut TTB bir meslek erbabı sivil toplum kuruluşu olmanın çok ötesine geçti artık. Siyasi bir etkinlik, bir organizasyonmuş gibi hareket ediyor. Siyasi kararlar alıyor. Siyasi yaptırımlar uygulamaya çalışıyor. Elbette hepimizin önceliği insan hakları ama…

Türk Tabipler Birliği'nin birinci önceliği tabiplerdir.

Adı üzerinde hekimleri korumak üzere ortaya konmuş bir organizasyondur. Etkinlik ve eylemlerinin odağında tabiplerin olması gereken bir yapıdır. Fakat maalesef biz hekimler olarak bugüne kadar görmemiz gereken desteğin yüzde birini dahi görmedik.

TTB CEZALANDIRMA DEĞİL, HEKİMLERLE DAYANIŞMA İÇİNDE OLMALI

Bilakis Türk Tabipler Birliği bir cezalandırma kurumu oldu. Hasta şikayetleri karşısında Tabibin hiçbir şekilde sözlü savunmasına bile gerek duymayan, karşısına alıp muhatap olarak görmeyen, sadece yazılı savunması isteyen ve hasta şikayetlerine ceza yağdıran bir kuruma dönüştü.

Bunu ifade etmekte hiçbir sakınca görmüyorum.

Tabiplerin hiçbir ilgi ve işinin olmadığı yapılarla neredeyse iştigale çalışıyorlar ve bu durum, biz tabiplerin gönlünde çok büyük bir yaradır ve açıkçası biz bu bakış açısının artık değişmesi gerektiğini düşünüyoruz.

Asli işlerine odaklanmak istemiyorlar ise Türk tabiplerinin bu çatı altında toplanma zorunluluğunun kaldırılmasını istiyoruz. Tabiplere başka kurumların çatısı altında birleştirip birleşebilme özgürlüğü getirilsin. Ya da asli işi tabipler olan yeni bir yapı kurulsun...

Bir hastanede işe başlayacağınız ya da bir muayenehane açacağınızda ve herhangi bir yerde bir görev alacağınız zaman Türk Tabipler Birliği’nden yazı getirmek zorunluluğunuz var.

Üniversite diploması ne işe yarıyor?

Uzmanlık belgesi neymiş… Bize yetmiyor. Niye doktorları TTB çatısının altına atmak zorunluluğu hissediliyor?

BU ÜLKEDE TABİP TEK BAŞINADIR!

Hele bir de tanınmışsa, biraz da para kazanıyorsa, onlarca hiçbir zararı dokunmadığı düşmanı vardır. Ve ne yazık ki, TTB, bu konumdaki doktorları korumaktan çok uzaktır. TTB acilen değişmelidir. Bu durumu düzeltmek niyetinde değilse, hekimlerin TTB çatısı altına girme zorunluluğu ortadan kaldırılmalıdır.