İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, katıldığı bir televizyon programında gündeme dair açıklamalarda bulundu. İmamoğlu, Türkiye Belediyeler Birliği olarak Suriye'nin yeniden inşasına katkıda bulunmak amacıyla başvurduklarını belirtti ve Şam Büyükelçiliği ile Şam Valiliği tarafından kabul edildiklerini söyledi.
Ekrem İmamoğlu, Uğur Dündar'ın sunduğu Arena programında önemli değerlendirmelerde bulundu. İmamoğlu'nun açıklamaları şu şekilde:
"DAVA TRAJİKOMİK BİR HAL ALDI"
İmamoğlu, davaların Türkiye'deki ortalama sürelerine de değindi ve davalarının süresinin abartıldığını vurguladı. "Bir davanın sonuçlanma süresi belli bir ortalamaya sahiptir. Örneğin, 400 günde bir dava sonuçlanır. Ama bizim davamız 733. gününe girdi, gerçekten komik bir durum," dedi.
İmamoğlu, 2015'te Beylikdüzü'nde gerçekleşen bir ihale nedeniyle başlatılan soruşturma hakkında da konuştu. Danıştay’ın daha önce “Soruşturmaya gerek yoktur” kararı verdiğini belirten İmamoğlu, dönemin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun talimatıyla soruşturmanın tekrar başlatıldığını söyledi. İmamoğlu, bunun bir "zorlama dava" olduğunu ifade ederek, 2021’de kendisine yönelik açılan davanın hukuki dayanağının olmadığını savundu.
"BU DURUM NEDEN 90 GÜN DAHA UZATILDI"
İmamoğlu, davamın uzun süredir devam etmesine atıfta bulunarak, siyasetin zaman zaman adaletin önüne geçebileceğine dikkat çekti. "Bazen siyasiler bundan memnun olabilir, ama bu durum aslında bir siyasetçiye zarar veriyor," dedi ve vatandaşların haksızlığa uğrayanlara sahip çıkma eğiliminde olduğunu belirtti. İmamoğlu, yargı sürecinin devam etmesiyle ilgili endişelerini dile getirerek, "Bu durumun neden 90 gün daha uzatıldığını sorguluyorum," dedi.
Bilirkişi raporlarının tamamen İmamoğlu ve çalışma arkadaşları lehine olduğunu belirten İmamoğlu, savcılığın mütalaa veremediğini ve buna rağmen dosyanın siyasi bir hedef güttüğünü savundu. İlk başta 7 yıl hapis ve siyasi yasak gibi ağır cezalarla gündeme gelen davada, bilirkişi raporlarına rağmen savcının mütalaa veremediğini vurguladı.
İmamoğlu'nun açıklamaları, dava sürecinin şeffaflık ve adalet konusunda kamuoyunda soru işaretlerine neden olduğunu gösteriyor.
