Gazze konusunda Cumhurbaşkanı Erdoğan mı, yoksa İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu mu Türk halkına daha yakın yürüyor.
Cevap vermenize yardımcı olmak üzere her ikisinin de tutumlarını birer cümleyle özetleyeyim.
ERDOĞAN DİYOR Kİ: HAMAS
TERÖR ÖRGÜTÜ DEĞİLDİR
Cumhurbaşkanı Erdoğan diyor ki?
“HAMAS terör örgütü değildir, bir Kuvayı Milliye ordusudur… İsrail’in yaptığı ise soykırımdır…”
İMAMOĞLU DİYOR Kİ? 7 EKİM
BİR TERÖR SALDIRISIDIR
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ise diyor ki;
“Hamas’ın 7 Ekim’de yaptığı bir terör saldırısıdır… İsrail’in yaptığı da zulümdür?”
Şimdi birer jüri üyesi olup siz kararınızı verin…
Sizin duygu ve görüşlerinize hangisi daha yakın?
KONUŞAN KAFA VE YAZAN
KAFALARA BAKARSANIZ
Akşamları iktidar yanlısı televizyonların, “Seçilmiş” konuşan kafalarına bakarsınız “Banko Cumhurbaşkanı Erdoğan” dersiniz.
İktidar yanlısı gazetelerin yazan kafalarına bakarsanız…
Banko Erdoğan cevabınız daha da güçlenir.
MADYADA İMAMAOĞLU AZINLIKTA
BİLE DEĞİL RESMEN YAPAYALNIZ
Medyaya bakarsanız Ekrem İmamoğlu’nun azınlıkta değil, yalnızlıkta kaldığını düşünebilirsiniz…
Çok riskli bir konu…
Çünkü Gazze olayı Türkiye’de aklın değil, duygu ve ideolojilerin, Gazze’yle yakından uzaktan ilgisi olmayan başka bazı kaygı ve düşüncelerin hâkim olduğu bir konu…
AMERİKAN KAMPÜSLERİ NEDEN AYAKTA
TÜRK KAMPÜSLERİ NEDEN ISSIZ, SESSİZ
Peki Türk halkı bu konuda ne düşünüyor acaba?
Erdoğan gibi mi…
Yoksa İmamoğlu gibi mi…
Bunun cevabına yardımcı olabilecek bir soru da şu olabilir:
Amerika’da üniversitelerin kampüsleri Gazze’ye destek gösterileri ile neredeyse bir Gezi olayına dönüşürken Türkiye’deki üniversitelerde neden tek öğrenci üniversite bahçesine çıkmıyor?
Dedim ya çok riskli bir konu.
En iyisi bunu halka sormak…
METROPOL BU SORUYU
HALKA SORDU: İŞTE CEVABI
Metropol Araştırma şirketi 7 Ekim saldırısından sonra bu konuda bir araştırma yaptı.
Soru şuydu:
“Hamas-İsrail savaşı konusunda Hükümetten ne bekliyorsunuz?”
Soru çok net ve çok açıktı.
Verilen cevaplar şöyle oldu:
HALKIN 52’Sİ “GAZZE’DE
TARAFSIZ KALIN” DİYOR
(*) YÜZDE 34,5: Hükümet tarafsız olmalı.
(*) YÜZDEİ 25,4: Türkiye arabuluculuk yapmalı.
(*) YÜZDE 18,1: Filistin halkına sahip çıkmalı ancak Hamas ile arasına mesafe koymalı.
(*) YÜZDE 11: Hamas’ın arkasında durmalı.
(*) YÜZDE 6-7: Fikrim ve cevabım yok.
HANGİ YOL İZLENMELİ: “MAKUL
YOLU İZLEYİN” DİYEN YÜZDE 80
Şimdi bu basit soruya verilen cevabı bakım soruyu tekrar soralım.
Sizce Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu dört gruptan hangisine daha yakın bir politika izliyor?
“Hamas’la arana mesafe koy” diyen yüzde 52,6’a mı?
