Christian Kerl, Brüksel
NATO askeri yetkilileri, bir süredir bakışlarını Kuzey Kutup Dairesi'ndeki ıssız bir adaya çevirmiş durumda: Spitsbergen. Stratejik önemi büyük olan bu ada, bir sonraki küresel kriz ya da çatışmanın başlangıç noktası olabilir mi? Ya da NATO, Rusya’nın bu bölgede başlatabileceği bir provokasyona karşılık veremeyerek güvenilirliğini mi yitirecek?
Spitsbergen, Norveç’e ait bir takımada ve 1920’den bu yana tarafsız ve askerden arındırılmış bir bölge. Ancak Rusya’nın burada izlediği politikalar ve askeri faaliyetler, bölgeyi NATO’nun zayıf karnı haline getiriyor. Federal İstihbarat Servisi (BND) Başkanı Bruno Kahl, Moskova’nın ittifakı test edebileceği senaryolardan birini açıkça dile getirdi: “Rusya, Spitsbergen'e hızlı ve kararlı bir saldırı düzenleyebilir.”
RUSYA'NIN STRATEJİK HEDEFİ: SPİTSBERGEN
Spitsbergen’deki Rus varlığı uzun süredir dikkat çekiyor. Rusya, Barentsburg kasabasında kömür madenciliği yapıyor gibi görünse de, buradaki Rus nüfusun stratejik amaçlar için kullanılabileceği düşünülüyor. 400 civarındaki Rus vatandaşı, bölgedeki silah zulalarına erişim sağlayabilir ve bir kriz anında harekete geçebilir. Geçtiğimiz yıl Barentsburg’da yapılan “Zafer Günü” kutlamaları, Moskova’nın provokatif hamlelerinden yalnızca biri.
Rus birlikleri, 2014’teki Kırım işgaline benzer bir taktikle, “yeşil adamlar” olarak adlandırılan kimliksiz askerler vasıtasıyla adanın tek havaalanı Longyearbyen’i ele geçirebilir. Bu senaryoda, NATO’nun nasıl tepki vereceği kilit bir soru işareti. Spitsbergen NATO topraklarının bir parçası olmasa da, Norveç hükümeti adanın ittifak garantisi altında olduğunu belirtiyor.
NATO VE KUZEY KUTBU’NUN ZAYIF NOKTASI
Rusya’nın Spitsbergen’e olası bir müdahalesi, NATO için büyük bir sınav anlamına gelir. Böylesi bir durumda NATO, bölgeye asker göndermeyi göze alacak mı? Yoksa Kuzey Kutbu’ndaki birkaç adanın bedeli çok mu yüksek olacak? Bu belirsizlik, ittifakın güvenilirliğini riske atabilir.
Bölgenin stratejik önemi yalnızca NATO’nun güvenliği için değil, Rusya’nın Kuzey Filosu’nun hareket kabiliyeti için de büyük. Kola Yarımadası’ndaki nükleer denizaltılar, Atlantik’e ulaşmak için Spitsbergen ile Norveç anakarası arasındaki deniz yolunu kullanmak zorunda. Spitsbergen üzerindeki kontrol, bu rotayı kapatma ya da açık tutma konusunda kritik bir rol oynuyor.
BND’NİN UYARISI: YAKLAŞAN TEHLİKE
BND Başkanı Kahl, Rusya’nın dört ila beş yıl içinde bir NATO ülkesini işgal edebilecek kapasiteye ulaşabileceğini belirtti. Bu senaryoda Rusya, ittifakın caydırıcılığını test etmek için sınırlı bir çatışma başlatabilir. Moskova’nın asıl hedefi, NATO’nun savunma taahhütlerini geçersiz kılmak ve ittifakı bölmek olabilir.
Ancak NATO, bu tür tehditlere karşı hazırlıksız değil. Kuzey Kutbu’nda düzenlenen tatbikatlar ve Norveç’teki askeri varlığın artırılması, caydırıcılığı güçlendirmeyi hedefliyor. Ancak bu önlemler Moskova’yı durdurmaya yetecek mi, henüz belirsiz.
SPİTSBERGEN: MİNİ DONBASS MI?
Berlin merkezli bir güvenlik uzmanı olan Michael Paus, Spitsbergen’i, bölgedeki Rus nüfusu ve Moskova’nın hamleleri nedeniyle “mini Donbass” olarak nitelendiriyor. Bu benzetme, Rusya’nın bölgede uzun vadeli bir strateji güttüğüne işaret ediyor.
SONUÇ: NATO’NUN GELECEĞİ TEHLİKEDE Mİ?
Rusya’nın Spitsbergen’deki olası bir müdahalesi, NATO’nun dayanışma ve savunma kabiliyetinin en büyük sınavı olabilir. NATO’nun cevapsız kalması durumunda, ittifakın varlığı sorgulanabilir hale gelir. Ancak bu senaryo, sadece bir başlangıç olabilir. Moskova’nın amacı yalnızca bir adayı değil, Avrupa’daki güç dengesini kalıcı olarak değiştirmek.
Rusya’nın Kuzey Kutbu’nda artan faaliyetleri, yalnızca bölgesel bir kriz değil, küresel bir güvenlik sorunu haline gelme potansiyeli taşıyor. Spitsbergen, belki de gelecek yıllarda NATO ile Rusya arasındaki güç mücadelesinin simgesi olacak.