Ali Erbaş, acaba yılın son cuma vaazında Türkiye’ye yerleşen 3 milyon Suriyeli kardeşimize “Feliz Navidad” yani “Noel Bayramınız kutlu olsun” diyecek mi?

“Feliz Navidad…”

İspanyolca “Noeliniz kutlu olsun” demek…

Son yıllarda bu İspanyolca deyim, İngilizce “Merry Christmas’ın” yerini aldı.

Yarın Cuma…

Yani yılbaşından önceki son cuma vaazı okunacak.

 

ALİ ERBAŞ YARIN CUMA VAAZINDA 3 MİLYON

SURİYELİ KARDEŞİMİZE “FELİZ NAVİDAD” DİYECEK Mİ

Bugünden çok merak ediyorum.

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, acaba Cuma vaazında Türkiye’ye yerleşen 3 milyon Suriyeli kardeşimize “Feliz Navidad” yani “Noel Bayramınız kutlu olsun” diyecek mi?

Nereden çıktı şimdi bu hınzır soru diyeceksiniz…

Açıklayayım.

SURİYE NOEL GÜNÜNÜ RESMİ

DEVLET TATİLİ İLAN ETTİ

Suriye Devletinin resmi haber Ajansa SANA önceki gün bir haber geçti.

Türkiye’nin resmi haber ajansı Anadolu Ajansı da bunu Türk vatandaşlarına duyurdu.

Şam’daki yeni HTŞ hükümetinin aldığı ilk kararlardan biri şu olmuş: Hristiyanların Noel gününü, yani Hazreti İsa’nın doğduğu günü resmi tatil ilan etmiş.

Suriye’de devlet daireleri ve okullar 25 -26 Aralık günleri tatil olacakmış.

Türkiye’deki Suriyelilerin hepsinin cebinde Suriye pasaportu var.

Yani dün ve bugün onların resmi tatil günü.

Şimdi bu durumda Diyanet İşleri Başkanımızın onların Noel bayramını kutlaması gerekmez mi?

Bakalım yarın göreceğiz…

NOEL’DEN İSTİFADE YAHUDİLERİN  

HANUKA’SI DA KUTLANABİLİR

Tabi Türkiye’nin de Hristiyan vatandaşları var.

Bundan istifade belki onların Noel bayramını da kutlar.

Hatta Yahudilerin Hanuka bayramını da…

Çünkü bu yıl Hristiyanların Noel’i ile Yahudilerin Hanuka bayramı çakıştı.

Belki onlar için de bir cümle sıkıştırılabilir araya…

PEKİ, YA BİZİM YILBAŞIMIZ BİZ DE

ONU KUTLAYABİLECEK MİYİZ?

İşte o konuyu açmayın, ama kendimi tutamayıp açacağım.

Çünkü asıl merak ettiğim şu.

Dedim ya yarın Yılbaşından önceki son Cuma…

Acaba Diyanet İşleri Başkanımız bizlerin yılbaşını da kutlayacak mı?

Yoksa geçen yıllarda yaptığı gibi, yine kulağımızı çekip, “ Sakın yılbaşını kutlamaya falan kalmayın hepiniz günaha girersiniz, bizim örf ve âdetimizde, inancımızda yılbaşı kutlamak haramdır…”

Mı diyecek

Yarın son Cuma…

Hep birlikte göreceğiz…

İnançlar konusunda kim daha hoşgörülü…

El Kaide’den kopan HTŞ mi?

Yoksa bir türlü tarikatlardan kopamayan Türkiye Diyanet İşleri Başkanlığı mı?

DİYANETE BİR KIYAĞIM VAR

BU KARİKATÜRÜ KULLANIN

Diyanetin yılbaşı konusunda pek istekli olmadığını hepimiz biliyoruz.

Kasabalarda konser ve festival yasaklatan “Milli hassasiyetçi” “öfkeli gençlerin” ellerinde baltayla yılbaşı ağaçlarına saldırdığını hepimiz görüyoruz.

Diyanetin bu eli baltalı adamlardan rahatsız olduğuna dair bir kelime işitmedik bugüne kadar.

Ama bu yıl daha zarif bir bahane uydurabilirler…

EKONOMİK KRİZDEN

ETKİLENMİŞ NOEL BABA

İki günden beri sosyal medyada bir espri dolaşıyor.

Noel babaya benzeyen beyaz saçlı sakallı bir adam üzerinde sadece kırmızı boxer külotla yürüyor.

Üzerine de şunu yazmış bazı hınzırlar: “Bu sene Noel Babadan hediye bekleyenlere kötü bir haberim var. Kriz onu da vurdu.”

Ekonomik krizin milli hassasiyetçi arkadaşlarımıza bir faydası olabilir.

“Enflasyon yüzünden Noel Baba bile sadece donla gezmek zorunda kaldı. Siz böyle bir ortamda hala yılbaşı kutlamaya utanmayacak mısınız” diyebilirler.

Yılbaşı ağacı tekmelemek ve yakmak için hiç olmazsa daha mantıklı bir bahane olur.

Ama kendilerini uyarayım.

Bu defa da, “Ekonomide her şey iyiye gidiyor” diyen Cumhurbaşkanı ve Maliye Bakanı bozulabilir.

BAŞKAN SURİYE MURİYE DİNLEMEZ

YILBAŞI FIRÇASINI YİNE ÇEKER BİZE

Ama ben başkanın kendisini yine tutamayıp bize iyi bir “Yılbaşı fırçası” çekeceğinden eminim.

Kendi payıma o fırça zerre kadar umurumda değil.

Çünkü bu kurumun benim gözümde hiç bir itibarı yok.

Dindar bir insan olmamakla birlikte, bir zamanlar son derece saygı duyduğum bu kurum ne yazık ki bugün vatandaşların ezici çoğunluğunun gözünde itibarını kaybetmiştir.