Veya “Arabuluculuk yap” diyen yüzde 26,4’e mi
Arabuluculuk yapmak için iki tarafın gözünde de “Kabul edilebilir” olmam gerektiğine göre, “Makul yolu izleyin” diyenler yüzde 80’e ulaşıyor.
Yoksa “Hamas’ın arkasında dur” diyen yüzde 11’in mi?
İSRAİL’LE TİCARET NEDENİYLE AKP’YE OY VERMEYENLERİN ORANINA ŞAŞIRACAKSINIZ
Ve son bir nokta…
AKP kanadında bazı kişiler, 31 Mart’ta AKP oylarının düşmesinde, “İsrail’le ticaretin devam etmesi”nin etkisi olduğunu söylüyorlar.
Hatta ticaretin kesilmemesi nedeniyle AKP’den en az 3 puanın Yeniden Refah’a gittiğini söyleyen bile var.
Durum hiç de öyle değil.
ASAL Araştırma şirketi dün 21 Mart sonrası AKP’den giden oylarla ilgili bir araştırmanın sonuçlarını yayınladı.
İsrail’le ilişkilerin devam etmesi dolayısıyla AKP’ye oy vermediğini söyleyenler n kadar biliyor musunuz?
Yüzde 0,7…
Bir küçük ayrıntı daha…
“Göçmenler yüzünden AKP’ye oy vermedim” diyenlerin oranı yüzde 4…
Yani “İsrail’le ticaret devam ediyor diye vermedim” diyenlerin 6 katı.
BÜTÜN EKRANLAR NEDEN HER
GECE A330 UÇAĞI’NA DÖNÜYOR
Bu tablo bize şunu söylüyor:
Cumhurbaşkanı Erdoğan Hamas ve Gazze konusunda halkın yolunu değil, Yüzde 11’inin dediğini yapıyor.
O zaman iktidarın her gece yarısına kadar ortalığı darmadağın eden konuşan kafaları ve yazan kafaları neden geçen Cumartesi İmamoğlu’nun CNN International’a verdiği mülakattaki sözlerine etmedik küfür bırakmıyor?
Cevabı çok basit.
Çünkü halkın ne düşündüğü umurlarında bile değil.
Onlar için “Yukarının ne düşündüğü” çok daha önemli.
AKP İÇİN İSTANBUL’U
ANLAMA KILAVUZU
Burası kesin Ekrem İmamoğlu İstanbul halkını AKP’den çok daha iyi okuyor.
Aslında onlar için harika bir “İstanbul’u Anlama Kılavuzu var.”
Bu kılavuzu Konda geçen hafta abonelerine gönderdi.
Maarif nostaljiklerinin okuyacağına pek ihtimal vermiyorum ama ben yine de AKP’nin fabrika ayarlarına dönmesi için mücadele veren makul üyelerine Konda raporunu özetleyeyim.
Konda raporunun başlığı şu:
“İstanbul’u anlamak…”
İSTANBULHALKINA SORULDU:
HAYAT TARZINI NASIL TANIMLARSIN?
Şirket, AKP’nin son 15 yılında İstanbul’un değişimini incelemiş.
Yani Türkiye’de bütün nüfusun yüzde 15’inin yaşadığı bir metropoldeki değişim bu.
İsterseniz buna Ankara, İzmir, Antalya, Bursa, Eskişehir, Adana, Gaziantep’i de ekleyebilirsiniz.
Trabzon, Kocaeli, Gaziantep’in de “Şimdilik” merkezi ilçelerini de ekleyebilirsiniz
İstanbul’a sorulmuş:
“Hayat tarzınızı nasıl tanımlıyorsunuz?”
SON 10 YILDA MODERNİM
DİYENLER 6 PUAN ARTTI
(*) YÜZDE 38 “Modernim”(2013’de modernim diyenler yüzde 32 miş.)
(*) YÜZDE 42: “Geleneksel muhafazakârım” (Dikkat edin dindar muhafazakar değil. Bu oran aynı kalmış.)
