Bugün hafta sonu ve size ilginç haberlerden oluşan bir pazar potpurisi sunacağım.
Umarım ilginizi çeker.
Geçen hafta Yunan sosyal medyasında dolaşan İngilizce bir paylaşımdan öğrendim.
Fotoğrafını gördüğünüz bu adam Yunanistan Tik Tok’unda viral olmuş.
Adı Murat Erdem…
Yunanlı paylaşımcı “Bizi 1970’lere götürüyor’ diyor…
INSTAGRAM HESABINA BİR
GİRDİM VE BAĞIMLISI OLDUM
Girip Instagram hesabına baktım…
Yemin ediyorum bir anda ben de bağımlısı oldum.
Kimdir bu adam?
Hiç konuşmuyor.
Erkek midir, yoksa takma bıyıkla gezen bir kadın mı…
Kıyafetler desen Özcan Deniz- Mahsun Kırmızıgül-Özcan Denizİn ‘Prestij Müziğin kapısından girdiği yıllar sanki…
Karede bir tek Hilmi Topaloğlu eksik…
ÖNCE ŞARKILARI KENDİ
SÖYLÜYOR SANDIM
İlk dinlediğimde sesi kadından, biraz erkek erkekten biraz kastratoydu.
Meğer Birgen söylüyormuş ve her paylaşımda playback yapıyormuş.
Bir şarkıda Orhan Gencebay, ,. ötekinde Ferdi Tayfur…
Bir başka paylaşımda damardan Ankara'nın barlarından fırlamış bir türkü.
SAÇ, BIYIK, BAKIŞ
BAYGIN VAROŞ YILLARI
Saç modeli…
Sony and Cher’in Sony’sinin ‘I Gıt You Babe’i’ söylerkenki çakma Lauren Canyon morelinin Anadolu yakasına uyarlanmış Geç Antik dönem tarzı.
Ama onun çakması…
Yok 70’lerde bile emsali yok…
O bıyıkla o saç ve o bakış…
Her biri ne işimiz var ötekinin yanında der gibi bir halde…
CEM YILMAZ 1970’LERE
GİTMİŞ KLİP ÇEKİYOR
Ama asıl fark yaratan bakışlar ve o dudak büzüş…
İşte o var ya… İnsanı o addict yapıyor.
Tam Cem Yılmazlık…
Cem’in Süpermen’i adeta “Back To The Future” yapmış 1970’lere
ARKADAŞ KİM GİYDİRİYOR BU
HİÇ KONUŞMAYAN MARAŞLIYI
Baklavacıya giriyor, adam onu tanıyor.
Baklavacıdaki adamdan öğreniyoruz ki, bağımlısı olduğumuz bu 70’ler figürü Maraşlıymış..
Ama katiyen konuşmuyor.
Kimdir bu adam Allah aşkına… Çatlayacağım…
Instagram’da gördüm mü takılıp kalıyorum, dönüp öteki paylaşımlarını bir daha bir daha seyrediyorum.
AI’DA YARATILMIŞ ROBOT MU
KAHTALI MIÇI’NIN AVATARI MI?
Erkek kıyafetinde bir kadın mı?
Kim yapıyor bu giydiği tasarımları…
Gerçek midir?
Yoksa AI’da yaratılmış bir robot mu?..
Yoksa Kahtalı Mıçı’nın avatarı mı?
Gerçekten Maraşlı mıdır…
Yoksa İstanbul’da yaratıcı bir ekibin atölyesinde, hepimizi ti’ye almak için yaratılmış bir tip mi?
Allah rızası için bilen, tanıyan varsa bana da anlatsın lütfen…
Meraktan çatlıyorum…
Her ne ise, nerede yaşatılıyorsa bilmem…
Ama bildiğim şu son 10 yılda bize anlatılan “Yeni Türkiye” masalına birebir uyum sağlamış bir karakter…
Biraz Dilan, biraz biz, pek çok hepimiz yani…
Diyorum ya…
Hastasıyım…
DÜŞES MEGHAN’IN GELİNLİKÇİSİNİN YENİ
ADRESİ ‘EV ZENCİSİ’ TÜRKLERİ SEVİNDİRECEK
Dün Koton giyim markası ile Zeynep Bastık’ın Spotify’la desteklenen ortak projesini yazmıştım.
Bunu Koton markasının kendini yeniden tanımlaması olarak anlatmıştım.
Yazının çıktığı dün sabah, önüme çok ilginç bir haber düştü.
Daha doğrusu üç haber…
Haberi yazan dünyanın bir numaralı moda yazarı olarak bilinen Vanessa Friedman’dı.
New York Times’ın baş moda yazarı…
New York Fashion Week’in başlamasına bir hafta kalan dünya giyim sektöründe 3 şaşırtıcı gelişme olmuş.
