Acemoğlu, "Hukukun zayıf olduğu ve halkı sömüren kurumların bulunduğu toplumlarda büyüme olmaz, iyiye doğru değişim gerçekleşmez,” diyerek Nobel ödülü aldı.
İşin özeti, Hiç bir Ekonomi Nobel’i, bu ödülün gerekçesi kadar bize her şeyi açık seçik ve tane tane anlatamazdı.
Tam zamanında tam da yerine ve tam da Aecemoğlu’nun yetiştiği ülkeye ve Orta Doğu’ya her şeyi anlatan bir ödül bu…
Daron Acemoğlu’nun Nabel ödülü alacağı epeydir konuşuluyordu…
Tıpkı Harvard’daki hocamız Gökhan Hotamışlıgil gibi…
Eminim o da alacak.
*
Daron Acemoğlu ve iki ekonomistten Nobel ödülü için açıklanan gerekçeyi okuyun.
Bir kere daha bir kere daha okuyun.
Ne diyor Nobel jürisi? Hadi hep birlikte okuyalım. Aynen şöyle:
(*) BİR: “Ekonomi bilimlerinde bu yılın ödül sahipleri, uluslararasındaki refah farklılıklarını anlamamıza yardımcı oldular” diyor.
(*) İKİ “Daron Acemoğlu, Simon Johnson ve James Robinson bir ülkenin refahı için toplumsal kurumların önemini ortaya koydular” diyor.
(*) ÜÇÜ: “Hukukun üstünlüğünün zayıf olduğu ve halkı sömüren kurumların bulunduğu toplumlarda büyüme ya da daha iyiye doğru değişim gerçekleşmez” diyor.
(*) DÖRT: “Ödül sahiplerinin araştırmaları bunun nedenini anlamamıza yardımcı oluyor” diyor.
**
Daha ne desinler, bu Orta Doğu çukuruna…
Adalet olmazsa, hukukun üstünlüğü yerine üstünlerin hukuku olursa,
Vicdan ve tarafsız yargı adaletin üzerindeki koruyucu şemsiyesini indirmişse…
O ülkede kalkınma ol-maaa-zzzz….
*
Rahmetli Turgut Özal da 1989’da Cumhurbaşkanlığına çıkarken Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne yaptığı veda konuşmasında aynısı söylemişti.
“Bir ülkede üç özgürlük olmazsa;
Düşünce ve ifade özgürlüğü yoksa…
İnanç özgürlüğü yoksa…
Girişim özgürlüğü yoksa kalkınma olmaz…”
*
Bir daha yüksek sesle okuyalım bu gerekçeyi…
Sonra, "Hukuk"u ekleyelim..
İnsan Haklarını ekleyelim…
İstanbul Sözleşmesini ekleyelim…
Kadına, çocuğa. Saygıyı ekleyelim…
Hayvanlar dâhil bütün canlılara saygıyı ekleyelim…
Liyakatı ekleyelim…
*
Ekleyelim ve bir adım geri çekilerek, bakalım…
Söyleyin kalır mı o zaman hapishanelerinizde bir Osman Kavala…
Bir Selahattin Demirtaş…
Bir Can Atalay… Bir Çiğdem Mater…
Bir Gezi mahkûmu…
Bugün verilen Nobel ödülünün anlamı budur.
*
Bitmedi…
Bir de şudur anlamı…
Son 10 yılda bu topraklardan çıkan üçüncü Nobel bu…
Üçü de Cumhuriyet okullarında okumuş insanlar bunlar…
Yani çalışmalarını ABD’de yaptılar diye hemen burun kıvırmayın…
Üçü de Cumhuriyet’in, Atatürk Türkiye’sinin topraklarının evlatlarıdır…
Bunu da unutmayın… Unutmayalım.
Sıra Gökhan Hoca’da…