Ajans 369

Adı artık CHP ile özdeşleşmiş bir isim, Gürsel Tekin ile seçimleri ve CHP’yi konuştuk. Seversiniz ya da sevmezsiniz, Tekin, şov için değil, sürekli sokaklarda, vatandaşı ve hatta herkesi dinleyebilen, egosuz bir isim.

Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ, Özgür Özel'i ziyaret edecek Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ, Özgür Özel'i ziyaret edecek

Ajans 369’a verdiği samimi yanıtları, virgülüne dokunmadan aynen yayımlıyoruz.

Ajans 369: 31 Mart seçimleri kimi kesimler için sürpriz oldu. Yani CHP'nin 22 yıl aradan sonra birinci Parti çıkması pek çok taraf için, sürprizdi. Buradaki başarıyı eski genel başkan Kılıçdaroğlu'nun 6'lı masa ittifakında, o dip dalgayı oluşturan bir temeli oluşturmasına, atıfta bulunanlar da oldu. Başarıyı tamamen Ekrem İmamoğlu'nun başarısı olarak görenler oldu. Siz nasıl değerlendiriyorsunuz?

Gürsel Tekin: Tabii siyasetin sonucu önemlidir. Yani tabii bir sürü gerekçeleri şimdi anlatacağım ama bir tanesi yenilmiştir. İktidar bu konuda yenilmiştir. Muhalefet yenmiştir. Çok net ama şimdi gelelim hani Demirel'in bir deyimi var.

Dünün yağmuruyla bugünün çamaşırını yıkayamazsınız.”

Şimdi dünün iklimi ile bugünkü iklimi kıyaslarsanız, bu analizi sağlıklı yapmamış olursunuz.

Bana hiç kimse şunu anlatamaz.

Mesela zaman zaman televizyonlarda da izlediğimde örneğin Kırıkkale tarihimizin bütün dönemlerine baktığımızda Merkez sağın milliyetçi muhafazakar seçmenin yoğun olduğu bir ilimiz ve Cumhuriyet Halk Partisi olarak da, o’da son dönemlerde ancak ve neden bir vekil çıkarabildik

Şimdi, hangi teze göre Siz yüzde 52 oy aldınız? Mesela Kırıkkale'yi çok iyi bilen bir siyasetçi olarak söylüyorum.

Herhalde Cumhuriyet Halk Partili olarak en çok Kırıkkale ile meşgul olan, bölgeye gidip gelen bir kişiyim. Bütün Kırıkkale'deki dostlarım da bilir. Bugün seçilen Belediye Başkanı kardeşimiz de çok iyi bir belediye başkanıdır. İlçe başkanlığı, il başkanlığı her dönemde kendisiyle de teması olan bir insandır; iki kaleniz olarak bildiğimiz İzmir'de oylarınız niye yüzde 49’a geriledi?

Şimdi bir kere bunu hangi siyaset bilimcisi nasıl analiz edecek?

Diyeceksiniz bir tarafta sizin, seküler seçmenin yoğun olduğu ve neredeyse her dönem çok yüksek oy aldığımız bir ilde yüzde 49 oy alıyorsun, bunu nasıl değerlendiriyorsun?

Üç parti olduğunuz bir başka bir ilde yüzde 52 oy alıyorsun benzer illerde var işte mesela bunu bir tanesi de Afyon Karahisar’dır. Adıyaman'dır. Muhalefet için, sayılabilecek çok il var.

Karşılıksız bir kredidir bu.

Bu krediyi çok iyi kullanırsanız, önümüzdeki süreçte iktidar yolunu çok rahatlıkla açabilirsiniz.

Hayır, bu krediyi iyi kullanamazsanız.

89’DA BİRİNCİ PARTİ OLAN CHP, 91’DE ÜÇÜNCÜ SIRAYA İNDİ

Korkarım ki 89'da Türkiye coğrafyasında 67 il vardı. Ve o 67 ilin 40’ını SHP aldı. Yani Kayseri gibi Sivas gibi birçok illerde iktidar olmuştur. Ne zaman ne kadar 91'e kadar?

Ve bir buçuk yıl sonra genel seçim oldu. Biz 89'da birinci partiyken

91'de üzülerek söylüyorum, üçüncü parti olduk.

Uzun süre, dünyanın birçok ülkelerinde seçimleri gözlemledim. Yani görev gereği pek çok ülkeye, AGİT üyesi olarak gittim.

İşte bunun bir kısmı Asya, bir kısmı Ortadoğu ve Avrupa'da tamamen kurallar işliyor. Yani. bir kere sizin oradaki en büyük güvenceniz devlettir. Devletin kurumlarıdır. Sadece seçim sonucu değil, seçimin başlangıcından bitime kadar, yakından takip edilip, kontrol altında tutulması gereken bir süreçtir.

