Manşet görselimize siyasilerin görmek istemediği bir tabloyu, açlığı aldık. Çünkü 31 Mart seçimleri aslında pastanın bölüşüm kavgasından başka bir şey değil!

Beşiktaş Levent’te kurulan Salı Pazarını geziyorum. Patlıcan 60 TL, domates 70, salatalık 50 TL.

Fiyatlardan rahatsız oldukları her halinden belli biri tesettürlü üç kadın, kendi aralarında konuşuyor. “Domates 70 milyon lira. Eve akanla, tencere dolmuyor. Tüm bunların sorumlusu o başımızdaki Kılıçdaroğlu!”

Kılıçdaroğlu bırakın hükümeti, artık ana muhalefette bile değil. Paradan altı sıfır, 1 Ocak 2005’te atıldı.

20 yıl boyunca bu sürece adapte olamamış bireylerin, güncel siyasi figürleri tanıyor olmasını beklemek, sanırım fazla iyimserlik olur.

“ARKADAKİ OPERASYONU BİLİYORUM!”

4 Levend’te, EL2 kodlu İETT otobüsünü bekliyoruz.

İBB, Otobüsüm Nerede, diye çağdaş bir uygulama yapmış.  Uygulamaya göre, otobüs Üçyol ile 4. Levend arasında. Yani her an gelebilir. Ancak 45 dakikadır gelmiyor. Ve 45 dakika boyunca uygulamaya göre söz konusu otobüs aynı yerde duruyor.

153’ün verdiği bilgiye göre, araçtan sinyal alınamıyor. Hatta kendi hattının dışına çıktığı ve akıbetinin ne olduğunu bilemediklerini belirtiyorlar. Ondan sonraki araç için de en az 48 dakika daha beklemek gerekiyor. Bu bilgiyi duraktakiler ile paylaşıyorum. Tam o sırada Baltalimanı yönüne giden dolmuş beliriyor.

Dolu.

Ve, otobüsün olmadığını öğrenen onlarca insan, zaten dolu olan dolmuşa binmeye çalışıyor. Ben, şanslılar arasındayım. Benim gibi şanslı olan bir hanımefendi, öğretmen olduğunu belirterek anlatıyor.

“İki saat boyunca otobüs gelmedi. Uygulama çöktü. Bu işin ardında malum kişinin olduğunu biliyorum!”

Kim? Sorusuna ise verdiği yanıt kutuplaştırma operasyonlarının toplumu nereye getirdiğinin resmi gibi…

“Mayıs 2023’teki cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde montajlı videolar hazırlayanlar.”

KURUM: İSTANBUL’UN TRAFİK SORUNUNU ÇÖZECEĞİZ!

İBB başkan adayı Murat Kurum, İstanbul’un trafiğini çözeceğiz, diye aslında megapolün birincil sorununa değinmiş.

Tebrik ederim.

Sanırım, İstanbul’daki yeni inşaatlarda artık binaların oto park yapma zorunluluğu işi sıkı tutulacak!

Niye mi?

Anlatayım.

Erdoğan, İBB Başkanı seçildikten sonra, “Otopark harcı” diye bir şey icat etti.

Ki, kişisel kanaatim ekonomistliği buradan gelir. Tüm Türkiye’deki belediyelere de bu konuda önderlik etti.

Buna göre, yeni inşaatlar otopark yapmak yerine, yaklaşık otopark maliyetinin yarısı kadar bir parayı İBB’ye otopark harcı olarak ödüyordu.

Karar, İBB’nin her yıl güncellenerek kasasını doldururken, alınan paraya karşılık olarak da, her mahalleye yapılması gereken ücretsiz çok katlı otoparklar yapılmıyor, bunun yerine yollara ücretli İspark yapılarak, bir taşla kuş sürüsü avlanıyordu.

Normalde kent haberleri branşıma girmez.

Bunu nasıl mı anımsıyorum. O’nu da anlatayım.

Erdoğan Başbakan olmuş. İBB başkanlığı ise Kadir Topbaş’ın yani AK Parti’nin Kadir Abisine geçmişti. Swiss Otel’de, Hedef 2023 100 Konferansları etkinliğine gelen, dönemin İBB Genel Sekreteri Mesut Bey ile konuşması öncesi sohbet ediyorum. Beklenen büyük İstanbul depremiyle ilgili çözümünü anlatıyor.

İSTANBUL BÜYÜK DEPREMLE YIKILINCA TRAFİK SORUNUNU ÇÖZECEĞİZ!..

“ABD’den ahşap ev bayiliği aldım. Büyük depremde tüm İstanbul yıkılacak. İstanbul’un yeniden imarında, yeni yapılacak binalara otoparkı zorunlu tutacağız. Yoldaki parklanmalar ciddi oranda azalacak trafik sorunu çözülecek. Belli semtlere de ahşap villalar inşaa edeceğim.”