GALLER DÜŞESİNİN GELİNLİKÇİSİ
UNIQLO’YA ŞİŞME MONT ÜRETECEK
Birincisi ünlü lüks marka Givenchy’nin baş tasarımcısı Clare Waight Keller, Japon Uniqlo’ya yaratıcı yönetmen olarak atanmış.
Çok çarpıcı..
Biri lüks ve pahalı giysilerin ünlü markası…
Tasarımcısı Meghan Merkel’in gelinliğini yapan kadın.
Öteki kitlesel üretim yapan çok ucuz bir hazır giyim markası…
DIOR’U RED EDEN ADAM
AVM GAP’INA GİYSİ ÇİZECEK
Ondan hemen önce bir başka şaşırtıcı adres değişikliği daha vardı.
Ünlü tasarımcı Zac Posen yine kitlesel ve ucuz giyim markası GAP’a geçti.
Zac Posen mi… GAP’a mı geçti?
Nasıl yani…
Galliano’ların, Rıfat Özbek’lerin, Alexander McQueen’lerin, Hüseyin Çağlayan’ların okulu Central St Martin mezunu bir tasarımcı…
Dior’un sahibi LVMH, Gucci gibi markaların peşinde koştuğu bir yeni nesil tasarımcı.
Genç yaşta kendi markasını yaratmış.
Giydirdiği ünlüler arasında Natalie Portman, Rihanna, Amanda Seyfried, Kate Winslet, Cameron Diaz ve Beyonce gibi avant garde giyimde iddialı isimler var.
Ve Dior’un, Gucci’nin ikna edemediği tasarımcı, GAP gibi AVM zinciri bir markanın başına geçiyor.
Durun bitmedi…
HAZIRGİYİM TARİHİNDE İKİNCİ DEMOKRATİKLEŞME DÖNEMİ
Aynı hafta bir şaşırtıcı haber de Zara’dan geldi…
Saint Laurent’in yaratıcı direktörü Stefano Pilati’nin Zara’ya geçeceği haberi geldi.
Düşünün Saint Larent’in, Armani’nin, Miu Miu’nun, Zegna’nın yaratıcı şefliğini yapmış bir tasarımcı Zara’ya geçiyor.
Vanessa Friedman bunun giyim tarihinde yeni bir dönemin başlangıcı olduğunu söylüyor.
1980’li yıllardan itibaren giyim ucuz ürün sağlayan markalarla demokratikleşmişti.
Şimdi hazır giyimde ikinci devrimi geliyor.
Tasarımın demokratikleşmesi…
BUNU İLK OLARAK
H&M BAŞLATMIŞTI
Bunu ilk def 2010’ların başında H&M başlatmıştı.
Yılda bir kere Karl Lagerfeld, Alexander McQueen gibi süper tasarımcılara bir koleksiyon yaptırıyordu.
Ama o çok sınırlı bir süre ve sayı içindi.
Şimdi tasarımın en estetik ve avant garde ürünleri AVM’lerde herkesin ulaşabileceği markalara iniyor.
Yani lüks artık “Ulaşılabilir Lüks” haline geliyor.
FOTO
EV ZENCİSİ TÜRKLERİN
ULAŞABİLECEĞİ LÜKS
Enflasyon Türkiye’de eski beyaz yakalı orta sınıfın lükse ulaşımını imkansız hale getirmişti.
Türkiye’nin fakirleşmesi ile eski Beyaz Türkler de, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın deyişiyle, yeni “Ev zencilerine” dönüştü.
Tabi bir zamanların “tarla zencisi” olarak mazlumlaştırılan AKP kesimi de yeni “Beyaz zencilere” dönüştü.
İsterseniz ‘Yeni Beyaz Türkler’ de diyebilirsiniz.
Ben ve çevrem de ülkenin yeni birer ev zencisi olarak kendimize ‘Fakir viskisi’ diye yeni bir kategori yarattık.
Birbirimize makul fiyatlı viskiler tavsiye ediyoruz.
Artık Dior, Chanel, Dolce&Gabanna gibi markaları ancak İstinye Park AVM ve Zorlu’nun kapısı randevu ile açılan vitrinlerinde görebilen, yeni ev zencisi Türkler şimdi, aradıkları estetiği, ulaşılabilir fiyatlarla AVM mağazalarındaki markalardan sağlayabilecek.
Mudo, Mavi, Kiğılı, Damat, ipekyol, Koton, L.C. Waikiki gibi Türk markaları çeşitli fiyat segmentlerinde ulaşılabilir bir lüksü vermeye çoktan başlamışlardı.
Şimdi artık onların da ünlü tasarımcılarla çalışma zamanı geldi.
Giyim tarihindeki bu yeni dönem Türkiye’nin bütün ev zencilerine hayırlı olsun.
F O T O
METOO SONRASINDA HER 10 TÜRK KADININDAN KAÇI
HALA HESABI ERKEĞİN ÖDEMESİNİ ZARİF BULUYOR
MeToo Hareketi 15 Ekim 2017 günü ünlü bir sinema yapımcısının tacizlerinin açığa çıkması ile başladı.
