Geçtiğimiz pazar günü sandığa giden seçmenler, çok partili siyasal hayata geçtiğimiz 1950 yılından bu yana en uzun süreli iş başında kalan tek parti iktidarına ciddi bir ders verdiler.
AKP AĞIR BİR YENİLGİ ALDI
AKP 22 yılda oluşan iktidar yorgunluğu ve desteğini aldığı kitlelerin, ekonomik zorluklarını küçümseyen tutumu yüzünden ağır bir seçim yenilgisi aldı.
Aslında görünen köy kılavuz istemiyordu.
Kentli yoksulluğunu her an hisseden emekliler, kırsaldan aldıkları destekleri büyük ölçüde yitirmiş, büyük kentlerin çevresinde hayatta kalma savaşı veren yeni kentliler, iktidar tarafından yeterince önemsenmedi. Yoksulluğun çarşıda, pazarda yükselen seslerine kulak asmayan her siyasal partinin başına gelmesi kaçınılmaz son, AKP ve küçük ortağının da başına gelebilir.
Tarımda bir zamanların -eski- Türkiye’si; Dünyanın kendi kendisine yeten yedi ülkesinden biriydi.
Ülke AKP iktidarında karkas et ve hububat ithal etmek zorunda bırakıldı.
Büyükşehir yasası ile imara açılan kırsaldaki tarım alanları, üretim dışı bırakıldı.
ABD ile Rusya arasında bozuk bir saat sarkacı gibi düzensiz gel gitlere benzeyen, dış politika çizgisinde ısrar edildi.
İKTİDAR SIĞINMACILARDAN, YOKSULU GÖRMEDİ
Ülkeye girişlerine izin verilen ancak kesin sayıları açıklanmayan, geliş nedenleri özenle gizlenen sığınmacılar, uyuşturucu tacirlerinin kendilerini çok rahat hissettikleri bu ortamda, iktidar yoksulları düşünecek zaman bulamamış olmalıydı.
Unutmadan ekleyelim, İstanbul ve Ankara‘da CHP’nin karşısına güçlü adaylar da çıkaramadılar.
TARİHİN EN KAPSAMLI SERMAYE TRANSFERİ GERÇEKLEŞTİ
Geride bıraktığımız 22 yılda tek adam rejimine evrilen, eksikli demokrasimiz giderek otoriter yönetime dönüştü. İktidara yakın çevrelere ülke tarihinin en kapsamlı “sermaye transferi” gerçekleştirildi ve sonuçta seçmen AKP’nin izlediği politikaları deyim yerindeyse reddetti.
SEÇİMİ, GEÇİM KAYGISI BELİRLEDİ
Önceki seçimleri, büyük ölçüde yanlış konumlanma yüzünden kaybeden CHP’nin, kurultayda değişen üst yönetiminin, kısa sürede elde edilen başarısında, seçmenin günlük geçim kaygısını derinleştiren, AKP’nin yanlış politikaları etkili oldu.
Önümüzdeki süreçte; Türkiye genelinde sevinçle karşılanan seçim sonuçlarının yarattığı iyimserliğin, bir süre sonra seçmenin yaşamsal beklentilerini karşılamaya yet(e)meyeceği gerçeği de gözlerden uzak tutulmamalı. Çıkmaza soktuğu ekonomiyi düzlüğe çıkarabilmek amacıyla almayı düşündüğü önlemlerin, halk desteğini kaybeden bu iktidar tarafından nasıl yürürlüğe sokulacağı, önümüzdeki dönem siyasetinin temel belirleyicisi olacağa benziyor.
EKONOMİK KRİZ, ERKEN SEÇİMİ GETİRİR Mİ?
İç tüketimi sınırlamayı amaçlayan yüksek faiz uygulaması yanında, ihracatı arttıracağı beklentisi ile döviz kurlarını baskılamayı önceleyen, yürürlükteki ekonomi politikasının dar gelirli ücretlileri ve özünde emekçilere yüklenmesi, sonbahardan itibaren AKP iktidarını hayli zorlayacağa benziyor.
CHP; ülkenin geleceğini tasarlayacak, köktenci bir değişim programına yoğunlaşabilir. Öncelikle son yerel seçimlerdeki başarının nedenlerinin soğukkanlılıkla irdelenmesi yerinde olacaktır.
Seçmen; Ankara’da yaratılan içi boş liderlik gösterilerinin ardındaki merkezde ve tek elde toplanan yetkilerin, sorunları çözmek yerine derinleştirdiğini ve sanal başarı hikâyelerinin gündelik yaşamını çıkmaza soktuğunu fark etti. Büyük olasılıkla bu yüzden çözümün yerel yönetimlerce sağlanacağı düşüncesiyle oy kullandı.
CHP’nin ilk adımı; yerel yönetimlerin güçlendirilmesini ve eğitimden, sağlık ve yerel güvenliğe kadar daha geniş yetki ve sorumluluklarla donatılacağı bir modelin tartışılmasını gündeme getirmek için atmalı.