(*) YÜZDE 25 “Dindar muhafazakârım” (Bu oran 2013 yılında yüzde 30 muş v e 5 puan gerilemiş)
ATEİSTİM VE DEİSTİM DİYENLER SON
5 YILDA 4 PUAN ARTTTI VE YÜZDE 10 OLDU
Bunun dışında çok çarpıcı bir rakam daha vereyim.
Araştırmada insanlara inançları da sorulmuş.
2018 yılında bu soruya “İnançsızım” diyenlerin oranı yüzde 6 imiş.
2023’de bu oran yüzde 10’a çıkmış.
Yüzde 6’sı “Atetistim”, yüzde 4’ü ise “Deistim” demiş İstanbul halkının.
TOPLUMU DİNDARLAŞTIRMA
DOKTRİNİ HIZLA ÇÖKÜYOR
Yani İstanbul hızla modernleşiyor.
Modernleşince de olaylara “Dindar” bakış yerine “Akıla” dayanan bakış biçimleri de artıyor.
Çok çarpıcı değil mi…
AKP’nin 20 yıllık iktidarı boyunca Türk halkı bırakın “İslami hayat tarzını” benimsemeyi, tam aksine “Modernleşme”, “Sekülerleşme” yolunda epey bir gelişme kaydetmiş.
MAARİF BAKANINA VE
DİYANET İŞLERİNE RAĞMEN
Üstelik Eğitime “Maarif” diyen, “Milli Eğitim tarikatlarla işbirliği yapıyor” diye övünen, Ayasofya’yı yeniden ibadete elinde zeytin dalı değil, kılıçla açan, “Yılbaşılarında eğlenmeyin” diye fetvalar çıkaran, Eğitim ve Savunma bütçelerinden çok daha hızla artan Diyanet İşleri Başkanına, Gazze trajedisinden bir “İnsanlık dramı” yaratmak yerine “Ümmet” yaratma gayretine giren iktidara, TRT’nin “Direniş Ertuğrul”, “Abdülhamid” “Selahattin Eyyubi” dizileri ile yaptığı endoktrinasyona rağmen toplum Atatürk’ün işaret ettiği istikemette hızla yürüyor.
Hep diyorum.
20 yıllık AKP idelojik endoktrinayonu çabası, 70 yıllık Sovyet endoktrinasyonunu gayretinden başarılı olamayacak.
BÜTÜN BUNLARA BAKIP DÜŞÜNÜN:
KİM HALKI DAHA İYİ OKUYOR
Şimdi bütün bunlara bakıp söyleyin.
Halkı kim daha iyi okuyor?
2028 Türkiye’sinde başkanlık yürüyüşünde kim daha halka yakın duruyor, yürüyor?
Cumhurbaşkanı Erdoğan mı…
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu mu…
KONUŞAN VUVUZELLA SORUM
SANA DEĞİL MAKUL İNSANLARA
Ve bir de şu hayati soru?
Eğer Türkiye, Gazze olayında halkın arzuları doğrultusunda yürüseydi bugün Filistin halkının çektiği acıların sonlandırılmasına da fazla katkıda bulunamaz mıydı?
Trol kafa, Vuvuzella konuşan Vuvuzella sana sormuyorum…
Makul insanlara soruyorum…
Cevabı da ben değil, araştırmalar veriyor.
GAZZE BİR ‘İSLAM DAVASI’
DEĞİL, İNSANLIK DRAMIDIR
Ve son bir nokta…
Bugün o topraklarda Filistin halkına yapılan o zulüm bütün dünyayı ilgilendiren bir İnsanlık dramıdır.
Ama aynı zamanda, Sudan’da öldürülen 250 bin insanın dramına suspus olup da Filistin halkına uygulanan insanlık suçundan sadece bir “Müslümanlık” ve “Mescid-i Aksa davası” çıkaran “İslamcı vicdanın da dramıdır…”
Vicdansız Netanyahu yönetimini dize getirecek olan da, bu trajediye “İnsanlığa karşı suç” olarak bakanlar olacaktır.