Gündem

Yüzde 30 artan uyuz salgın alarmı veriyor!

Ajans 369 Özel

Prof. Dr. Murat Durdu’ya göre, uyuz hastalarının oranı toplumun yüzde 40’ını aştığında, Türkiye’nin tamamının tedavi edilmesi gerekiyor.

Yani Prof. Dr. Durdu, yüzde 40’ın üstü salgındır, diyor!

2018 yılından bu yana, 5 yıldır Türkiye’de uyuz vakaları katlanarak büyüyor.

Düzenli tedavi ile geçse bile çok hızlı bulaşan bir hastalık olan uyuz, bazı vakalarda çok daha uzun süre devam edebiliyor.

Prof. Dr. Durdu, Antalya’da yapılan 31. Ulusal Dermatoloji Kongresi’nde, yetişkinlerin bebekleri öpmemesini isterken, yüzde 40’lık orana ulaşılırsa, tüm yurdun tedaviye alınması gerektiğini söyledi.

TOPLUM UYARISI

“Günde en az 4-5 uyuz hastası görmeye başladık. Uyuz hastalığı bir toplumda yüzde 40’ı geçtiğinde ise tüm topluma ilaç vermemiz gerekiyor. Deprem bölgesinde şu anda yüksek oranda uyuz olduğunu gözlemliyoruz. Bir ailede uyuz vakası varsa ailedeki kalan herkese bulaşabilir. Bu nedenle aynı evde yaşayan herkes tedavi edilmeli. Bir diğer bulaş kaynağı da bebekler. Yenidoğan bebeklerin çok sayıda kişiye yakın temasının olması ve kaşıntıyı ifade edemedikleri için geç tanı alması nedeniyle bebekler önemli bir bulaş kaynağı olmakta. Yenidoğan bebeklerin şu dönemde herkes tarafından sevilmemesi, öpülmemesi ve buna dikkat edilmesi gerekiyor.”

UYUZ SALGINI KATLANARAK BÜYÜYOR

Uyuz, sarcoptes scabiei adı verilen mikroskobik bir parazitin yol açtığı, bulaşıcı bir cilt rahatsızlığıdır. Derinin en üst tabakasını kazıyarak kendine yol açan bu parazit, oluşturduğu bu tünellerin içerisine yumurtalarını yerleştirir. Hastalığın belirtileri, genellikle bulaştıktan sonra 4-6 hafta içinde kendini göstermeye başlar. Süreç içinde bu tüneller tahrişe ve şiddetli kaşıntıya neden olabilir.

Korona virüs salgını nedeniyle birçok sağlık hizmeti, belirlenen zaman aralığında hastalara ulaştırılamadı. Pandemi döneminde insanların daha fazla evlerinde kalması, daha uzun süre aynı alanları paylaşması, uyuz gibi bulaşıcı cilt hastalıklarının daha kolay yayılmasına yol açtı. Özellikle hijyenin yetersiz olduğu ortamlarda uyuz böceğinin yayılma potansiyeli daha da arttı.

UYUZUN BELİRTİLERİ

Uyuz böceği, pireler ve diğer bazı böcekler gibi uçamaz veya atlayamaz; bu nedenle, hastalığın el sıkışma veya sarılma gibi kısa süreli temaslar aracılığıyla bulaşması oldukça zor bir durumdur. Uyuz hastalığı genellikle devamlı ve yakın cilt teması sonucu bulaşır. İki kişi arasındaki direkt fiziksel temas, bu hastalığın yayılmasında en basit yoldur. Parazit aynı zamanda ortak kullanılan giysiler, çarşaflar ve havlular gibi özel eşyalar yoluyla da yayılır. Hastalığın en belirgin özelliği ise şüphesiz kaşıntıdır. Özellikle gece saatlerinde artış gösteren bu kaşıntı, durumu daha da kötüleştirebilir ve enfekte olan kişilerde uykusuzluğa neden olabilir.

UYUZ TANISINDA NE YAPILMALI?

Uyuz tedavisinde tüm aile bireylerinin tedavi sürecine dahil olması önemlidir ve hijyen kurallarına azami dikkat gösterilmelidir. Çamaşırların 90 derecede yıkanıp, kızgın ütü ile ütülenmesi gerekmektedir. 90 derecede yıkanamayan çamaşırlar ise poşetler içerisine yerleştirilip ağzı sıkıca bağlanarak yaklaşık 15 gün süreyle balkonda bekletilmelidir. Gerekirse ev ilaçlatılmalıdır.

Doktorların tedavi sürecinde tavsiye ettikleri pomatlar genellikle yoğun oranda kükürt içerir ve bu nedenle keskin kokuya sahiptirler. Uzmanlar tarafından ilk etapta önerilen losyonlar genellikle kaşıntının şiddetini hafifletmeye yönelikken, kükürt bazlı pomatlar kaşıntıyı tamamen gidermeyi amaçlayan ilaçlardır.

POMAT VE AÇ KARNINA TABLET

İlaçların kullanım talimatlarına dikkatle uyulmalıdır. Pomatlardan bazıları üç gün boyunca yıkanmaksızın uygulanmalı ve tedavi süreci genellikle on gün sonra tekrarlanmalıdır. Bazı uzmanlar hap ve pomat tedavisinin birlikte uygulanmasını önerirken, bazıları ilk olarak pomatları önerdikten sonra, eğer tedavi başarılı olmazsa tablet formunda ilaçların kullanılmasını tavsiye edebilir. Tablet alırken en dikkat edilmesi gereken nokta, ilacın aç karnına alınması gerektiğidir. Tabletlerin dozajı genellikle hastanın kilosuna göre belirlenir.

Eğer belirtiler 2-4 hafta içinde düzelmezse tedavi genellikle tekrarlanmalıdır. Ancak tekrar tedaviye geçmeden önce belirtilerin kaynağının ilaca karşı oluşan bir alerji mi, vücudun parazitlere karşı gösterdiği bir reaksiyon mu, yoksa parazit istilasının tekrarmış olması mı olduğunun tespit edilmesi önemlidir.