Demek ki 7 yıl olmuş.
Bu 7 yıl erkek ve kadınların bir partnere yaklaşımında ne tür davranış değişikliklerine yol açtı?
Mesela her 10 Türk kadınından kaçı artık beğendiği bir partnere yaklaşımda ilk adımı atıyor?
Çok aradım ama ne yazık ki Türkiye’de bu konuda yapılmış bir saha çalışması yok.
Ama Fransa’da yapılmış.
Kadın ve erkek davranışları dünyada giderek birbirine yaklaşıyor.
Dolayısıyla bu sonuçlar Türk kadınları hakkında da bir fikir yaratabilir.
YILLAR ÖNCE MASAMDA KADINA
HESAP ÖDETMEM DEMİŞTİM
Önümde çok yeni, geçtiğimiz Ağustos ayına ait bir araştırma var.
Fransa’nın en büyük araştırma kuruluşu IFOP 2-5 Ağustos 2024 günleri bu soruların cevabını araştırmış.
Sonuçlar ilginç…
Kendimi ilgilendiren bir konudan başlayayım.
Yıllar önce bir yazımda dedim ki;
“Benim bulunduğum masada kadınlar hesap ödemez…”
Ama iki üç kadın arkadaşım “Bunun maço ve demode bir davranış” olarak değerlendiriyor.
Gözümü de korkuttular o dönemde.
Acaba gerçekten öyle mi?
FRANSIZ KADINI HALA MASADA
HESABI ERKEK ÖDEMELİ DİYOR!
(*) YÜZDE 82 Fransa’da kadınların yüzde 82’si, en azından ilk randevuda hesabı erkeğin ödemisini zarif bir hareket olarak görmeye devam ediyormuş…
Buyrun öteki sonuçlar da şöyle:
Kadınların;
(*) YÜZDE 93: Hava serinse erkeğin ceketini kadının sırtına koymasını güzel bir hareket olarak görüyor.
(*) YÜZDE 92: Bir randevudan sonra erkeğin kadına evine kadar taksi ile veya yürüyerek eşlik etmesini istiyormuş.
(*) YÜZDE 92: Erkeğin sokakta veya merdivende kadının çantasını veya elindeki alışveriş torbasını taşımasını şık buluyormuş.
METOO SONRASINDA DA KADIN, TEHLİKELİ
DURUMDA ERKEĞİN KORUYUCU TAVRINI SEVİYOR
(*) YÜZDE 92: Erkeğin masada önce kadına servis yapmasını güzel buluyormuş.
(*) YÜZDE 89: Tehlikeli bir durum karşısında erkeğin kadını koruyucu bir tavırda olmasını seviyormuş.
(*) YÜZDE 82: kadın mantosunu giyerken erkeğin yardımcı olmasını şık buluyormuş.
Bunlar davranış kodlarının devam ettiğini gösteriyor.
Ama cinsel davranış ve yaklaşımlarda tutumlar oldukça değişiyor.
Mesela ‘TACİZ’ kapsamına giren davranışlar.
YAZDE 78, KADIN DA ERKEK TE CİNSEL İLİŞKİDEN
ÖNCE AÇIK AÇIK RIZASINI BELLİ ETMELİ DİYOR
(*) YÜZDE 80 :Mesela artık hem erkek hem kadınların yüzde 80’i bir ilişkide karşılıklı rızanın olmasına eskisine göre çok daha fazla dikkat ediyormuş.
(*) ERKEKLERİN YÜZDE 48’İ: artık bir kadına yaklaşımında yanlış anlaşılmaktan korkuyormuş.
(*) YÜZDE 78: Ankete katılanların yüzde 78’i ilişkiye girmeden iki tarafın da çok açık biçimde bunun karşılıklı rıza ile olduğunu açıkça göstermesi gerektiğine inanıyormuş. Bu oran kadınlarda yüzde 84’müş.
HER 10 KADINDAN 6’SI İLK ADIMI
ERKEK DEĞİL BEN ATTIM DİYOR
(*) KADINLARIN YÜZDE 74’Ü MeToo hareketinden sonra bir erkeğe daha kolay “evet” veya “hayır” diyebildiğini belirtiyor.
(*) KADINLARIN YÜZDE 62’Sİ : Beğendiği birine karşı ilk adımı kendisinin attığını söylüyor.
Bu oran feminist olmayan kadınlarda yüzde 55, ‘ Çok feministim’ diyenlerde yüzde 64.
35-49 yaş arasındaki kadınlarda ise yüzde 72…
Yani yaşla kadına daha cesaret geliyor.
Evet 7 yıllık MeToo döneminin sonunda geldiğimiz nokta bu…
Değerlendirmeyi sabah kahvaltı masasında size bırakıyorum.