Yok aslında birbirinizden farkınız!..

Cumhur İttifakı kale gibi, muhalefet paramparça. Büyükşehirleri de kaybedersek Türkiye, Sarayın bütün ağırlığı ve rahatlığıyla at oynattığı bir cirit alanına dönüşecek.

Karşımızda çıkar birliği yapmış Cumhur İttifakı kale gibi sağlamken muhalefet sadece partiler arası değil, ana muhalefet partisi, kendi içinde de paramparça. Oysa bu seçimlerde büyükşehirleri de kaybedersek Türkiye, Sarayın bütün ağırlığı ve rahatlığıyla at oynattığı bir cirit alanına dönüşecek.

Politik Yol’da sürdürdüğüm siyasi yazılarıma bu mecranın el değiştirmesi ve satın alan Beşiktaş Belediyesi’ne bağlı yeni ekibin yazarlara takındığı en kibar deyimiyle küstah tavırlarından ötürü son vermiştim.

Ancak yerel seçimlere iki ay kala gündem o kadar siyasi ki ayrı kalmak zor. Gerek saray iktidarı, gerek başta ana muhalefet olmak üzere muhalefetin kendi içindeki çekişmeleri, geleceğimiz hakkında düşünmeyi ve yazmayı gerektiriyor. Bu yüzden şimdilik yazılarıma beni davet eden Murat Bayar’ın yayın yönetmeni olduğu Ajans369’un sitesinde devam edeceğim.

 

SİVİL DARBE

30 Ocak 2024’de TBMM’de bir hukuk trajedisi, anayasaya sivil darbe yaşandı. YSK’nın adaylığını onayladığı ve Hatay’dan milletvekili seçilen avukat Can Atalay, Gezi Davası’ndan 18 yıla mahkûm edildiği için tahliye edilmemekle kalmadı, Anayasa Mahkemesi’nin iki kez karar vermesine rağmen sarayın emri üzerine TBMM Başkanvekilliği AKP’ye geçer geçmez, zamanında Fettulah Gülen’e övgüler düzmüş bir başkan vekili, Bekir Bozdağ tarafından karar okundu ve Cumhur İttifakı’nın oylarıyla milletvekilliği düşürüldü.

TİP Genel Başkanı Erkan Baş haklı olarak kürsüden haykırdı: 

“Can Atalay milletvekili ise neden 9 aydır cezaevinde tutuluyor? Milletvekili değil ise siz neyi düşürdünüz?” 

Bu sorunun cevabı, artık Türkiye Cumhuriyeti’nde hukuk ve anayasanın geçerliliğinin kalmadığı ve sarayın hukuk tanımaz düzenini sürdürdüğüdür. 

Hukuk ve adalet yoksa o ülkede ekonomik kalkınma da olamaz ve Türkiye Arap petrolünün dolar gücüne güvenerek iktidarda kalan bir zihniyetle, simit fiyatını bilmeyen siyasetçiler tarafından sözüm ona yönetilerek halkının süründüğü zavallı bir ülke olur. 

Ki bunun sonu ABD’nin müdahalesidir!..

Bakınız Irak’ı siyasi bir manevra ve yalanla mahvettiler. Suriye’yi parçaladılar. Gazze diye bir yer kalmadı. Sıra İran’a geldi. Önce kışkırtıp bir küçük saldırı, sonra da bütün güçleriyle çöküp parçalama.

İran’ı da hallettikten sonra sıra Türkiye’de…

SON SEÇİM

Bu iktidarı değiştirmek için son ümidimiz geçtiğimiz seçimlerde, kıl payı kaybettik!

Evet, kıl payı!

Meral Akşener’in bir hamlesi, son anda seçime sokulan Sinan Oğan ve Ümit Özdağ ile kazanılacak seçimi kaybettik.

Bunun ağır travmasını atlatamadan CHP’de kopan fırtınanın ardından yerel seçimlere bölük pörçük giriliyor. 

Karşımızda çıkar birliği yapmış Cumhur İttifakı kale gibi sağlamken muhalefet sadece partiler arası değil, ana muhalefet partisi, kendi içinde de paramparçaOysa bu seçimlerde büyükşehirleri de kaybedersek Türkiye, Sarayın bütün ağırlığı ve rahatlığıyla at oynattığı bir cirit alanına dönüşecek.

