Ajans 369 Analiz-
Küresel ekonomi devi ABD’nin karşılıksız para basıp, aralarında Türkiye’nin de olduğu ülkelerden devlet tahvili aldığı 2000’li yılların başındaki dönemde, dünya bir gül bahçesinde yaşadı.
Söz gelimi, Türkiye bir çaba sarf etmeden ucuz ve bol dövize ulaştığı bir dönem yaşadı. Bununla birlikte bu dönemde yatırım yapmak yerine inşaat ekonomisine odaklandı.
Klasik ekonomide öngörülen ve faizlerin enflasyonun üzerinde olmasını gerektiren sistem yerine, negatif faiz politikasına yöneldi. (düşük faiz, yüksek kur, yüksek enflasyon)
Ekonomistler, bu durumun dünyada bir hiper enflasyona neden olacağını belirterek, bu yapıyı hızla değiştirmesini istedi. Ve ABD Merkez Bankası (FED) faiz arttırarak ki bugüne kadar 10 kez faiz arttırmıştır. Küresel ekonomiye dağılan doları yeniden ülkesine çekmeye başladı.
PANDEMİ VE DEPREM
İlk izlerini 2019’da gösteren ve 2020’nin Mart ayından itibaren ilan edilen Covid 19 Pandemisi ile birlikte, küresel ekonomide tedarik zinciri durdu. Sokağa çıkma yasakları ile dünyada üretim de!
Türkiye 22 Eylül 2022’de resmen pandemiden çıkarken, ekonominin yaralarını sarmaya hazırlanıyordu. Ki sadece beş ay sonra 6 Şubat 2023’te 10 ili kapsayan yüzyılın depremini yaşadı.
VERGİNİN BEŞTE BİRİ KKM FAİZİNE ÖDENDİ!
İşte bu dönemde kendini iyice gösteren döviz krizini kontrol altına alma hedefi ile Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesabı devreye alındı.
Buna göre, bankalardaki KKM hesaplarında, dövizden dönen ya da TL cinsinden paraya vade sonunda verilen faiz kurdaki artıştan az ise aradaki farkında ödenmesini öngörüyordu.
Düşük faiz, yüksek kur ve yüksek enflasyon sistemi içinde kur mutlaka artıyor, dolayısı ile bankaların ifade ettikleri faizden bağımsız olarak tamamı kurdaki artış kadar farkı, KKM mevduatlarına ödüyordu.
4 trilyona yaklaşan KKM mevduatı ve 500 milyara yakın faiz anlamına geliyordu.
Devletin topladığı verginin beşte biri KKM gideri olunca bu uygulamanın sürdürülemez olduğu anlaşıldı. Ve Mayıs 2023’ten sonra ekonomi yönetiminin başına getirilen ve Batı’da prestijli bir isim kabul edilen Mehmet Şimşek ile rejimde değişikliğe gidildi.
Şimşek eliyle negatif faizden çıkmaya çalışan ekonomi yönetimi, bu kez faizi, her ay Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında faiz artışına gitti.
BEKLENTİNİN ALTINDAKİ FAİZ DÖVİZİ YÜKSELTİR!
Yarın yine PPK’nın toplantısından bir faiz artışı bekleniyor. Bu rakam ön yüklemeli tabir edilen ve Ağustos toplantısındaki gibi 750 baz puan (7,5 puan) olması yönünde bir beklenti oluştu. Merkez, bu rakamın altında bir artışı açıklarsa bu dövizin artması anlamına gelecek.
Aslında ekonomide ne oldu?
Bunlar da ilginizi çekebilir