Mesut Beyin bulduğu çözüm, İstanbulluyu olmasa da, kendisini ihya edecek bir çözümdü.

 

İMAMOĞLU: İSTANBUL BAŞARDI!

2019’da, haksızlığa uğrayan ve benim de oy verdiğim Ekrem İmamoğlu’nun “İstanbul başardı” sözünü talihsizlik olarak değerlendiriyorum.

“Başardı” sözü, bende mezuniyeti çağrıştırıyor.

Mezun oldunuz ve İstanbul ile ilgili bir derdiniz kalmadı mı?

Diyeceksiniz ki, önceki başkanlar ile İmamoğlu’nun farkı nedir?

Bana yansıyan olumlu etkisi, cuma ve cumartesi günleri hiç kullanmasam da, metronun 7/24 seferlerini sürdürmesi.

Yaşam şekline saygı duyuyorum, diyor. Ve sadece bu nedenle yine oy verebilirim!

Peki, mezun mu oldu?

İstanbul neyi başardı?

“Her şey çok güzel olacak!” derken, kendi adıma, dünyanın en güzel şehriyle ilgili bir vizyonu olduğuna inanmıştım.

Beyoğlu’nda Uluslararası İstanbul Film Festivali, Sarıyer’de dört coğrafyayı birleştiren konseptte, uluslararası yıldız gözlem evi, uçurtma festivalleri, Şişli’de yazın atölyesi ve uluslararası yazarlar buluşması vb…

Bunu düşünürken Taksim meydanındaki asansörün zemin katını, yanıltıcı bilgiyle “ara kat” olarak ifade eden yazıya bakıyorum. Sadece, Türkçe bilen biriyle beş para harcamadan çözebilecekleri bir konu aslında.

Pik saatlerde metronun yolcu trafiğine yetişememesine bakıyorum. Ve kapıların metro tamamen durduktan sonra her durakta en az 5 saniye kapılarını açmamasına takılıyorum. Sadece bu 5 saniyeler biriktirilerek bile, metronun yolcu sorununu çözmek mümkün.

14 durak ve 28 dakikalık yolculukta, 70 saniye 24 saatte 1 saat daha fazla sefer yapıp, daha çok yolcu taşıyıp, daha fazla kazanç mümkün.

Zincirlikuyu metrobüs bağlantısında artık neredeyse sürekli arızalı yürüyen pardon, yürüyemeyen merdivenlerden çıkamayan kör ve yaşlıları gördüm.

Gerçekten başarıp, mezun olduğunuzu düşünüyor musunuz? Buradan bakınca yapılacak çok iş var gibi görünüyor!..

MERSİN'DE AK PARTİ ADAY TANITIMINDA PARTİ LOGOSUNU KULLANMIYOR

Mersin Büyükşehir Belediyesi tanıtımlarında, AK Parti adayıyla ilgili tanıtım afişlerinde, parti logosunu kullanmıyor.

Niye? Sorusuna ise, partinin logosu sadece adayın kesin olarak kazanmaması anlamına gelir de ondan, yanıtını alıyoruz...

Asıl soru şu: Sn. Serdar Soydan, kaza oyları ile Mersin'e başkan seçilirse, kendisine yanlışlıkla oy veren kitleye saygı duyacak mısınız?

TARSUS BELEDİYESİ, DEPREMZEDE DOSTU GRUBUN ÜCRETİNİN ÜSTÜNE YATMIŞ

İzmir merkezli, Şubadap Çocuk Müzik Grubu yılda 100 konser veriyor.  Bu konserlerin 50’si ücretli ve kalan 50’sini deprem bölgelerinde ücretsiz olarak veriyor. Grup ücretli konserle, ücretsiz organizasyonları finanse ediyor. 

10 Şubat’ta Tarsus Belediyesi’nin talebiyle çocuk şarkıları konseri gerçekleştiriliyor.  Konser günü ödeme yapılmayıp, bir sonraki gün takvim gösteriliyor. Ve ertelene ertelene bugüne kadar iş uzatılıyor.

Tarsus Belediye Başkanı’nın kendisinden sonraki başkana özellikle borç takmak üzere hareket ettiği ifade ediliyor.

Tarsus Belediye Başkanı Haluk Bozdoğan, depremzede çocukların konserlerine taş koyarak mı, “Memleket” meselelerini çözeceksin?

Memleket demişken, bu konuda Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce’nin değerlendirmesini merak ediyorum.

İncil, "Önce Söz vardı. Ve Söz Tanrı'ydı" tümcesi ile başlar. Katolizm Söz'ü Hz. İsa olarak yorumlasa da, basitte ve derindeki anlamı ile söz tanrıdan bile önce gelir!

Başka bir ifade ile terazinin bir kefesindeki tüm yaşamınız, diğerinde o tutmadığınız bir "Söz"ünüzü tartamayabilir!..

Slogan atmayı bırakın ve kameralar sizi izlemiyorken de, samimi olarak bu insanlar için "Söz"ünüzü tutun!..