ABD'nin "veri paylaşımına zorlamak ve propaganda yapmak" gerekçesiyle yasaklamak istediği TikTok, Türkiye'de de geleneksel aile yapısını bozmak, çocuk istismarı ve kara para aklama gibi konularda eleştirilere hedef oluyor.
TBMM Dijital Mecralar Komisyonu Başkanı Hüseyin Yayman, daha önce yaptığı bir açıklamada, "TikTok ulusal güvenlik meselesi haline geldi. Bu platformdaki paylaşımlar ne geleneklerimize ne toplumsal değerlerimize ne de evrensel ahlaka uygun. Ciddi bir tepki var" demişti. Peki bu TikTok'un yasaklanacağı anlamına mı geliyor? Hürriyet Gazetesi yazarı Fulya Soybaş, "Bu, yasaklanabileceği anlamına mı geliyor?" sorusunu Yayman'a yöneltti. Yayman, "Elbette ifade ve fikir özgürlüğünü savunuyoruz. Sansüre ve yasaklamalara karşıyız. Ancak nihayetinde kamu düzeni de korunmalı. Hepimizin çocukları var. Çocuklarımızın ve ailelerin korunması, gençlerin sağlıklı bir ruh haliyle büyümesi gerekiyor. TikTok ve benzeri dijital mecralar mahremiyetin tamamen ortadan kalktığı platformlara dönüştü. Üstelik burada ırkçılık, kadına şiddet, çocuk istismarı, ötekileştirme ve nefret suçları da var. Peki, ne yapıyorlar? Sadece konuşuyorlar. Almanya, Fransa gibi Batı Avrupa ülkeleri tedbir alıyor ve kurallara uyuyorlar. Oralarda farklı algoritmalar kullanılıyor. Türkiye'de böyle bir durum var mı? Yok. Sadece söz var, icraat yok! Bu bir çifte standart değil mi? Gerekeni bir an önce yapsınlar" yanıtını verdi.
Yayman, TikTok’un toplumun hassasiyetlerini dikkate alarak 'zararlı', 'müstehcen' ve benzeri içerikleri derhal kaldırması gerektiğine dikkat çekerek, "Elbette içerik kaldırıyorlar fakat bu yeterli değil. Ayrıca, bu tür içerikleri paylaşanların hesapları askıya alınmalı ve bu engellemeler duyurulmalı ki başkaları benzer içerikler üretmesin. Her görüşmemizde bu konuları konuşuyor ve sözler alıyoruz, fakat bu sözler yerine getirilmiyor. Çünkü işlerine gelmiyor. Bu gidişat hiç iyi değil. Bant genişliği daraltılabilir, ekonomik yaptırımlar uygulanabilir ya da tamamen yasaklanabilir; tüm seçenekler masada" şeklinde konuştu.