Tek umudumuz ana muhalefet partisi iken yerel seçimlerdeki adaylık kavgaları bu partinin de içinin siyaset değil, rant ve iktidar kavgası ile paramparça olduğunu gösteriyor. Bunu yazarken içim yanıyor. Ama görüyoruz ki bu seçimde CHP’nin en büyük rakibi ballı koltuklardan kaldırılan ve imtiyazlarını kaybeden Kılıçdaroğlu ve yancılarının muhalefeti olacaktırCHP’nin en büyük düşmanı artık iktidarı kaybeden CHP’lilerdir!

Ne kadar ayıp! 

Ataşehir Belediye Başkan adayı gösterilmeyen İlgezdi’nin tavrına bakın. Kaç yıldır belediye başkanısın, eşin milletvekili, yeter artık, ‘Biraz da başkaları yesin de bari!’

Bu çirkin tabloyu uzatmak istemiyorum. Ama CHP’nin halen ballı ilçelerine aday gösterememesinin nedeni belli.

PARTİ İÇİ KAVGALAR!

İzmir’de kopan kavgaya bakın, şimdi Ankara’nın Çankaya ilçesinde beteri kopacak. İzmir’de artık seçim çantada keklik değil, çünkü örgüt kızdı, örgütün çalışmadığı seçim zor kazanılır.

Hacer Foggo’ya yer bulamadılar

Hacer Foggo’ya yapılan ise ayıp ve çirkin ötesi!

Yoksulluğun kitabını yazmış Hacer Foggo, milletvekili seçimlerinde İzmir’den adaylık koydu, listelerde yer bulamadı.

Baskı ve protestolar sonucunda lütfedip seçilemeyen bir sıraya koydular, seçilemedi de.

Kopan gürültü üzerine yerel seçimler için bizzat Özgür Özel’in davetiyle tekrar İzmir’e gitti Hacer Foggo.

KADIN KADININ KURDUDUR!

Bu kez de 9 kadın aday gösterdikleri ilçelerin içinde Hacer Hanıma yer bulamadılar! 

İzmir Kadın Kolları itiraz etmiş. Çok ayıp etmiş demeyeceğim, kadın kadının kurdudur diyeceğim, kusura bakmasınlar, ne farkınız kaldı Saray rejiminden? 

Hangi gerekçeyle itiraz ettiniz, yazıklar olsun diyeceğim.

Bu partiye daha iyisi yok, başkası yok diye bağrımıza taş basıp yıllardır oy ve destek veriyoruz. 

Kılıçdaroğlu, bize Yılmaz Büyükerşen’i gösterip Ekmelettin’i dayattı, hem de tıpış tıpış gidip oy verecekler diye.

Kazanmak için hep sağdan medet umdu, oysa görüyoruz, akrep gibiler, kendilerini bile sokarlar, İyi Parti örneği ortada!

Kemal Kılıçdaroğlu bir tek seçim kazandı, o da kendisine rağmen kazandı!

Adalarda söz verdi diye Ankaralı bir gazeteciyi Erdem Gül’ü aday yaptı, Adalılar çok kızdı ama yine tıpış tıpış gidip oy verdi; yeter artık ama. Beşiktaş, Kadıköy, çeşitli pazarlıklarla dağıtıldı. Kadıköy’deki başarılı Nuhoğlu aday pas geçilip, Şara Erdil Odabaşı’na, Beşiktaş’ta da birçok önemli kadın aday olduğu halde çeşitli güç dengelerine bakılarak Rıza Akpolat’a verildi. CHP’nin güçlü olduğu ilçelerde bir tek kadın aday göremedik! 

Yaptığı tek doğru şey Ekrem İmamoğlu’dur!   

Ekrem İmamoğlu İstanbul’un kazancıdır.

Ekrem Başkanın Mahir Polat gibi isimleri İBB’ye ve İstanbul’a kazandırması ayrı bir başarıdır. Bu seçim, saray rejimine mesaj vermek için son seçimimiz olmasa sandığa bile gitmem ama gidip oy vereceğim. Fakat CHP’nin zikzaklarını da bir kenara yazıp hiç unutmayacağım!