Binlerce insana şifa dağıtan Alper Hoca, çocukluğunun geçtiği İskenderun’da, kültürler arası saygıyı anlatıyor:

“Madam Eleni, çocuklarını tembihliyor. ‘Yemeğinizi evde yiyiniz. İnsanlar oruçtur. Asla dışarıda bir şey yiyip içmeyiniz!”

Bizimle aynı dini paylaşmayan komşumuzun bu saygısı içimizi ısıtıyor değil mi?

CUMHURİYETİ NİYE SEVİYORUZ?

7 çocuklu bir ailenin bireyi olarak 1946’da Mardin Savur’da doğan Prof. Dr. Aziz Sancar, 2005’te ABD Ulusal Bilimler Akademisi’ne giren ilk Türk oldu. Ve ABD’deki Türk öğrencilere destek için Aziz&Gwen Sancar Vakfı’nı kurdu.

2015’te hasar gören DNA hücrelerini onarırken, genetik bilgisini koruyan ve haritalandıran araştırmasından dolayı Nobel Kimya Ödülü’ne layık görüldü.

İslam köylü Çoban Sülü, Türkiye’nin 1997-2000 yıllarında 9. Cumhurbaşkanı oldu.

Konya’nın bir köyünden çıkan Kemal Şahin, uluslararası bir iş insanı oldu.

Türkiye, Ermeni vatandaşlarından telkâri sanatını, Yahudi vatandaşlarından ise ticaret ve muhasebeyi öğrendi.

Cumhuriyeti, bu ülkenin neresinde doğarsanız, doğun, size fırsat eşitliği verdiği için sevmiyor muyuz!

İnancıyla, etnisitesiyle farklı olsa da, bu topraklardaki vatandaşlarımızı yaşam biçimimize gösterdiği saygı ile birlikte yaşamayı öğrenmedik mi?

Ve bu birliktelik, sinerji yaratmadı mı?

CUMHURİYETİN KURUCUSUNU YOK SAYMAK

Cumhuriyet’in 100. Yılını Atatürk’ün adını anmadan, Mete Gazoz'lu logo kullanarak, tiye alan bir medya kuruluşumuz oldu.

Cumhuriyet gazoz ağacı mı, demek istedi bilmiyoruz!..

Yine de cumhuriyetin kurucusunu yok saymanın, ne Mustafa Kemal Atatürk’e saygı duyan insanlara, ne de Türkiye’ye bir katkısı yok.

Zaten, bu TV kanalına, paylaşımlarını kaldırmadan önce altın madalyalı sporcu Gazoz’da tepki vererek, sosyal medya hesabından, "Doğru kullanım şekli" mesajını paylaştı.

Unesco’nun Gurme Şehri, dünyanın ilk sokak aydınlatmasının yapıldığı şehir, medeniyetler korosunun bulunduğu Hatay’da, insanlar birbirlerinin yaşam şekline saygı duyar, birbirlerinin bayramlarını kutlar, cenazelerine katılıp, acılarını paylaşırlar.

Aynı düşünmesek bile, toplumun değerlerine karşı saygı gösterip ya Türkiye’nin tutkalı olacağız, ya da hasbelkader elimize geçen güçle, toplumu ayrıştırıp, tarihte masanın öbür tarafında yer alacağız!