İran Cumhurbaşkanı'nın helikopterinin düşmesi tüm dünyada suikast değerlendirmelerini de beraberinde getirdi. Fail, tüm ezberleri bozuyordu...

Resmi ziyaret için geldiği Azerbaycan’dan dönüş yolunda, İran Cumhurbaşkanı'nın helikopterinin düşmesi dünyada birinci gündem maddesi oldu.

İran Devlet Televizyonu Cumhurbaşkanı Reisi'nin ve Dışişleri Bakanını Emir Abdullahiyan'ın Pazar günü akşam saatlerinde hayatını kaybettiğini söyledi. İran, helikopterin düşüşünü hava koşullarına bağlarken, dünyanın gözü İsrail’deydi.

Ancak İsrail, “Biz değiliz” dedi.

İran’ın durumu kabullenmiş görüntüsüne karşın, durum tuhaf görünüyordu…

AKILLARDA DELİ SORULAR…

Öncelikle, helikopter yerine neden uçak tercih edilmemişti…

Kuralları kanla yazılmış havacılık kurallarını, kadim devlet kültürü olan İran’da biliyordu. Ancak yine de, anlaşılmaz biçimde Cumhurbaşkanı ile Dışişleri Bakanı aynı helikopterde idi.

Daha da tuhafı, Cumhurbaşkanı Reisi’nin helikopterine eşlik eden iki helikopter kazadan hemen önce, görev yerini terk etmiş, kazadan sonra acil müdahale de edilememişti. Ve İran bu konuda tek kelime etmiyordu…

Ajans 369’a konuyla ilgili bilgi veren İranlı muhalif M.R.’nin anlattıkları konuyu bambaşka bir yere götürdü.

CUMHURBAŞKANI TÜRKİYE’NİN BAKANI DÜZEYİNDEDİR!..

Öncelikle, İran’da cumhurbaşkanlığı makamının, İran dini liderinin sekreteri düzeyinde olduğunu kaydediyor.

“İran cumhurbaşkanı, Türkiye’de Cumhurbaşkanınız Erdoğan’ın yardımcısı ya da bakanı seviyesindedir. Reisi’nin babası İran’da önemli bir molla idi. Ve oğlunun önce İran cumhurbaşkanlığına, akabinde de en tepeye İran dini liderliğine getirilmesini şart koşmuştu. Buna karşın tahtını devretmek istemeyen Dini Lider Hamaney, Reisi’nin ölüm emrini verdi. Bu ölüm emri ne ilktir, ne de son…”

TÜRKİYE’NİN MİLLİ YAS KARARI…

İranlı muhalif ismin anlattıklarını resmi kaynaklardan doğrulatma şansı yok. Buna karşın, Anlatılanlar, Reisi’nin ölümü nedeniyle Türkiye’nin aldığı 1 günlük milli yas kararının, İran’da tebessümle karşılandığı yönünde…