Türk dizileri ihracatı patlamış, hatta, Güney Kore yapımı İyi Doktor’un, Amerika’daki uyarlaması da tutmamış, İhracat rekoru Türkiye’deki Taner Ölmezli Mucize Doktor’dan gelmişti.
Fark Türk oyuncularındaydı…
Önce tekelleşme suçlaması ile hakkında soruşturma açıldı…
Aklandı…
Pandemi dönemi yüzde 20 olan menajerlik bedellerinin yüzde 10’a indirilmesi için yapımcılar işbirliği yapınca, o’da diğer menajerlerle direnmiş miş…
Peki, neden soruşturma açılmış, aralarında Halit Ergenç, Dolunay Soysert, Nejat İşler gibi sanatçı portföyü olan menajeri bypass edip, o sanatçılara teklif götürülmüş. Menajerde “Hop onların sözleşmesi var” diye TRT’ye taş koymuş!
DİZİ SEKTÖRÜNE ÇÖKÜLÜRKEN...
Sen misin, dönen tekerleğe çomak sokan!..
Tekelleşmeden sonuç alamayan sistem, dizi piyasasını domine etmek için, Ayşe Barım üzerinden piyasaya çöküyor.
Dedik ya, TRT platformlarına avantaj sağlamak gerek...
DEVLET HIYAR MI Kİ, BÖLEBİLEYİM?..
12 Eylül döneminin ağır ceza mahkemesine çıkarılan çiftçiye, hakim, “Suçunu biliyor musun?” diye sormuş.
Hayır yanıtını alınca, devleti bölmeye teşebüssle suçlanıyorsun, demiş hakim.
Çiftçi de, efendim ben cahilim ama bu devlet dediğiniz hıyar mı ki ben onu bölebileyim, diye sormuş.
Sanırım aradan geçen 45 yılda bu soruya yanıt bulunamamış olacak ki, tekrar gündeme geldi.
HÜKÜMETİ ORTADAN KALDIRMAYA TEŞEBBÜS
Sanatçılara gözdağı vermek için, menajer Ayşe Barım, 2013'teki Gezi olaylarının beyni olmak ve hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs suçlaması ile gözaltına alındı.
Şimdi Z kuşağı 12 yıl önceki olayları anımsamaz. Mesela şimdiki Cumhur ittifakı ortağı MHP, Gezi olaylarının en sert muhalefetini, Devlet Bahçeli'nin ağzından yapıyordu.
Tıpkı Cumhurbaşkanına hakaret suçlaması tutmayınca, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın önüne yıllar önce Kayseri’deki konuşmasıyla halkı galeyana getirme suçlamasının çıkarılması gibi…
Yine bu olayda da yasaların yerine siyasi bir yaklaşımla, Özdağ Antalya’daki bir konuşmadan hareketle, Ankara’daki Cumhurbaşkanı’na hakaret suçlaması ile İstanbul’da Savcı Akın Gürlek’in karşısına çıkarıldı.
Yasal mı?
Kimin umurunda…
KOZİNOĞLU GİBİ HAPİSTE ÖLDÜRECEKLER
Özdağ, Kaşif Kozinoğlu’nun hapiste öldürülmesine işaret ederek, kendisine de, içeride bir suikastın yapılacağını söyleyecekti.
CHP Lideri Özgür Özel, “Genel Başkan tutuklamak darbecilerin işidir,” derken sandığı işaret ediyordu.
Uygulamaya konan oyun, Ergenekon sürecini ve Fetö taktiklerini anımsatırken, adı konmamış bir sıkıyönetim süreci yaşanıyor.
BİR DE ÜSTÜNE ERMENİSİN HA...
Üç kişi, erik bahçesinin önünden geçerken, "Vay eriklerimi yiyeceksiniz" ithamıyla tek tek dayak yemiş. Bahçedeki adam, öndeki adamı, "Üstelik de Ermenisin" diye dövmüş. İkincisini "Kürtsün" diye... Son sırada dayak diyen Türk, sadece yoldan geçerken, dayak yediklerini anımsatarak. "Ermeni'yi bırakmayacaktık" demiş. Sanırım, İmamoğlu'nun kazanmasında büyük katkısı olan, muhalefeti konsolide eden Canan Kaftancıoğlu'nu suçlandığı 2019'dan 6 yıl önceki sosyal medya paylaşımı nedeniyle hüküm yerken, yalnız bırakmayacaktık.
Gelişmeler, Özel’in hayal ettiği gibi demokratik bir sandığı göstermiyor. Ahmak tutmadı mı, farklı bir suçlama ile potansiyel cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’na da, Mansur Yavaş’a da, çıkabilecek üçüncü bir isme de aynı taktiklerin uygulanacağı açık.
Asıl soru, muhalefetin 2023’teki cumhurbaşkanlığı sürecine giden yoldan ne denli ders çıkardığıdır!