"İçinde Yaşadığım Deri", bilinçdışı düşünceleri, içsel çatışmaları ve kimlik arayışını işlerken, psikolojik gerilim unsurlarıyla da donatılmış bir film.
Film, karakterlerin karmaşık duygusal dünyalarını, içsel keşiflerini ve bilinçdışı dürtülerini anlatırken, izleyicinin de bu konuda içsel bir sorgulama yapmasına ön ayak oluyor.
“Toplum üç maymunu oynayan bir yapıda olsaydı bu insanların görünürlüğü arka sokak olarak kalmaya devam ederdi,” düşüncesi filmi anlamaya çalıştığınız esnada size adeta okkalı bir tokat atıyor.
Ben filmi ilk izlediğim sıralarda lise öğrencisiydim ve o dönemde filmin işlediği tema bizim içinde bulunduğumuz kuşağa çokta uzak olmamasına rağmen anladıklarımı konuşmak konusunda çekinceliydim. Bugün bir kez daha anlıyorum ki konuşmaktan kaçındıklarımız, hepimizin bildiği ama halı altına süpürmenin kolayımıza geldiği konular bir başkasının gerçeği hatta toplumun kabul etmediği özgürleştirici bir anahtar. Kendi zincirlerimi ve topluma göre şekillenme arzusunu kırma konusunda bana çok yardımcı olan bir filmdi, şiddetle tavsiye ederim.
FİLME GENEL BAKIŞ
İçinde Yaşadığım Deri, yönetmenliğini Pedro Almodóvar'ın üstlendiği 2011 yapımı bir İspanyol psikolojik gerilim türünde bir filmdir. Aynı zamanda psikolojik gerilim türünde sevdiğim filmler arasında yer aldığını söyleyebilirim. Film, ana karakteri genç bir adam olan Jack'in hikayesini anlatır. Jack, gizlice kadın giysileri giyme isteği olan transseksüel bir bireydir. Kendi iç dünyasında kadın olma arzusuyla yaşarken, dış dünyada ise erkek kimliğiyle uyumlu bir şekilde yaşamak zorundadır(!)
Jack'in annesiyle olan karmaşık ilişkisi filmde önemli bir yer tutar. Jack, annesine duyduğu yoğun ilgi ve bağlılıkla annesinin kadınlığına olan arzusu arasında bir denge kurmaya çalışır. Bu içsel çatışma, Jack'in toplumdaki kimlik algısı ve cinsellikle ilgili karmaşık duygularını tetiklediğini görmekteyiz.
Bir yandan, Jack'in trans kimliği ile ilgili içsel çatışması ve bilinçdışı istekleri, filmde işlenen temel konulardan biridir. Jack, kadın kıyafetlerini gizlice giyerken, toplumun kabul edilmeyen bir davranış olarak gördüğü bu isteğini bastırmaya çalışan bir yapıda olduğunu görürüz.
Diğer bir karakter olan Jill, Jack'in hayatına giren ve onunla ilişki kuran bir kadındır. Ancak Jill de kendi içsel çatışmalarıyla mücadele etmektedir. Filmde Jill, Jack’in izlendiği hissine kapılarak paranoyak bir durum içine düşer ve kendi gerçeklik algısını sorgulamaya başlar.
FİLMİ “PSİKANALİTİK YAKLAŞIMA” GÖRE İNCELEDİĞİMDE;
Bilinçdışı İstekler ve Kimlik: Filmin ana karakterlerinden biri olan Jack'in, gizlice kadın giysileri giymesi ve kendini kadın olarak ifade etmesi, psikanalitik açıdan cinsel kimlik ve arzunun bir ifadesi olabilir. Freud'un cinsel teorilerine göre, insanın cinsel kimliği çocukluk döneminde şekillenir ve cinsel arzuları bilinçdışı seviyede devam edebilir. Jack'in içsel çatışmaları ve bilinçdışı istekleri, onun kendisiyle ve çevresiyle olan ilişkilerinde zorlayıcı bir faktör olmaktadır.
ANNE - KUŞAK İLİŞKİSİ
Filmde Jack'in annesiyle olan ilişkisi ve annesinin cinselliğine özenmesi vurgulanır. Psikanalitik teoriye göre, erkek çocuklarının genellikle annelerine karşı özel bir çekim hissettiği ve cinsel kimliklerini geliştirebilmek için onlardan ayrılmaları gerektiği ileri sürülür. Jack'in annesiyle olan yoğun ilişkisi ve annesinin onun kimlik gelişimindeki etkisi, içsel çatışmalarının bir yansıması olmaktadır.
