05'te yola çıkıyorum, toplu taşıma yok. Çalışmaktan özel hayata vakit yok, şiddet var. Avrupa'da meslek krizde, Türkiye'de kalite düşüyor!..
Adı Ezgi…
İstanbul’un en büyük kamu hastanelerinden birinde asistan hekim.
Ve İstanbul’da hekim olmayı şöyle anlatıyor.
- Nöbetlerim nedeniyle gecenin bir saatinde de eve gelebilirim. Ortalama bir semtte yaşıyorum. Bir kadının sorunsuzca yaşayacağı iki odalı bir ev tuttum.
26 bin lira kira veriyorum.
Mesaim 06’dan önce başlıyor.
İstanbul’da 06’ya kadar toplu taşım hizmeti olmadığı için ya taksi kullanacaksınız ya da otomobil alacaksınız. En kötü otomobil 1 milyon lira.
Hastanede vizite çıkıp, operasyona giren hastaları tek tek gezip, 07’ye kadar raporluyorum. Ameliyat olan hastalara pansumanını yapıyor ve ardından polikliniğe çıkıyorum.
(operasyon geçiren hastanın pansumanını hemşire yapamıyor)
Asistanlar en kolay ulaşılan hekimler olduğu için, yine en çok şiddete ve mobinge maruz kalan, şansız kesimi oluşturuyormuş.
AVRUPA’DA TIP HEKİMLİĞİ İSTENMEYEN MESLEK…
Yine öğreniyoruz ki, Türk hekimlerinin Batı’da bu denli rağbet görmelerinin ardında, Avrupa’da bu mesleğe yetirince talep olmaması da yatıyormuş.
Niye mi?
Bir sinir ve beyin cerrahının uzmanlık süresi 6 yıl, 6 yıl da okul, 12 yıl. Buna karşın 4-5 yılda mezun olan bir mühendis aynı ücretle daha erken hayata atılıyor, üstelik de daha az süre çalışıyor. İngiliz hekimler daha iyi ücret ödendiği için Avusturalya’ya göç ediyormuş. Hal böyle olunca, an itibariyle tüm Avrupa’da hekim sıkıntısı yaşanıyor.
TÜRKİYE'DE DE HEKİM KRİZİ KAPIDA…
Türkiye’de de yavaş yavaş, başta Suriye olmak üzere sığınmacı hekimlerin sayısı artıyor. Yine özel üniversitelerden mezun olan hekimlerin kalitesi de tartışılıyor.
5 Mayıs Pazar günü Fatih’te TTB seçimleri vardı. Ve resmi olmayan sonuçlara göre, İstanbul Tabip Odası seçimlerini, iki yıldır yönetimde bulunan Demokrat Katılım Grubu kazanmıştı. Burada görüştüğüm, Dr. Ezgi gibi, Dr. Belgin, Dr. Nedret ve Dr. Aylin, meslek örgütünün başta siyaset olmak üzere her şey yaptığını ama hekimlerin çalışma şartlarını, sorunlarını unuttuğunu anlatıyorlar.
Sonuç olarak, üç- beş yıl içinde, Türkiye’de ciddi bir hekim krizi kapıda!..