Zaten ekonomik sıkıntılar ve adaletsizlik, işsizlik gibi sorunlarla çok zor günler geçirirken üzerine tüy dökmek için bir tek Suriye sınırında büyük bir savaş eksikti, onu da yılbaşına kalmadan çıkarmak niyetindeler anlaşılan!
İran Dışişleri Bakanıyla buluşup konuştuktan sonra birlikte basına açıklama yapan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ı dinliyorum gözlerim kapalı.
Suriye’nin toprak bütünlüğüne saygılı imişiz. Türkiye ve İran teröre karşı iş birliği içindeymiş. Ama Suriye’de olan biteni terörle açıklamak yanlışmış.
Neymiş peki Suriye’de olup biten? Neden Suriye yeniden karıştı?
Suriye, İsrail’in Filistin’i yok edip ilhak etmek için atağa kalkıp çıfıt çarşısına döndürdüğü bölgede sınırlarının içinde sağlam durabilmek için İran’ın desteğini alıyor.
Bu da bölgede İsrail’e savaş desteği veren ve İran’a düşman olan ABD’yi kızdırıyor. Bölgede, tuhaf ama, İran, Rusya ve Suriye bir blok oluştururken ABD, Suriye’nin kuzeyi ve Türkiye’nin güneyindeki bölgede Türkiye’nin kurulmasına yardımcı olduğu cihatçı ÖSO ve PKK destekli, muhtemel bir Kürt devletini manipüle ediyor.
Şii Esad ve kendisine kalan küçük bölge, yukarda Cihatçı Sünni Müslümanlar ve ABD destekli seküler Kürtler, üç ayrı devlet halinde bölünseler ne güzel olur. Üç küçük ülke başını kaldıramaz!
TÜRKİYE CAMBAZ MI, DANSÖZ MÜ?
Türkiye, ipteki cambaz durumunda. Yurt içinde siyasi tabanını kızdırmamak için İsrail’e atıp tutar ve Filistin yanlısı gözükürken el altından da Filistin’e gönderiyormuş gibi yapıp İsrail’le ticaretine, hatta silah yapımında kullanılan malzemeleri yollamaya devam ediyor. Bir yandan İran ve Rusya’yla dans ederken ABD ile de arayı bozmuyor.
Esed çoktan Esad oldu ama hala Türkiye ile masaya oturmaya razı olmadı. ÖSO’nun ABD desteğiyle Halep kapısına dayanması, Esad’ı Türkiye’yle görüşmeye razı etmek için olabilir mi?
İran Dışişleri Bakanı önce Şam’ın sonra da Ankara’nın kapısını niye çalıyor?
Suriye’de yeniden hortlayan iç savaştan kaçan insanlar tekrar Türkiye kapısına dayanırsa, biz içerdekileri geri döndürme planları yaparken yeni bir göç dalgasıyla karşı karşıya kalmayacak mıyız? Görünen o ki Suriye’de savaştan yine en büyük zararı görecek ülke Türkiye olacak. ABD ve Türkiye destekli cihatçı ÖSO ve Türkiye düşmanı Kürtlerin Suriye’ye saldırısına Rusya müdahale ederse vay bizim halimize!
KÜRT SORUNU
Bu son olaylar Bahçeli’nin Kürt sorununu çözmek için birdenbire Öcalan’ı Meclis’e çağırma hamlesine de ışık tutuyor. Bahçeli herkesi şaşkına çeviren bu çağrısının gerekçesi olarak terörü çözmeyi öne sürmüştü. Kürt sorununu sadece PKK’nın silahlı koluna bağlamak da ayrı bir tuhaflık; siyasetçiler bir bakıyorsunuz dağda kimse kalmadı, ayakkabı numaralarına kadar biliyoruz diyor. Bir bakıyorsunuz beka sorunu oluyor, bir yandan bölgede seçmenin oy verdiği bütün belediye başkanlarının yerine “Onlar teröristti” denilip kayyum atanıyor, bölge halkının sinir uçlarıyla oynanıyor. Yetmiyor, bitmiyor, Demirtaş, hala hükümlü değil, tutuklu olarak rehin tutuluyor. Demirtaş Edirne’de rehin tutulurken Kürt halkının temsilcisi seçilmiş parti başkanı Demirtaş değilmiş de yıllardır tecrit halinde kimseyle görüştürülmeyen ve müebbette mahkum Öcalan’mış gibi gelsin Meclis’de konuşsun, silahlar gömülsün deniliyor. Yani öyle bir çorba ki ne kadar karıştırırsan karıştır, dibi tutuyor!
