Sansürlü hayatlar: Sosyal medyada, sanal dünyanın sahtecileri!

Kopya paylaşımlarla, olmadıkları bir kişilik ve 30-40 yıl önceki görüntüleri ile takipçilerinin alkışlarına talip oluyorlar.

“İnsanlar kendileriyle ilgili yadırgadıkları her şeyi sanal dünyanın sahteciliğinde, sansürlüyorlar”

Sosyal medya, günümüzde, Facebook/Meta; Instagram, Twitter gibi platformlarla her yaştan insanın sosyalleştiği mecra!

Instagram’ı, Türkiye’de şarkı söyleyen ünlülerin yeni aldıkları ev ya da arabadan düşüyormuş gibi yaparak, yoksula nispet yaptıkları mecra olarak tanıdım. Instagram videoları da hep bu yöndeydi:

“Bakın ben Maimi’de tatil yapıyorum. Puket Adası’nda elimde sex on the beach, kadehimden yudumlar alırken, sizden ayrışıyor, Rus siyah havyarımla seçkinleşiyorum!..”

AMERİKAN EZİK KÜLTÜRÜNÜN YANSIMASI: INSTAGRAM!

Instagram Amerikan kültürünün, zengin olmayan herkesi “ezik” statüsünde gördüğü yapının bir sonucuydu! Anadolu kumaşıyla örtüşmez sanıyorduk, kendi kitlesini yarattı!

Twitter’ı ise ABD Devlet Başkanı’nın son kararını öğrenmek için takip eder olduk!

TWITTER: YOĞURT BİTTİ, GELMEYİN!

Anadolu topraklarında ise Bakkal Cemal Efendinin yoğurt bitti, kararı ile yetindik.

Sosyal medya uzmanlığı diye bir meslek icat oldu.

“Gençler instagramı, yaşlılar Facebook’u tercih eder” dediler.

FACEBOOK YAŞLILARIN TERCİHİ Mİ?

Markaların en iyi tanıtımlarını yaptıkları, medya kuruluşlarının haberlerini en verimli duyurdukları ve her yaştan insanın sosyalleştiği bu mecraya yönelik hatalı bir tespit yaptıklarını düşünüyordum.

Bir sosyal medya uzmanı arkadaşımın verdiği örnekte ise farklı bir şey gördüm.

Yaşı 70’ı geçmiş kadınlardan oluşan Facebook üzerinde çok sayıda tanışma grubu oluşturulmuş.

Ne var bunda, dediğinizi duyar gibiyim!

Anlatayım.

70 yaşındaki hanımefendiler ya dijital makyajla ya da farklı uygulamalarla kendilerini 30’lu yaşlarda gösteriyorlar.

Profillerini kilitleyip, özel mesaj kabul etmediklerini de ifade ediyorlar.

Diyeceksiniz ki, sosyalleşme platformunda, sosyalleşmiyorlar mı?

SANAL DÜNYANIN SAHTECİLERİ

Oradan, buradan kes, kopyala, yapıştır yöntemi ile yaptıkları paylaşımlarla, olmadıkları bir kişilik ve 30-40 yıl önceki görüntüleri ile takipçilerinin alkışlarına talip oluyor. Gerçeklere karşı 3 maymunu oynuyorlar!

 İletişim Doktoru Yazgülü Aldoğan, dünyada en çok trolün olduğu ilin açık ara İstanbul, ülkenin ise Türkiye olduğunu belirtiyor.

“Siyasilerin maaşa bağlaması ile Türkiye’de trollük meslek haline geldi. Siz, ‘Mavi’ dediğinizde, ‘Hayır o mavi değil ve siz hainsiniz, demek için iyi paralar alan on binler var!”

Yeni trend, profilini kilitleyen ya da "mesaj atma" diyenlerden oluşan, tanışma grupları!

Konunun kendi içindeki tutarsızlığını bir kenara bırakıyor ve sesli düşünüyorum.

1) Kendimi kamunun alkışlarına bıraktım ama alkışlamayın

2) Bana bakın, takipçi sayımı artırın ama benimle konuşamazsınız. Siz avam ben saray soylu

3) Sizleri arkadaş olarak onaylasam da, aslında sadece bana ulaşma çabanızı görmek istiyorum.

4) Ben evli ve muhafazakar bir kadınım. Sapyoseksüel bile olsa sizlerle iletişime giremem. Zaten bu mecraya beni dış mihraklar mahkum etti!

İnsanların kendiyle ilgili yadırgadığı her şeyi sanal dünyanın sahteciliğinde, sansürleyerek içsel yalnızlıklarını hafiflettiklerini ifade ediyor, Evlilik Terapisti Uzman Psikolog Nazım Serin!

HERKES GÜZEL, GENÇ VE ÇOK ZENGİN!

“Kişi sanal bir karakter yaratıyor. Herkes aydın, herkes çok güzel ve çok genç.

Hiç kimse kendini pijamayla, ev süpürürken ve bakımsız yansıtmıyor.

Buradaki yaşam Versay Sarayı’ndaki gibi gösteriliyor. Herkes kendi hayatında yadırgadığı kendiyle ilgili rahatsız olduklarını sansürlerken, hayalinde idealize ettiği birini yansıtıyor!

BEĞENİ ALDIKÇA İÇSEL YALNIZLIĞI HAFİFLİYOR!

Sanal sahteciler içsel olarak, “like/beğeni” aldıkça içsel yalnızlığı hafifliyor. Biz insanlar metropolde güvensizliği, bireyciliği, biz duygusunun ve ötekinin yok olduğu, sahte gülüşlere talip oluyorlar.

Siz hangisisiniz?