Etiler Hastanesi sağlık turizmi konusunda ciddi yatırım yapmış ve bunun karşılığında da dünyanın neredeyse her ülkesinden hasta çekebilen bir kurum durumunda. Geçtiğimiz aylarda Moritanya'dan, Madagaskar’dan hasta geldi. Moritanya neresidir, diye, dünya haritasını açıp, Moritanya’yı Madagaskar'ı bulduk.
Bize yoğunlukla hasta gönderen sağlık turizm acentalarını, bulundukları yerlerde ziyaret ediyoruz.
Güven güncellemesi oluyor. Hem de oradaki hastalarımızla görüşüyor, sohbet ediyoruz.
“Sizin arkanızdayız” mesajını onlara bir kez daha anımsatıyoruz. Bu bağlamda ben Avrupa’nın çoğu ülkesine gidiyorum. Geçtiğimiz günlerde de Romanya'ya gittim. Romanya enteresan bir ülke. Dünya üzerinde Latin ama Ortodoks olan tek ülke. Yani Latinler işte; İtalya İspanya, hepsi Katolik. Oradaki Romenler Latin ama Ortodokslar.
Çok enteresan ve bu ülke malum 400-500 yıl Osmanlı işgalinde kaldı. 1800’lü yıllarda bağımsızlığını ilan ettiler. Daha sonra İkinci Dünya Savaşı’nda bir yandan İtalya işgal etmiş, İngilizler gelmiş işgal etmiş. Stalin taş üstünde taş bırakmamış.
1940’lı yıllar.
Ciddi bir bombardıman geçirmiş. Sonra malum Rus işgali ve ülkede Rus kültürünün etkisiyle o koca bulvarlar, o binalar, küçük pencereler, küçük odalarda komünist rejime ait lojmanların hepsi var. O Rus mimarisinin etkisini görüyorsunuz orada.
Zaten 30-40 yıl öncesine kadar bu insanlara okullarda hala Kril alfabesi öğretiyorlardı. Yine dillerinde Rusya'nın etkisi çok büyük.
Daha sonra Rus işgali sona erip de, bugünün modern Romanya’sı ortaya çıkmış olsa da, yanında ciddi teknolojik gücü olan Yugoslavya gibi bir devle Avrupa'nın doğusunda bir ülke.
Çok dirayetli insanların ülkesi…
Ve gerçekten ciddi doğal kaynakları var. Bunu çok iyi kullanmışlar.
Avrupa'da petrol ihraç eden tek ülke.
Doğalgazı kendine yeten, hiç kimseden almayan Avrupa ülkesi. Yani zaten Karpat dağlarının bütün karı, Romanya'yı ve bütün ovalarını suluyor. İnanılmaz bir tarım arazisi, inanılmaz bir yabani hayatı var. Toprakları fazlasıyla verimli, ama daha da önemli bir şey var.
Güven!..
Yatırımcıya güven sağlıyorlar. Orada ben Türkiye heyeti ve Türk temsilcileri ile görüştüm.
Mesela Altun Ticaret vardı İskenderunludur. Bu arada Altunlar, 30 yıldır, Romanya ile ticaret yapıyorlar. Yaş sebze meyve ihraç ediyorlar.
Zeki Altun, Mehmet Altun. Anıl küçük daha 33 yaşında yoktur. Önceden ameliyat etmiştim. Onları da ziyaret ettim.
Romanya ve insanları, sokakları cıvıl cıvıl. Gençler gecenin 11'inde, 12'sinde özgürce geziyor, genç kızlar sokaklarda şakalaşıyor, insanların yüzü gülüyor.
AVRUPA BİRLİĞİ'NDELER VE DEĞİLLER
Nasıl mı?
Yani Avrupa Birliği'nin bütün uygulamaları ülkede geçerli ama kendi para birimlerini kullanıyorlar ve hala vize geçerli.
Ama yurt dışına çıktıklarında ve onlara, “Nerelisin?” diye sorduklarında, “Romen’im” yanıtından sonra, bize yapılan sorgulama onlara yapılmıyor.
10 YIL ÖNCE NEYDİ, ŞİMDİ NE OLDU…
Oradaki arkadaşlar diyorlar ki yani Romen pasaportu taşıyan Romen vatandaşları bundan 20 yıl öncesine kadar Türkiye'ye giremiyordu.
