İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Seferihisar Belediye Başkanı olarak görev yaptığı dönemde bir kilise çanını Yunanistan Konsolosluğu’na verdiği iddiasıyla hakkında başka bir soruşturma başlatıldığını duyurdu.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, 14 yıl önce Seferihisar belediye başkanı olduğu dönemde eski belediye binasının önündeki tarihî Rum kilisesine ait çanı Yunanistan Konsolosluğu’na verdiği iddiasıyla hakkında kovuşturma tevsi edildiğini söyledi.
İddiayı kesin bir dille sert bir şekilde yalanlayan Soyer, Seferihisar'da belediye başkanı seçildikten sonra eski binayı hiç kullanmadığını, görevini yeni binada sürdürdüğünü söyledi.
“Bugün bir başka soruşturma geldi”
Soyer, Sözcü TV'de katıldığı programda şunları söyledi:
“Bugün bir başka soruşturma geldi; ondan bahsetmek isterim. 14 yıl önce ben Seferihisar belediye başkanıyken bir iddia ortaya atılmış; hiç benim görmediğim duymadığım bir şey. ‘Belediye binası önünde alarm çanı olarak kullanılan tarihi Rum kilisesine ait çanın başkanlık makamının önünde sergilendiği, tarihi eser niteliğinde olduğu iddia edilen bu çanın ilgili makamlara bildirmeden tarafımca Yunan Konsolosluğu’na verildiği’ iddiasıyla başka bir soruşturma açıldı.”
Ne olmuştu?
Tunç Soyer’e, şehrin düşman işgalinden kurtuluşunun 100. yıldönümünde, Atatürk’ten alıntı yaptığı sözlerle Osmanlı Devleti ve son padişah Vahdettin’i eleştirdiği için T.C. İçişleri Bakanlığı tarafından Osmanlı Devletine, Osmanlı Hanedanı ve son padişah Vahdettin'e hakaret ettiği iddiasıyla soruşturma açılmıştı.
Soruşturma kapsamında, Soyer’in Osmanlı Devleti’ni ve yöneticilerini hedef gösterdiği, kişinin hatırasına hakaret, halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçlarını işlediği iddia edilmişti.
T.C. İçişleri Bakanlığı Mülkiye Müfettişliği tarafından 16 Kasım’da T.C. İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne gönderilen yazıda, Soyer’in 9 Eylül’deki konuşmasına ilişkin soruşturma açıldığı bildirildi. Müfettişler belediyeden Soyer’in konuşmasının görüntülerini talep etmişti.
Soyer’in Atatürk’ten alıntı yaptığı “100 yıl önceydi. Bu toprakları yönetenler gaflet, delalet ve hatta hıyanet içindeydi. Gençler, kadınları, çocukları, geleceği hiç düşünmediler. Sadece saraylarındaki saltanatı korumak için bütün bir milleti ateşe attılar. İnsanlık onurumuzu, bağımsızlık tutkumuzu ve yaşam hakkımızı ayaklar altına aldılar ve teslim oldular” sözleri gerekçe gösterilmişti.