Ajans 369- Türkiye’de yüksek faiz politikasının sürdürülemez hale gelmesi, Merkez Bankası’nın faiz indirimi yapma zorunluluğunu doğurmuştu. Kasım ayında yapılan MB toplantısında, bu yönde verilen mesajlarla birlikte piyasalar faiz indiriminin yakın olduğuna kesin gözüyle bakıyordu. Ancak geçtiğimiz hafta Amerikan Merkez Bankası (Fed), 2025 yılı için öngörülen dört faiz indiriminin ikiye indirileceği sinyalini vererek, Türkiye’nin ekonomik dinamiklerini de etkileyen karar verdi.
Koç Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selva Demiralp, küresel ekonomik görünümdeki en büyük riskin, ABD Başkanı Donald Trump’ın seçim vaatlerinden biri olan gümrük tarifelerini nasıl hayata geçireceği ile ilgili olduğunu belirtiyor. Demiralp, bu nedenle Fed’in geçtiğimiz hafta gerçekleştirdiği toplantıda, 2025 yılına ilişkin enflasyon tahminini yukarı yönlü revize ettiğini ve bu tahminin yüzde 2.5’e çıkarıldığını ifade ediyor.
Demiralp, ABD’deki enflasyonun artmasının, buna tepki olarak daha sıkı bir para politikasının uygulanmasını zorunlu kıldığını ve bunun küresel ekonomi ile Türkiye için daha yüksek borçlanma maliyetlerine yol açacağını vurguluyor.
FED SIKILAŞIRKEN GEVŞEYEMEYİZ
Demiralp, iç piyasada ise en önemli riskin, Fed’in sıkılaştırıcı politikaları sürdürürken, Türkiye’nin gevşemeye başlaması olacağına dikkat çekiyor. Bu durumun, Türk lirası üzerinde baskı oluşturacağı ve enflasyonu daha da körükleyeme riskine işaret ediyor. Demiralp, Merkez Bankası’nın enflasyonun düşüşüne paralel olarak faiz indirimlerine gitmesinin, sıkı duruşu bozmasa da yıl sonu hedefi olan yüzde 21 ile tutarlı olan reel faizin altına inmesi durumunun, sene sonu enflasyon hedefine ulaşma riski artacağını belirtiyor.
Demiralp, Türkiye’de siyasetçilerin büyümeye enflasyondan daha fazla öncelik vermesinin ve seçim sonrasında sıkı para politikasının Türkiye standartlarına göre uzun bir süre devam etmesinin 2025’te sabrın tükeneceği ve Merkez Bankası’na tanınan alanın daralacağı riskini taşıdığını belirtiyor. Bu durumda MB’nin, beklenenden daha hızlı ve daha yüksek oranlarda faiz indirimlerine gitmesinin, yıl sonu enflasyon hedefinden sapmaları getirebileceğini kaydediyor.
“Bu endişeleri dikkate alarak, Koç Üniversitesi akademisyenleri Cem Çakmaklı ve Sevcan Yeşiltaş ile birlikte, 2025 yılının sonunda Türkiye’de enflasyon oranının yüzde 32 civarına ulaşacağı öngörüsüne ulaştık.”
Demiralp, 2025’in Türkiye ekonomisi için oldukça kritik bir yıl olabileceğine dikkat çekiyor. “Küresel ekonomideki belirsizlikler, özellikle ABD'nin para politikaları ve Trump’ın politikaları, Türkiye'nin mali ve para politikalarını derinden etkileyebilir. Faiz indirimlerinin sürdürülebilir olup olmayacağı ve enflasyon hedeflerinin ne ölçüde gerçekleşeceği, ekonominin geleceğini belirleyecek önemli faktörler arasında yer alıyor.”