Hatırlarsınız, Moldova, Romanya bavul ticareti yaptığı günlerdi…
Şimdi, Romen vatandaşı, Avrupa'nın istediği ülkesine bir günde vize çıkarttırabiliyor.
ROMANYA ÇALIŞMA KOŞULLARINI SAĞLAYINCA KAPILAR AÇILMIŞ
Zaten, seneye de Romanya’ya vize uygulanmayacağı söyleniyor.
Romanya…
Evet Avrupa Birliği üyesi değil. Hatta, kendi ulusal para birimine de devam ediyor. Bununla birlikte, çalışma koşullarını sağladığı için vatandaşları gidip Avrupa Birliği ülkelerinde rahatça çalışabiliyorlar.
Çok büyük ihtimalle de yakında Avrupa Birliği'ne tam üye olacaklar.
TÜRK PASAPORTUNA GÖSTERİLEN DEĞER DEĞİŞMİŞ
Romanya'ya girişte çok enteresan bir şeyle karşılaştım.
Kızımla beraber herhalde 150 kez yurtdışına gitmişimdir.
Benim pasaportta bekleme sürem, maksimum bir dakikadır.
Yeşil pasaportum maksimum bir dakikada onaylanır.
Ancak bu kez, 5 dakika sürdü.
Dönüş biletlerimizden, otel rezervasyonlarımıza kadar her şey soruldu.
Bizim pasaportumuza verilen değerin değiştiğini gözlemliyorum.
Potansiyel kaçak çalışan olarak görüyorlar. Türkiye'ye gelen göçmen, mülteci ya da sığınmacıların etkisi mi?
Evet…
Bizim ülkesel güven endeksi sıralamamızı, ben pasaport sırasında da hissediyorum. Yatırımcıların Türkiye'ye yatırım yapmak hususundaki endişelerini de hissediyorum.
Hastaların buraya gelişinde dahi sıkıntılar var.
Biz yurtdışındaki insanları ikna edinceye kadar bazen göbeğimiz çatlıyor.
Niye mi böyle olmuş?
Çünkü maalesef biz bu insanlara yalan söylemişiz. Biz bu insanları dolandırmışız. Biz bu insanları kandırmışız. Yatırımlarını hiç etmişiz.
Küstürmüşüz bu insanları...
Dolayısıyla onlar ne bizim işimize güveniyorlar; ne de pasaportumuza…
KİMİ KAYBEDİYOR, KİMİ MUTLU EDİYORUZ?
Bizim ülkemizdeki gençlere sorsanız üçte biri yurt dışına gitmek istiyor.
Doktorların yarısı yurt dışına gitme hayali kuruyor.
Bu ülkenin doktorlarına ihtiyacı var!
IQ seviyesi belli ve bir çalışma disiplinine sahip insanların zihnine ihtiyaç var.
İşte böyle bir tabloda doktorlara sırtımızı dönemeyiz.
Maalesef şu an doktorların çoğu gidiyor. Hastanelerde çok sayıda yabancı ülkelerden doktorlar var. Daha önceki köşe yazımda da bunu anlatmıştım.
SAĞLIK DOLANDIRICILARIN ACİLEN SİSTEM DIŞINA ÇIKARILMASI GEREKLİ
Bunun sonu çok kötü olacak.
Çünkü, bir, bu insanlar yurt dışında eğitim almışlar.
Bize bakacak tecrübeleri, bir bilgi birikimleri yok.
İkincisi ve daha da önemlisi, bizim vicdani sorumluluklarımızı o insanlar taşımıyor.
Acilen ülkemizde çok şeyin değişmesi gerekiyor.
Güven ortamının tekrar tesis edilmesi lazım.
Yalancıların, dolandırıcıların cezalandırılması ve derhal el etek çektirilmesi gerekiyor.
Bu yapılmaz ise, mevcut tablo bizi çok sıkıntıya sokar.
Yatırım iklimi anlamında da, Türkiye'de olmayan tek şey güven.
Romanya’da güven tesis edilmiş.
Markanızın her türlü garantörü, ülkenin kendisi.
Yatırımı getir, başka şey düşünme deniliyor!
Nasıl değişir? Ne zaman değişir? Bunu bilmiyorum ama, bildiğim tek şey, değişime ihtiyacımız var. Ve o güven ortamını acilen tesis etmeye ihtiyacımız var.