Biz Hollywood’a gidemiyorsak Hollywood bizim ayağımıza gelir, çünkü bizim paramız var, felsefesinin hayata geçmiş haliydi bu. Ama sadece para şımarıklığı değil. Riyad Moda Haftası’nın anlamı, Riyad’ın moda dünyasının önemli bir merkezi olmaya hazırlandığı iddiasıydı. Dünya sana uymuyorsa sen dünyaya uy, mantığının hayata geçmesiydi. Kadınları eve kapatarak, eğitimden mahrum bırakarak, kılığına kıyafetine karışarak, sesinin duyulmasından bile rahatsız olarak ancak Afganistan olabilirsiniz.
Süleyman Demirel’in Cumhurbaşkanlığı döneminde 4 gece 5 gün süren bir Körfez Ülkeleri gezisine 200 kişilik erkek arasındaki iki sıra dışı katılımcıdan biriydim. Kadın olarak sorun olan benim dışımda Mekke ve Medine’de Yahudi olduğu için sorun olan Üzeyir Garih. O sadece dini önemi olan şehirlerde sorun olmuştu, ben her yerde. Kralın konuğu olarak sarayında kalırken siyah çarşafım olmadığı için odamdan dışarı çıkamamış, askerin göğsüme dayadığı silahtan, hosteslerin ödünç verdiği çarşafla kurtulmuştum. Kadınlar lokanta ve parklara giremiyordu. Namaz saatlerinde bütün kepenkler kapatılıyor ve din polisleri copla o kepenklere vuruyordu. Bir ABD iş gezisinde tanıdığım gazeteci arkadaşımı görebilmek için evinden telefonla aramıştım ama Kralın konuğu olduğumu anlatmama rağmen annesi onunla telefonla konuşmama bile izin vermemişti! Aklımda böyle kalan Suudi Arabistan anılarımı Galataport’ta bir erkeğin arkasında dörder dörder dolaşan peçeli ve siyah kıyafetli kadınların görüntüleri pekiştirirken magazin haberlerine düşen fotoğraflar beni benden aldı!
RİYAD’DA MODA HAFTASI!
Bir süredir ülkeyi fiilen yöneten ve açılımlarla ilgi uyandıran Veliaht Prens Muhammed Bin Salman, kadınlara otomobil kullanma hakkı vermiş, bu bile hepimizi şaşırtmıştı. Geçen yaz düzenlenen güzellik yarışması ve mayo defilesi ise şaka gibiydi. Sahilde erkekler güneşlenirken mankenler de mayoyla yürüyüş yaptı! 2030 vizyonu adı altında zorla namaz uygulaması kaldırıldı. Karma müzik festivalleri bile düzenlendi. Prens, kadınların özgür yaşadığı bir ülke hayal ediyordu!
RİYAD, PARİS’İN TAHTINA GÖZ DİKTİ
Başlarına taş mı yağacaktı ya da Veliaht Prens zenginliklerinin kaynağı petrolün bir gün biteceğini ve yerine başka bir şey koymak gerektiğini anlamış mıydı? Suudi Arabistan’ın iki gelirinden biri de Hac. Müslümanların hacca gitmeleri daha uzun yıllar sürer ama başka gelir de lazım. Suudi Arabistan’ın hedefi sosyal reform; 2030 vizyonu. Turizm? Neden olmasın. Riyad moda merkezi olamaz mı? Paran varsa olmayacak şey yok. Dünyaca ünlü modacı, Lübnanlı Ellie Saab, 45. Yılını Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da bir moda gösterisi olarak yapmayı kabul etti. Sadece moda değil, muhteşem bir şov olacaktı ve bunun için gereken finansman da sağlandığına göre neden olmasın? Belli ki Suudi Arabistan’ın zenginleri, gençler ve kadınlar, ekranlarda izledikleri o göz kamaştıran moda defilelerine, kırmızı halısı günlerce konuşulan Hollywood galalarına çok özeniyordu. The Venue’de düzenlenen etkinlikte burası Suudi Arabistan mı, hadi canım dedirten bir rüya atmosferi düzenlendi. Bunun için sektörün en önemli isimleri koreograf, dekoratör olarak çalıştı, dünyaca ünlü 200 VİP konuk başka ülkelerden geldi, herhalde bedavaya değil, para su gibi aktı!
