Reis bizi dansa kaldır

Bize iki adam lazım; "biri dindar Müslümanları uyutacak, diğeri milliyetçilere ninni söyleyecek.”

Bölüyor-parçalıyor-kutuplaştırıyor…

Rakipleri öyle sakildi ki topunu hizaya çekip sürekli tokatlıyor…

Politik duayenimiz, siyasi hayatımızın öznesi Recep Tayyip Erdoğan algısı naçizane bendenizde budur…

Hayatında doğru düzgün bir kitap okumadığını bildiğimiz, hiçbir yöneticilik deneyimi olmadan aktif siyasi hayata atılıp RP İl Başkanlığı (partiden maaş alıyordu) ile başladığı yürüyüşünü İBB Başkanlığı, Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı ile sürdürüyor…

Şöyle de söyleyebiliriz: 40 yıldır politikadan ekmeğini kazanarak yaşıyor…

Samimiyetimle söylüyorum ki takdir edilecek bir siyasi geçmişe sahip Erdoğan…

Kasımpaşa’da işkembe çorbacılığını beceremeyip batıran Erdoğan, siyasette neler neler başarmıştı oysa…

Böyle bir özgeçmiş ile bu başarı açıklanabilir miydi? Yoksa “gizli bir güç” mü onu bu makamlara taşıyordu?

Medya ve iş insanlarını hizaya çekti!

Generalleri kodesleyip, pıstırdı!

Medya baronlarına dize getirdi!

Fetullahçı Cemaati (birlikte işledikleri) tüm suçları yükleyip paketledi mi, paketledi…

Erdoğan’ın politik yükselişi öncesinde Millî Görüş Hareketi’ni böldüğünde kızgın olan, ayrıca kendisine çok, ama çok yakından tanıyan Necmettin Erbakan müritlerinin anlattıklarını buradan yazsam hoş olmayan durumlarla karşılaşacağımın farkındayım…

Mevzuyu size başka bir yoldan anlatmayı uygun buluyorum…

Türk siyasi hayatının küresel güçlerce dizayn edildiğine inanan bir gazeteci olarak şunu kesinlikle öne sürebilirim ki Tayyip Erdoğan’ın sürekli kazanması için basiretsiz bir muhalefetin de dizayn edildiğine inanmaktayım…

CHP’nin efsane liderleri Bülent Ecevit ile Deniz Baykal’ın Rockefeller Foundation bursuyla Amerika’dan yollarının geçtiğini hatırlatmakta fayda var…

Hadi; Baykal’ı anladık… O, akademik kariyerli bir isim…

İnsan sormaz mı? Lise mezunu Ecevit’in (Sırf tembelliğinden üniversite eğitimi almamış!) Harvard Üniversite’sinde ne işi olabilirdi? Dünya derin yapılanmasının üç isminden biri olan, o dönem Harvard Üniversitesi Rektörü Henry Kessinger ile (diğerleri Zbigniew Brzezinski- George Soros) nasıl dostluk kurabiliyordu?

TAYYİP NEDEN YIKILMAZ?

İdam mahkûmunu ipten alan avukat olarak bilir-tanınırdı hukuk camiasında Münci İnci…

Ayrıca, İBB davalarında da Erdoğan’ın avukatıydı…

Neden bir ekonomi gazetesi kurup para harcadığını ise hiç anlayamadığım gibi karanlık bir yönü vardı İnci’nin…

Çünkü kayda değer sayıda koruması olması da bendenize enteresan gelmişti…

Ekonomi gazetesi Global’de bir süre çalışmışlığım vardı…

O tarihte pek tanınmayan Erol Mütercimler de Münci İnci’nin danışmanları arasındaymış

Kel kafalı olmasından kaynaklı olsa gerek nadir olarak gazeteye geldiğini az da olsa hatırlıyorum…

Sevgili Mütercimler’in youtube kanalından takip ettiğimden şu çarpıcı bilgileri aktardığında inanın hiç şaşırmadım…

Uzatmadan; sözü Erol Mütercimler’in 1999 yılında Münci İnci’nin evinde gerçekleşen toplantıda yaşananları aktardığı konuşmasını veriyorum:

TÜRKEŞ ABD KONSOLOS EL ELE

Erol Mütercimler, 1999'da Münci İnci'nin evindeki o toplantı hakkında şunları anlatıyordu: “Bana davet Münci İnci'den geldi. Nail Keçili ile birlikte Recep Tayyip Erdoğan'ın PR ve halkla ilişkiler işini aldıklarını ve Durusu Konakları'ndaki evinde bir sabah kahvaltısında konuğu olacağını ve benim de bu toplantıya katılmamı istediklerini söyledi. Ben evde Münci İnci, Nail Keçili, Tayyip Erdoğan ve onun birkaç adamının olacağını düşündüm.