O nedenle yarın Cuma vaazında yine “yılbaşında eğlenmeyin” mesajı verirlerse hiç şaşırmam, hiç takmam.

Yanın olmazsa 31 Aralık gününe kadar daha 5 gün var…

Bakalım eli kılıçlı hoşgörülü diyanetimiz 31 Aralık gecesi için bize ne telkinde bulunacak…

BU GİDİŞLE DÜNYADA YILBAŞI AĞACI TEKMELEYEN

TEK MÜSLÜMAN MİLLET BİZ KALALACAĞIZ

Şakayı bir yana bırakırsak…

Suriye resmi tatil ilan etti.

Körfezdeki Arap ülkeleri hava limanlarından ezandan sonra Jingle Bells çalıyorlar.

Şehirleri Işıl Işıl, her yerde süslenmiş devasa Noel ağaçları var.

Yılbaşını büyük bir cıvıltı ile kutluyorlar.

Ama ha gayret…

Yakında bütün İslam âleminde yılbaşı ağacı taşlayan, kutlama yasaklayan, kutlayanlara pala bıçak saldıran tek Ehl-i İslam biz kalacağız.

Belki bir de Taliban Afganistan’ı ve Pakistan…

Ne kadar övünsek azdır.

MÜTEDEYYİN VATANDAŞLAR İÇİN KIRMIZI

BOXER KÜLOTLU BİR YILBAŞI CHECKLIST’İ

Yine de onlara yardımcı olmak için küçük bir “Yılbaşı fırça checklisti (Kontrol listesi) listesi” hazırladım.

Yılbaşını kutlamak isteyen mütedeyyin vatandaşlar meler yapabilir neler yapamaz Başkan Ali Erbaş’a soruyorum.

Bunlardan hangisini yapabilecekleri konusunda bir fetva bekliyoruz sayın başkanımızdan.

Yandaki kutuları boş bıraktım.

Mütedeyyin vatandaşlarımız Diyanetten gelecek fetvaya göre doldurup uygulayabilir…

( ) Ağaç süsleyebilirsiniz.

( ) Ailecek birlikte yemek yiyebilirsiniz.

( ) Kabe, Diyanet ve TRT dışındaki televizyon kanallarını da izleyebilirsiniz.

( ) Milli piyango alabilir, televizyondan çekilişi izleyebilirsiniz.

( ) yemekten sonra tombala oynayabilir, fırdöndü çevirebilirsiniz.

( ) Gece kestane kızartabilirsiniz.

( ) Nar patlatabilir, hatta içinize kırmızı külot giyebilirsiniz. Erkekler için kırmızı boxer, kadınlar için ip tanga opsiyonel olarak tercih edilebilir.

( ) Yılbaşı gecesi sevişebilirsiniz.

( ) Hiçbirini yapamazsınız.

( )Hepsini yapabilirsiniz.

İKİNCİ YAZI

700 BİN KİŞİDEN KAÇI KALABALIK

YALNIZLAR KAVRAMINA OY VERDİ

Türk Dil Kurumu’nun bu yıl için seçtiği “Kalabalık yalnızlar” kavramı beni şaşırtacak kadar ilgi çekti.

Dün bu konuda yazdığım yazı akademik olmasına rağmen büyük ilgi çekti.

Ayrıca sosyal medyada da çok tartışıldı kavram.

Dün bu konuda biraz daha ayrıntılı bilgi almak için bu projenin koordinasyonunu yapan Prof. Nuran Yıldız’la konuştum.

Ankara İletişim Araştırmaları ve Uygulama Merkezi ve Türk Dil Kurumu işbirliği ile gerçekleşmiş araştırma.

Kurdukları jüride sosyoloji, felsefe, dilbilim, iletişim akademisyenleri, iyi Türkçe konuşan radyo ve TV sunucuları, dil konusundaki “influencer”lar, mühendislik ve dilbilim öğrencileri varmış.

KALABALIK YALNIZLIK

KAVRAMI 400 BİN OY ALMIŞ

Bulunan 7 kelime ve kavram internet üzerinden oylamaya sunulmuş.

Tam sayısı ile 700 binden fazla oy kullanılmış.

“Kalabalık yalnızlar” kavramı bu 700 bin oyun 400 binini almış.

Yani açık ara bu kavram seçilmiş.

Demek ki çok benimsenen bir kavram olmuş.

FATİH TERİM: ANTRENÖRLÜK KALABALIK

İÇİNDE BİR YALNIZLIK MESLEĞİDİR

Beni şaşırtan bir başka gelişme de şu oldu.

Ben bu kavramı sosyolojik anlamıyla almış ve çok sofistike olduğunu yazmıştım.

Meğer popüler kültürde de baya kullanılmış.

Mesela Fatih Terim, kendisi hakkında yapılan bir belgeselde kullanıyor.

“Antrenörlük bir yalnızlık mesleğidir. Ben çok büyük kalabalıklar içinde bir yalnızım.”

 

YILDIZ TİLBE: BAZEN KALABALIKTA YALNIZ

BAZEN YALNIZKEN EN KALABALIKIM

Yıldız Tilbe bir mülakatta şöyle demiş:

“Ben basen kalabalık içindeyken yapayalnızım. Ama bazen de yapayalnızken bir kalabalığın içindeyim.”

1990’lı yıllardaki reklam devriminin en önemli simalarından biri olan ve geçtiğimiz günlerde kaybettiğimiz Ersin Salman da hayatını anlatan kitapta şöyle bir kavram kullanmıştı: “Biz dünyanın en kalabalık azınlığıyız…”

Tabi  “Yalnızlık” denince birçok insanın aklına Sabahattin Ali de geldi.