ELIE SAAB, 45. YILINI KUTLADI
Sadece bir defile değildi bu; kalabalık dansçıları ve yarı çıplak kıyafetiyle bir Jennifer Lopez şovuydu. Finalde dünyanın en ünlü şarkıcılarından Celine Dion şarkı söyledi. Ellie Saab’ın 1001 Mevsim başlıklı etkinliği ise bir Hollywood galası gibi düzenlendi. Defile, kırmızı halı üzerinde yıldız şovdu; Oscarlı oyuncu Halle Berry bile mankenlik yaptı! Geceye katılan ve kırmızı halıda yürüyen ünlüler arasında Monica Belluci, Adriana Lima, Ortadoğulu güzellerin yanında Türkiye’den de Ellie Saab kıyafetiyle Hande Erçel vardı. 200 VİP davetlinin dışında bu şovu bin kişi izledi!
HOLLYWOOD AYAĞIMIZDA
Biz Hollywood’a gidemiyorsak Hollywood bizim ayağımıza gelir, çünkü bizim paramız var, felsefesinin hayata geçmiş haliydi bu. Ama sadece para şımarıklığı değil. Riyad Moda Haftası’nın anlamı, Riyad’ın moda dünyasının önemli bir merkezi olmaya hazırlandığı iddiasıydı. Dünya sana uymuyorsa sen dünyaya uy, mantığının hayata geçmesiydi. Kadınları eve kapatarak, eğitimden mahrum bırakarak, kılığına kıyafetine karışarak, sesinin duyulmasından bile rahatsız olarak ancak Afganistan olabilirsiniz. Bunu İran hala anlamadı. Kıyafetlerine karışıldığı için başkaldıran insanları sessiz sedasız öldürmeye, yani idam etmeye, ya da akıl hastanelerine kapatmaya devam ediyor. Afganistan’da Taliban’ın başa geçmesiyle zaten hayat durdu: kadınlar okula gidemiyor, evden burka giymeden ve tek başlarına çıkamıyor. Hatta sokakta konuşmaları, gülmeleri bile yasaklandı.
TÜRKİYE’NİN YOBAZLARI
Dini kullanarak, istismar ederek her türlü özgürlüğü kısıtlayan, kadınlara hayatı zehir eden yobazlardan ne yazık ki bizim ülkemizde de var ve iktidar tarafından destekleniyor. Geçtiğimiz günlerde imam hatip okulunda bir kadın yöneticinin odasına kapısını kırarak giren ve başını örtmeyene karışırız diyen müdür, tepkiler unutulunca sessiz sedasız ödüllendirildi. Ülkeyi 22 yıldır yöneten Cumhur İttifakı sayesinde üst düzey bürokratlar arasında neredeyse kadın kalmadı. Olanlar da göstermelik. Dilini bile değiştirerek onlara ayak uydurmuş olanlar. Çevrelerinde başı açık kadın görmek bile zor. Şık olmak isteyenlerin bile özel tasarım türbanları var. Kamuda özel kıyafeti olan asker, polis gibi yerlerde çalışan kadınların türban üzerine taktıkları şapkalar da bir tuhaf duruyor doğrusu. Riyad’da bile çıplak kadınlar şov yaparken kadının saçından bu kadar korkmak niyeyse? Kıyafetinin siyah olmasında ısrar etmek hangi yüzyıldan kalmaysa ve İstanbul’un göbeğinde yaşayan bir kadın bile bana vermek istediğim bir kıyafeti, siyah olmayanı giyemem, izin vermezler diyebiliyorsa?