İçeri girdim manzara şu: Duvarın önündeki kanepede oturanlar, Fehmi Koru, Emin Şirin, Nazlı Ilıcak, Yalçın Doğan…

Arkada ayakta duran Bülent Akarcalı, salonda dolaşanlar: Vakıflar Bankası Genel Müdürü Fehmi Gültekin, Tezcan Yaramancı, Güler Kömürcü, bir de yağ fabrikası olduğu ifade edilen hanımefendi vardı ve herkesin el falına bakıyordu.

Ardından Tayyip Erdoğan, yanında bir adamıyla birlikte geldi. Onun peşinden ise dönemin ABD İstanbul Konsolos Yardımcısı (Kate Schertz) hanımefendi ile birlikte Tuğrul Türkeş el ele birlikte içeri girdiler. Aynı otomobille geldiler. Aynı dönemde Morton Abramowitz 1996'da Erdoğan'ı keşfediyor, 1999'da parlatmaya başlıyordu”

 

CEZAEVİNDE EĞİTİLDİ

Erdoğan'ın o görüşmede çok mülayim ve uyumlu konuştuğunu söyleyen Mütercimler, toplantının ardından Münci İnci'nin kendisine 'Tayyip Bey bu ülkeye Başbakan olacak' dediğini, kendisinin ise 'O zaman psikolojisini hiç iyi görmedim. 5-6 ay yurt dışına gönderin dinlensin, mümkünse İngilizce öğrensin' dediğini aktarıyor…

Mütercimler: “Münci İnci, Tayyip Bey'in zaten cezaevi sürecinde üniversitelerden taşınan hocalardan eğitim aldığını ve İngiltere'de bir kolej ayarlandığını söyledi. (Önceki yazımda bu iddiayı doğrulayan cezaevi iddialarını hatırlatırım!) Bu görüşmenin ardından Erdoğan'ın hukuk müşavirinin kendisini ziyaret ettiğini ve “Tayyip Bey'e 5 kişilik bir danışman listesi sunduk. Siz ikinci sıradasınız’ dedi. 'Birinci sırada kim var, beni niye yazmadınız' diye takıldım. Birinci sırada Nabi Avcı vardı. Diğer 3 ismi hatırlamıyorum. O görüşmede de Tayyip Bey'in hukuk müşaviri 'Tayyip Bey Başbakan olacak' dediğini hatırlıyorum!”

Ne demiş danışman?..

Tayyip Bey Başbakan olacak!” demiş çok iddialı ve kendilerinden emin bir şekilde…

Yani, danışman aday olacak falan değil, direkt “başbakan yapılacak” demeye gelen bir söz sarfetmiş…

Son söz: ABD eski Türkiye Büyükelçisi: Morton Abramowitz,

ABD İstanbul Konsolos Yardımcısı: Kate Schertz,

Stratejist: Zbigniew Brzezinski,

Borsa spekülatörü: George Soros,

ABD eski Dış İşleri Bakanı: Henry Kessinger…

Evet; yazımıza konu olan 5 ABD’li aktörün tamamının Aşkenazi Yahudisi olduğunu hatırlatırım…

Aşkenazi, Yahudi literatüründe “Doğu Avrupa Yahudileri”ni tanımlamak için kullanılmakta…

Son bir ek ve bitiriyorum… Ünlü CIA ajanı ve Ortadoğu uzmanı Türk kökenli mensubu Ruzi Nazar, bir toplantıda yaptığı öne sürülen konuşması meşhurdur… Şöyle: “Kürdistan'ı kurmak istiyorsak, Kürtleri kışkırtmak en kolay iş! Zor olan, Türkleri uyutacak birilerini bulmaktır! Bize iki adam lazım; biri dindar Müslümanları uyutacak, diğeri milliyetçilere ninni söyleyecek.”