Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi, İstanbul Finans Merkezi, Türkiye Varlık Fonu, Albaraka Türk Katılım Bankası, İbn Haldun Üniversitesi ve İslam İşbirliği Gençlik Forumu işbirliğiyle düzenlenen Albaraka İslami Finans Zirvesi'nin resmi açılış töreni gerçekleştirildi.
Etkinlikte konuşan Karahan, Türkiye'nin mevcut makroekonomik durumu, enflasyon ve dezenflasyon sürecinin ekonomideki olumlu etkileri üzerine değerlendirmelerde bulundu. Ayrıca, katılım finans konusundaki çalışmaları ve bu alandaki vizyonlarını paylaştı.
Karahan, mevcut dönemde ekonomide en öncelikli odağın enflasyon olduğunu vurgulayarak şu açıklamalarda bulundu:
"TCMB olarak enflasyonu düşürmek ve fiyat istikrarını sağlamak temel görevimizdir. Bu anlayışla, geçtiğimiz haziran ayında parasal sıkılaşma döngüsüne başladık. Enflasyonun pandemi sonrasında yükselmesinde arz zinciri sorunları ve Ukrayna'daki savaşın enerji fiyatlarını artırması önemli etkenlerdi. Daha sonraki dönemlerde ise yüksek talep ön planda oldu. Yüksek talep, büyüme kompozisyonunda iç talebin payını artırarak tüketim ve altın ithalatının artmasıyla cari işlemler dengesinde bozulmaya yol açtı. Haziran ayında başlattığımız kademeli ve güçlü parasal sıkılaşma süreci, finansal koşullara beklendiği şekilde yansıdı. Bu ortamda Türk lirası varlıkların getirisi yükselirken tasarruf eğilimi arttı. Bu çerçevede tüketimin büyümeye katkısı azalırken, net ihracatın büyümeye olumsuz etkisi zayıfladı ve cari açık yaklaşık 60 milyar dolardan 30 milyar dolara geriledi."
Karahan, ayrıca TCMB'nin rezervlerinin 40 milyar doların üzerinde artarak tekrar 140 milyar doları aştığını belirtti. "Bu gelişmeyle birlikte, Merkez Bankası'nın yabancı para cinsinden yükümlülükleri önemli ölçüde azaldı ve döviz likiditesinde kayda değer bir iyileşme sağlandı." ifadelerini kullandı.
Fatih Karahan, 2024'ün ilk yarısında enflasyonun yıllık bazda artmasına yönelik beklentilerini tüm politika metinlerinde ve sunumlarında kamuoyuyla paylaştıklarını vurgulayarak, manşet enflasyonun mayıs ayında baz etkisiyle zirveye ulaşacağını ve sonrasında belirgin bir düşüş yaşayacağını da ifade ettiklerini dile getirdi.
