Aşk Mevsimi, eleştirmenleri ikiye böldü!..

Aşk mı, tabağı boş vermeme güdülemi mi? Yılın en başarılı yerli romantik filmi, eleştirmenleri ikiye böldü!

Murat Şeker’in yönettiği ‘Aşk Mevsimi’, çocukluk arkadaşlarının, birbirleri ile farklı zamanlarda hissettikleri tutkulu aşkın, kariyer planlarının da olduğu İstanbul’da geçirdiği evrimi eli yüzü, temiz bir biçimde anlatıyor.

EŞ ANLI OLMAMASI NEYE İŞARET EDER?

Öykümüzün kahramanları Şirin ve Ali Yaman’ın öyküsü Bozcaada’da başlar. Aralarında talihsiz ve farklı zamanlara odaklanmış bir aşkın yaşandığı hikâye de, başlarda Şirin’in ailesinin de telkinleri ile kariyerini aşkın önünde tuttuğu bir dönem vardır.

İşte tam da bu talihsiz süreçte, Ali Yaman’ın Şirin uğruna kendi hayatından geçişlerini, boşa giden fedakârlıklarını izliyor, “haksızlığa” tanıklık ediyor, zamanla, rollerin değiştiği bir süreci izliyoruz.

Film eleştirmenleri sıklıkla, sürenin az bir parça gereksiz uzunluğundan söz ederlerken, ben daha çok, “Aşk mı kariyer mi?” sorusuna odaklandım!

Öncelikle, Şirin’in kariyerini aşkına tercih etmesiyle, soru kendi taraftarlarını toplayacaktır.

Bununla birlikte, “Tarafların birbirlerine büyük aşk hissettiği bir ortamda, kariyer onları hedeflerinden alıkoyabilir mi?” sorusu da sorulmalıdır.

Sizi kariyerinizden alıkoyacak yol da, âşık, fedakâr diye, hayallerinizden vaz mı geçmelisiniz!

 

AŞK MI MİNNET Mİ?

Peki ya bu duygu, çocukluğumuzda ailemizin öğrettiği komşunun gönderdiği tabak boş verilmez, anısından kaynaklanıyor ise…

Size âşık ve fedakâr diye ona teslim mi olmalı, farklı duyguları bu keşmekeşin içinden, ustalıkla ayıklamalı mı?

MEKÂNLAR KARTPOSTAL TADINDA…

Dilan Çiçek Deniz ada kızı rolüne çok yakışmış ve çok da başarılı oynuyor.

Cem Yiğit Üzümoğlu’nu kendi adıma ilk kez tartma şansı buldum. Ve kesinlikle oyunculuğu başarılı. Yılların oyuncusu Fırat Tanış’a değinmeye bile gerek yok!

Aşk ve mutluluğun yaşamın pratiğinde samimi bir dille sınandığı filmimizin başrollerini Dilan Çiçek Deniz, Cem Yiğit Üzümoğlu’nu, Duygu Sarışın paylaşıyor.

Oyuncular kadar filmin çekildiği mekân ve manzaralar da güzel. Her biri kartpostal düzeyindeki kareler, Bozcaada ve İstanbul Galata kulesi etrafında çekilmiş!

14 Şubat’a denk getirilen film kendi emsalleri arasında da öne çıkıyor!

Yılın en başarılı yerli romantik komedisinin senaryosunu ise Ali Tanrıverdi ile Murat Şeker birlikte üstlenmişler.