Kent ya da kentli ittifakları

Geçmişte seçim kampanyalarına gösterilen ilgi, seçime bir aydan az süre kalmasına karşın azalmışa benziyor. Seçmen yorgunluğu ya da ekonomideki olumsuzlukların körüklediği umutsuzluğun etkisi hissediliyor.

TRT başta tamamına yakını doğrudan iktidar saflarında yer alan medyanın, haber ve yorumlarının seçmeni ne kadar etkilediğini 31 Mart akşamı hep birlikte göreceğiz.

"MUHALEFET MEDYASI DA ÇOK FARKLI DEĞİL"

Muhalefeti destekleyen sınırlı sayıdaki televizyon kanallarının, içe dönük -özellikle CHP odaklı  haber ve yorumları ile sürekli aynı isimlerin katıldıkları tartışma programları, iktidar medyasından çok farklı değil.

İktidar elindeki gücü kaybetmemek adına çabalarken, CHP başta, muhalefet partilerinin seçmene ekonomik bunalımdan çıkış yollarını göstermekte yetersiz kalmaları, düşündürücü.

Son dönemde sosyal medya aracığıyla ortaya çıkan bir başka etkileşim aracı daha var. GSM Teknolojisinin armağanı olan görüntülü telefonlarla, çoğunlukla aynı mekanlardaki söyleşilerde yapılan yorumlar, evlere şenlik dedirtecek türden. Yayıncıların  finansman kaynakları izleyici sayısına bağlı olarak belirlenen gelirler. Ancak sorumlulukları yok denecek kadar az.

 GELECEK VE DEVA TOP ÇEVİRİYOR

Propaganda çalışmalarının yoğunluğu, CHP ile karşısında kümelenen “Cumhur İttifakı” partileri arasında. Önceki seçimlere CHP listelerinden aday gösterilerek, “Millet İttifakı” çatısı altında katılan “Gelecek” ve “Deva Partileri”, futbol yorumcularının deyişleriyle, şimdilik top çeviriyorlar.

İYİ Parti; kampanyasını CHP’ye kaybettirmek üzerine tasarladığı izlenimini güçlendiriyor. Özellikle Balıkesir’de CHP’nin önünü kesme gayretinde olduklarının hiç gizlemiyorlar. Son tahlilde AKP’nin değirmenine su taşıdıkları gözlerden kaçmıyor.

Zafer Partisi de İYİ Partinin söylemlerine benzer çıkışlarla oyunda var olduğunu gösterme telaşında. Temaları; “Suriyeliler, ‘başta sığınmacıları ülkelerine geri göndermek üzerine.”

ŞANLIURFA ‘DA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIĞI YRP’ YE GEÇEBİLİR

Fatih Erbakan’ın liderliğini üstlendiği, Yeniden Refah Partisi -YRP-de Cumhur İttifakı ile uzlaşamayınca, ağırlığın AKP’nin kaybetme olasılığı bulunan bölgelere kaydırıldığı izlenimi uyandırıyor. Şanlıurfa ‘da Büyükşehir Belediye Başkanlığı YRP’ ye geçebilir.

 “UTANGAÇ İŞBİRLİĞİ OY KAYBETTİRİYORDU!”

Oy oranı açısından ilk üç parti arasında yer alacağı varsayılan DEM, Demirtaş’ın liderliği sırasında izlenen Türkiye Partisi olmaya dönük çizgisini sürdürmeyeceği izlenimi veriyor. Önceki seçimlerde CHP ile yürütülen utangaç işbirliğinin oy kaybettirdiği düşüncesiyle, farklı bir çizgiye yöneldikleri gözleniyor. İstanbul’da iki güçlü ismi adayla seçimlere girmeleri, AKP ile 31 Marttan sonra kurulacağı öne sürülen diyalogun ilk adımı olabilir.

Bu seçim öncesinden en çok dikkat çeken gelişme, AKP’nin Genel Başkanı tarafından her fırsatta dile getiriliyor. Yerel seçimlerde oy alamadıkları belediyelere, merkezden destek verilmeyeceğini sürekli yinelenmesi, bu parti açısından işlerin iyi gitmediğini söylentilerini güçlendiriyor.

Aslında muhalefetin de dolaylı yoldan katıldığı bir söylem bu “oy-çıkar ilişkisi.”

Oy varsa, emekli aylıkları ve ikramiyelerin artırılacağı söylemiyle, seçmen karşısına çıkan muhalefet partilerine, “kasanın anahtarları bizde” hatırlatması yapılıyor.

Söylemin en yetkili ağızdan yinelenmesi, kamuoyu araştırmalarına önem veren AKP’nin, bu yolla istediği sonuçların alınacağına inandığının göstergesi olabilir.

Merkez ile çevre ilişkisini bu denli somutlaştıran söylemler, aslında Türkiye’de siyasetin yakın gelecekte nasıl şekilleneceğine ilişkin ipuçlarını da veriyor.

BAŞKANLIK SİSTEMİ DERİN YOKSULLUĞA NEDEN OLDU!..

Anayasa değişikliklerinin ardından, yetkileri budanmış Meclis, denetimsiz Başkanlık Sistemine göre düzenlenen kamusal yapılanma, çok dar bir kesim dışında geniş halk kitlelerini mutlu etmek bir yana, özellikle büyük kentlerde derin yoksulluğa neden oldu. Bir takım yasa değişiklikleriyle baskılanmaya çalışılan, kitlesel tepkilerin bu aşamada iktidar aleyhine sandığa yansıması sürpriz olmayacak. İçerideki hesaplaşma süreci henüz sonlanmamış, etkisiz kampanyası ile adaylık tartışmalarının gölgesinde seçime giren CHP, Balıkesir ve Bursa gibi önemli kentleri bu kez geçen seçimlerde kazandığı 11 İle ekleyeceğe benziyor.

"İSTANBUL YASASI BİR ŞANS YARATABİLİR"

Ekonomik bunalımın ağırlığının etkisiyle, Ankara’dan umudunu kesenlerin seçimin ardından çözümü yerel yönetimlerde arayacakları yeni bir dönem başlayabilir. Örneğin İstanbul için çıkarılacak “İstanbul Yasası” salt bu kentin değil, Türkiye’de demokrasinin güçlenmesi için bir şans yaratabilir. Eğitim, alt yapı, kültürel dokunun güçlendirilmesi ve Ankara’nın eline teslim edilen kaynakların bir bölümünün bütçelenmesi bu yasa ile düzenlenebilir.

Seçilmiş belediye başkanları veya valilerin yönetecekleri, belediye meclisi dışında merkezin de yer alacağı objektif denetim sistemi, günümüzde yakınma konusu olan birçok sorunu ortadan kaldıracaktır.

Seçimler öncesinde farklı düşünceleri savunan partilerle yapılacak “ittifaklar” yerine kentlerde sağlanan siyasal uzlaşma görüntüleri, geleceğe umutla bakmamızın ilk adımları olabilir.