UÇUM UÇURUYOR
Şeyh uçmaz, müritleri uçurur ya, anayasasına “Cumhurbaşkanının en fazla iki defa seçilebileceği” yazılmış bir ülkenin başındaki kişi, ne yazık ki muhalefetin de oyuna gelip kabul ettiği bir biçimde üçüncü kez aday olup seçilmesi yetmedi, bitmedi, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Uçum, Reisini uçuruyor: “Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin başına gelmiş çok değerli bir varlıktır. Bu varlığı Türkiye’nin başından almak yanlıştır. Onun için bir kez daha seçilmesi gerekmektedir.”
Şimdiye kadar çıraklık dönemi imiş, artık usta olmuş, bundan sonra Reis bizi uçuracakmış. Afyon çeksek bu kadar uçamayız! Reisin 22 yıl süren çıraklığı ve ekonomist olarak uyguladığı nas politikası sayesinde herkes yoksullukta eşitlendi. Yüzde 2’lik bir grup hariç, onlar ülkenin bütün varlığını kan emen sivrisinek gibi emiyor: malum beşli grup, maden arayacağız diye köylüleri jandarmayla kovarak köylerini gasp ediyor, ormanları kesiyor, deşiyor, altın arayacağız diye ülkenin yeraltı yer üstü sularını zehirliyor, hiçbir iş güvenliği kuralına uymadığı için çöp dağları yıkılıyor, altında kalan işçiler aylar sonra çıkarılabiliyor. Türkiye’nin ak ciğerleri Kaz Dağları delik deşik.
Ülkedeki bütün ihaleler bu beşli gruba veriliyor, muhtemelen onlar da bunun karşılığını veriyor? Ekonomideki çöküşün herkes farkında 22 yıldır insanlar gittikçe yoksullaştı, orta sınıf yok oldu, sadece çok zenginler ve yoksullar var artık! Asgari ücret ortalama ücret haline geldi. Emekliler sürünüyor, enflasyonun gerçek rakamı üçlü hanelere geldi. Yetersiz beslenmeden ötürü çocukların boyu uzamıyor, yaşlıların kemikleri güçsüzleşti.
Buna karşın son yerel seçimlerde büyük başarı göstererek belediyelerin çoğunluğunu alan muhalefet partilerine yönelik her türlü hukuksuz engelleme sürüyor. Sosyal belediyecilik durdurulmaya çalışılıyor. Bunun için mi bir dönem daha seçeceğiz Cumhurbaşkanını?
ADALETSİZLİK DİZ BOYU
Bu konularda yazmak çizmek de artık çok tehlikeli. Ağzını açan hedef oluyor, sosyal medya paylaşımları başa bela. Adalet belediye başkanları için bile işlemezken sıradan insanları iyice korkutuyor. Ahmak davasıyla ilk genel seçimde cumhurbaşkanlığı seçimindeki en ciddi aday olan İmamoğlu’na siyasi yasak getirmeye çalışmanın tek hedefinin onu saf dışı etmek olduğunu herkes biliyor.
Bunun adı demokrasi değil, SULTANİZM’dir. Medya zaten bitirildi. Muhalif medya ve gazeteciler haberden çok mahkemeye ifade vermeye gidiyor ve bizden istenen, beklenen milli bir değer olan RTE’yi yeniden ve hatta sağ kaldığı sürece cumhurbaşkanı seçmek. Bunun adil ve hukuki bir seçim kampanyası ve seçimle olmayacağı bilindiği için şimdiden kontrol edilmesi mümkün olamayacak elektronik oylama lafları dolaşmaya başladı. Zaten ekonomik sıkıntılar ve adaletsizlik, işsizlik gibi sorunlarla çok zor günler geçirirken üzerine tüy dökmek için bir tek Suriye sınırında büyük bir savaş eksikti, onu da yılbaşına kalmadan çıkarmak niyetindeler anlaşılan!