Türkiye’nin pandemi sürecinde girdiği döviz krizinde, Erdoğan Hükümeti faizleri indirmekten, faizi artırmaya kadar birbirinden farklı yöntemleri, ekonominin dümeninde ve özellikle Merkez Bankası başkanlığında hızlı değişen isimlerle denedi.
Türkiye’nin döviz açığını İMF’den alacağı borçla kapatacağı konuşulurken, Temmuz 2023’e kadar yüzde 15 seviyesinde olan faiz, Mehmet Şimşek ile Mart 2024’te, yani 8 ayda 50 puana çıkmıştı.
Şimşek, “Sırtımızı ‘carry trade’e dayamadık” dediyse de, ekonominin tamamen carry trade’e dayandığı ortaya çıktı.
(*) Carry Trade: Düşük faizli bir ülkeden gelen paranın, yüksek faiz veren bir ülkede (örneğimizde Türkiye’de TL varlıklarından) kazanç elde edip, tekrar çıkması durumu.
MAKSİMUM 4 AY BEKLEYEN YABANCI, YÜZDE 5 KAZANIYOR
35 puan arttırılan faizin üstüne, Japon ev kadınlarından, ABD’li emeklilik fonlarına kadar, ülkelerinden yüzde 5 faizle aldıkları parayı, Türkiye’de net yıllık yüzde 40 faizle yatırıyorlardı. Söz gelimi para Türkiye’de devlet tahvili ya da mevduatta 4 ay beklediğinde, net yüzde 10 faiz alıyor, kalan yüzde 5 yatırımcının karı oluyordu.
DÖVİZDE EYLÜL KORKUSU
Türkiye’ye gelen yabancı üç aylığına, en kabadayısı 4 aylığına geliyordu. Ve aslında Türkiye’ye gelen dövizin faizini tüm Türk halkı ödüyordu. Gelen dövize, vade sonunda hem faiz veriyor, hem de döviz Türkiye’yi terk ediyordu. Eylül ayında ise ciddi bir yabancı paranın vade bitimi olduğu düşünülünce, ekonomistleri Eylül korkusu aldı.
CITY BANK YATIRIM TAVSİYESİNİ GERİ ÇEKTİ
City Bank’ın tam da Türkiye bayrama girerken, Türkiye için yatırım tavsiyesini geri çekmesi ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeniden faiz indirimi şeklinde okunan açıklamalarıyla, dolar kuru, 17 Haziran’ı 32,85’ten kapatırken, 18 Haziran’da ise 32,81’i gördü. Sonrasında Merkez Bankası müdahalesiyle 0,8 seviyesinde gerileyip, 32,58 sevilere kadar geriledi.
YENİ BİR HİKÂYEYE İHTİYAÇ VAR
2001 krizinde, AB çıpası ve yapısal reformlarla enflasyonu yenen Türkiye’nin, yeni bir hikâyeye ihtiyacı var.