Her şey, YSK (Yüksek Seçim Kurulu) dediğimiz kurulun elinden geçiyor.

Her ülkede devletin televizyonları vardır. Devletin televizyonları eşit davranmak zorunda davranmadığı zaman müdahale ediliyor.

“GAZETECİLER HATAY’I VE SAVAŞ’I TARTIŞILIR HALE GETİRDİLER”
Yani siyasi partilerin itirazına gerek duymaksızın, YSK muadili kurumlar itiraz ediyor. İki kampanyada orantısız bir durum varsa müdahale ediyor. Yani kısacası eşit bir seçim kampanyası yürüyor. Türkiye'de bu eşitlik sağlanamıyor. Öyle olunca, zaman zaman işte milletimiz tokatla ayar veriyor. Çünkü normal işleyişte olmaz. Hele hele yani Hatay gibi, Malatya gibi birçok yerlerde ki o yaşadığımız acı olaydan dolayı nüfus planlamasında da ciddi sıkıntılar var. Bunun bir fırsata dönüşmemesi gerekiyordu. İkincisi, Lütfü Savaş her şeye rağmen sadece klasik bir Belediye Başkanı gibi değil aynı zamanda da oradaki sosyolojik dengeyi en iyi şekilde tutan kişiydi.

Ama ne yazık ki? Hataylıların dışında herkes bölgeyi tartıştı.

Ömründe hiç Hatay’a gitmemiş, gazeteciler siyasetçiler yorum yaptı ve öyle bir hale getirdi ki, doğal olarak da o uzun süre içerisinde Belediye Başkanı çok tartışılır hale geldi.

PLAKAM TOZ OLDU

Gürsel Tekin’in bazı gazetecilere selam gönderdiği durum şöyle. Deniz Zeyrek gibi isimler canlı yayında, Hatay Başkanı Savaş’a, “Otomobilimle gittim, plakam toz oldu” sözleriyle çemkirdiler. Bu dönemde, Savaş, valilik araçlarının kırdığı su borularını onarmaya çalışıyor, depremzedeye olmayan imkanlarla yetişmeye çalışıyordu. Esad döneminde başlatılan, Arap Sandığı projesinin devamı niteliğindeki süreçte, 200 bin insan depremde kayıp kabul edilirken, 50 bin sığınmacıya vatandaşlık veriliyordu. Deprem sonrası dönen, Hataylıya “kota doldu” denilerek, sağlam evine girme izni verilmiyordu. Bu konuyu tek tük yazan gazeteci varken, körün fili tarif etmesi gibi, Savaş’ı eleştiren gazeteciler, muhalif koltuğunda kendi adaylarını vuruyordu.

Bu durumu ciddi bir hata mıydı?

Ee tabi… Yani siz bir şeye karar vermişseniz, o kararın arkasında duracaksınız.

Onu aradım, bunu aradım, o geldi, bu geldi… Yani Lütfü Savaş'ın o algısını zayıflatıp, varlığını tartışılır hale getirdiler.

Onun için geri kalan süreçte de maalesef, Yüksek Seçim Kurulu da durumu kontrol edemediği için sandık oyunlarıyla seçim kaybedilmiş oldu.

Ajans 369: Sizin Genel Sekreterlik sürecinizi de, il başkanlığı dönemini de biliyorum. Bu görevlerden biri Size tevdi edilse, öncelikle neyi değiştirirsiniz?

Vallahi şimdi çok şeyi değiştirim.

“İKTİDAR PARTİSİ HAK ETTİĞİNİN ÇOK ÜSTÜNDE OY ALIYOR”
Yani Cumhuriyet Halk Partisi'nin uzun süredir. İstanbul İl Başkanı olduğum dönemden itibaren bir yapısal sorunumuz var. Ve şu anda bunu değiştiremiyoruz. Yani gücümüz yetmedi. Mesela ben çok mücadele ettim. Kapı duvar oldu. Sayın eski genel başkalarında o dönemki arkadaşlarımız da bilir,  nedir bu yapısal sorun… Şu, şimdi biraz önce hani rekabet dedim ya rekabet konusunda bir kere sizin bugün iktidar zayıflamış olabilir. Çünkü bana göre iktidarın bundan çok daha az oy alması gerekiyordu. Ve bu cümlelerimi seçimden altı ay önce söylemiş, hatta iktidar medyası benimle kafa bulmuştu. Çünkü iyi kötü saha çalışmalarımda görüyoruz. Bu kadar derin yoksulluğun olduğu bir yerde, iktidarın aldığı oy, halen çok yüksektir.

Editör: Murat Bayar