Mısır Dışişleri Bakanlığı İsrail'in Filistinlileri zorla göç ettirdiğine dikkati çekti.
Kahire, İsrail’in tehcir planını kabul etmeyen tutumuna verilen uluslararası toplumun desteğine rağmen “Gazze Şeridi'ndeki nüfusun Sina Yarımadası'na göç ettirilmesi” senaryosuna hazırlık yapıyor.
Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri, İsrail'in aldığı önlemlerin güvenlik için değil, Gazzelileri yerinden edecek tehcire yönelik baskı oluşturduğunu söyleyerek “zorla göçe karşı olduklarını kamuoyuna açıklayan ülkeleri de bunun gerçekleşmesini önlemek için yeterli önlemleri almamakla” suçladı ve buna sert tepki gösterdi.
Dışişleri Bakanı Şukri açıklamaları, Arap-İslam Komitesi Dışişleri Bakanlarının katılmasıyla düzenlenen "Akdeniz Birliği Sekizinci Bölgesel Forumu" toplantılarına katılmak üzere gittiği Barselona'da bulunduğu sırada yaptı.
Şukri "İsrail tarafının Gazze Şeridi'ni yaşanmaz hale getirecek yeni koşullar yaratarak Gazze’deki nüfusu zorla yerinden etmeyi amaçlayan politikalarını kategorik olarak reddeden kapsamlı bir tutumun vurgulanması gerektiğini” ifade etti.
İsrail ordusu, geçen Ekim ayından bu yana, Gazze Şeridi'nin kuzeyinde yaşayan sivilleri güneye, Mısır sınırına yakın bir yere taşınmaya çağırıyor ve geçtiğimiz günlerde “geçici ateşkesin” başlamasıyla birlikte İsrail, yerinden edilenlerin çoğunun evlerine dönmesine izin vermiyor.
İsrail medyası geçtiğimiz 13 Ekim'de İsrail İstihbarat Bakanlığı'na atfedilen bir belge yayınladı. Belgede Gazze'deki sivil nüfusun Kuzey Sina'ya nakledilmesi öneriliyor ve böyle bir planın İsrail'in uzun vadeli güvenliği için en iyisi olacağı iddia ediliyor.
Londra merkezli İngilizce yayımlanan Şarku’l Avsat Gazetesi'ne konuşan eski Mısır Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Salah Halime'ye göre “Mısır birçok kez Filistinlileri zorla Mısır topraklarına gönderme çabalarını reddetti ve aynı zamanda İsrail'in zorla tahliye planlarına ilk andan itibaren açıkça karşı çıktı. Mısır'ın bu tutumu ve tutarlılığı, ister Gazze Şeridi'nden ister Batı Şeria'dan olsun zorla yerinden edilmeye karşı uluslararası destek sağlamayı ve İsrail'in daha fazla toprak ilhak etme amacıyla Filistin topraklarındaki nüfusun demografik durumunu bozma girişimlerine son vermeyi başardı.”
Mısır'ın yerinden edilmeyi reddetme pozisyonunu ve bu konudaki politikasını desteklemek için çeşitli uluslararası örgütler aracılığıyla baskıya başvurmanın yanı sıra, Kahire Üniversitesi'nde uluslararası hukuk uzmanı Prof. Dr. Ahmed Ebu El-Vefa, Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamalarda Mısır'ın Güvenlik Konseyi’ne başvurma ve BM Şartı'nın Yedinci Bölümü uyarınca, yerinden edilme sürecini önlemek için ABD’nin gerekli tedbirleri almakla yükümlü olduğunu içeriyor. Bu tedbirlerin, İsrail’e karşı askeri ve askeri olmayan uygulamlar olmak üzere iki türe ayrıldığı belirtiliyor.
Ancak böyle bir kararın verilmesi, İsrail ile ticari ilişkilerin kesilmesine ilişkin askeri olmayan tedbirler ve sivil nitelikteki diğer tedbirlerle sınırlı olsa bile, Ebu El Vefa, özellikle de İsrail'in mevcut durumu göz önüne alındığında bunun kolay bir mesele olmadığını belirtti. BMGK’nin daimi üyelerinin kullanabileceği veto yetkisi, Tel Aviv açısından tehlikeli sonuçlar doğurabileceği için böyle bir kararın alınmasına izin vermeyecektir, ifadelerini kullandı.
Eski Dışişleri Bakan Yardımcısı Halime, “BMGK’nin daimi üyesi beş ülkenin Mısır’a bu konuda verdiği desteğin samimiyetine inanmadığını” ifade etti.
Halime, değerlendirmesini BMGK'ye üye devletlerin liderleri tarafından yayınlanan ve İsrail'in yerinden edilmeyi destekleyen tutumunun reddedildiğini gösteren resmi açıklamalara dayandırıyor. Bu durumun, uluslararası hukuka ve bu ülkelerin beyan ettiği pozisyonlara tamamen uygun bir karara karşı veto kullanılmasını utanç verici hale getireceğini de sözlerine ekledi.
Uluslararası ilişkiler uzmanı Dr. Hamid Faris ise, Mısır'daki hareketlerin Avrupa Birliği ve ABD ile koordineli olarak, "Arap ve İslam ülkelerinin önemli bir rol oynadığı bir seferberlik olan yerinden edilme planlarının uluslararası reddini harekete geçirmeyi başardığına inanıyor. Böylece Gazze Şeridi'ne daha fazla yardım getirilmesinin ve bu yardımın ulaştırılması için koridorların açılmasının gerekliliğinden bahsediliyor. Nüfus tahliyesi değil, yardım." Faris, Mısır'ın Gazze halkının yerinden edilmesinin kesin bir şekilde reddetmesinin, Mısır'ın egemenliğini, ulusal güvenliğini ve toprak bütünlüğünü koruma maksadıyla tüm seçenekleri açık hale getireceğine inanıyor.