İÇSEL ÇATIŞMALAR VE SAVUNMA MEKANİZMALARI:
Filmin karakterleri arasında çeşitli içsel çatışmalar ve bilinçdışı savunma mekanizmaları gözlemlenebilir. Örneğin, Jack'in çevresine uyum sağlamak için kendini farklı bir kimlikle örtbas etmeye çalışması, psikanalitik yaklaşıma göre bir savunma mekanizması olan "yanılsama" olarak değerlendirilebilir. Ayrıca, Jill'in izlenme paranoyası ve sürekli bir tehdit altında hissetme hissi, içsel çatışmalarının bir ifadesi olabilir.
RÜYALAR VE SEMBOLLER
Psikanalitik teoriye göre, rüyaların bilinçdışı düşüncelerin ve arzuların ifadesi olduğunu bilmekteyiz. Filmdeki rüya sahneleri ve sembolik imgeler, karakterlerin iç dünyalarını ve bilinçdışı düşüncelerini yansıtabilir. Örneğin, karakterlerin rüyaları ve sembollerinin analizi, bilinçdışı düşüncelerini, arzularını veya korkularını anlamamıza yardımcı olabilir.
İLİŞKİLER VE NESNELER
Psikanalitik teori, insanların çocukluk dönemindeki ilişkilerinin ve deneyimlerinin yetişkinlikteki davranışlarını etkilediğini savunur. Filmin karakterlerinin ilişkileri ve nesnelere olan bağlılığı, geçmişteki deneyimlerin ve ilişkilerin bugünkü davranışları nasıl etkilediğini gösterir. Örneğin, Jack'in annesiyle olan ilişkisinin ve Jill'in geçmişteki travmatik deneyimlerinin, karakterlerin kimlikleri, güven duyguları ve davranışları üzerinde etkisi olmaktadır.
SOSYOLOJİK YAKLAŞIM KAPSAMINDA DÜŞÜNCELERİM;
CİNSİYET VE TOPLUMSAL NORMLAR: Film bana göre, cinsiyet kimliği ve toplumsal normlar arasındaki ilişkiyi ele almakta. Jack'in transseksüel kimliği, toplumun cinsiyet normlarına meydan okuduğu için birçok zorlukla karşılaşmasına neden olur. Toplumun kabul ettiği cinsiyet normlarına uymak zorunda hisseden bireylerin yaşadığı sosyal baskı ve dışlanma gibi konular, filmde ele alınan sosyolojik meseleler arasında yer alır.
TOPLUMSAL ALGI VE ÖNYARGI
Jack'in transseksüel kimliğiyle yaşaması, toplumun önyargıları ve yanlış algılamalarıyla karşılaşmasına sebep olmaktadır. Film, bana göre toplumun farklılıkla nasıl başa çıktığını ve önyargıların nasıl yayıldığını biz izleyicilere göstermektedir. Jack'in kadın kıyafetleri giyme isteği, diğer insanların gözünde rahatsızlık ve hatta şiddetle karşılanabilir.
AİDİYET VE DIŞLANMA
Jack'in iç dünyasında yaşadığı cinsel kimlik ve toplumsal aidiyet arasındaki çatışma, onu dışlanmış hissettirebilir. Film, genel fikrimce aidiyet duygusunun insanların kimlik gelişimi üzerindeki etkisini de ele almaktadır. Jack, kendi kimliğini kabul etme ve toplumun beklentileri arasında bir denge bulmaya çalışırken, dışlanma ve yalnızlık hissiyle karşı karşıya kalır.
İZLENME VE GİZLİLİK
Jill'in karakteri, filmin sosyolojik açıdan ilginç bir yönünü temsil etmektedir. Jill, Jack'in izlendiği hissine kapılıp sürekli bir tehdit altında olduğunu düşünmekte. Bu, modern toplumlarda bireylerin gizlilik haklarına olan güvensizliği ve izlenme paranoyasını yansıtabilir. İnternet ve teknolojinin gelişimiyle birlikte, bireylerin mahremiyetinin ihlal edilmesi ve izlenme korkusu toplumsal bir mesele haline gelmiştir. Bu durumdan yola çıkarsak günümüzde insanların yaşadığı durumlarla filmin paralellik gösterdiğini söyleyebiliriz.
TOPLUMSAL BASKI VE ÖZGÜRLÜK
Film, toplumsal baskılar altında yaşayan bireylerin özgürlük arayışını ele almaktadır. Jack'in cinsiyet kimliğiyle uyumlu bir şekilde yaşama isteği, toplumsal baskılar ve dış normların bireyler üzerindeki etkisiyle çelişir. Toplumsal baskılar, bireylerin kendi kimliklerini ifade etme özgürlüğünü engelleyebilir ve toplumsal değişimi ve bu değişimin kabulü zorlaştırabileceğini söyleyebiliriz.