4 gün arayla Washington’da bir terastan ve Kırıkkale’de sokaktan gelen üç paylaşım

Önceki gün önüme A Haber kaynaklı bir haber geldi.

Başlığı şöyleydi:

“Dışişleri Bakanı Hakan Fidan Kırıkkale’de Ak Parti Başkanlığını ziyaret etti…”

Aslında AA kaynaklı bir haberdi ve beraberinde Fidan’ın Kırıkkale’de halk arasında dolaşırken çekilmiş bir videosu da vardı.

Aynı fotoğraf, Fidan’ın Dışişleri Baş Basın Danışmanı Lütfullah Göktaş’ın Instagram hesabından da paylaşıldı.

 

DAVUTOĞLU’NUN MİLLETVEKİLLİĞİ

TEKLİFİNDEN BERİ İLK AÇILIMLAR

Kendisine dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu tarafından milletvekilliği teklif edildiğinden beri onu ilk kez böyle direkt siyasetin içinde görüyoruz.

Seçim zamanıdır, dolayısıyla şaşırtıcı bir tarafı yok, diyebilirsiniz.

Ben yine de şaşırdım.

 

WASHİNGTON’DA TERASTA

ÇEKİLEN İKİ FOTOĞRAF

Ama asıl ilgimi çeken iki başka fotoğraf iki ayrı sosyal medya hesabından geldi.

İkisi de Washington’da bir terasta çekilmişti.

Birini ABD Dışişleri Bakanı Blinken’ın şahsi ‘X’ (Twitter) hesabında gördüm.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile ABD Dışişleri Bakanı Blinken Washington’a bakan bir balkonda samimi bir havada birlikte yan yana yürüyorlardı.

Bulundukları balkon öyle, bir bahçede yürüyerek sohbet yapmaya benzeyen bir mekân değil.

İki bakan arasındaki samimiyeti göstermek için özel olarak tasarlanmış bir sahneye benziyordu.

“282 LIKE”LI İKİNCİ SAHNE: KÜÇÜK

BİR MASADA BAŞBAŞA SOHBET

Nitekim hemen aynı gün bir başka sosyal medya paylaşımı bunu çok daha açık biçimde gösteriyordu.

Bu defa iki bakan aynı mekânda küçük bir masaya neredeyse birbirine değecek mesafede oturmuş samimi bir sohbet yapıyordu.

Masanın üzerinde bir kahve fincanı duruyordu ve Hakan Fidan’ın açık hava fotoğrafında gördüğümüz Ray Ban gözlüğü bu defa masanın üzerindeydi.

Profesyonel bir gözle bakılınca, terastaki o iki karenin özenle hazırlanmış bir çekim olduğu açıkça anlaşılıyordu.

Bu fotoğrafı Dışişleri Bakanının basın başdanışmanı Göktaş’ın Instagram hesabından paylaşmış ve 282 like almıştı.

HAKAN FİDAN GİDEREK DAHA

KAMUSAL GÖRÜNÜM KAZANIYOR

Bu fotoğraflar bana iki şey anlatıyor…

Birincisi, MİT Müsteşarı olarak yıllarca kameralardan uzak kalmayı tercih eden Fidan, artık daha kamusal bir görünüme doğru gidiyor.

İkincisi ise şu…

İki bakan hem ülkelerine, hem dünyaya, hem de Orta Doğu’ya “Aralarının iyi olduğunu ve iki ülke arasında güvenli bir köprünün bulunduğunu” söylüyorlar.

Bu da çok normal.

Çünkü fotoğraf artık etkili bir dış politikanın ve diplomasinin çok önemli enstrümanı haline geliyor…

Rusya-Ukrayna; İsrail- Hamas savaşının dünyayı çok tehlikeli noktaya götürdüğü şu günlerde bu fotoğraflar önemli.

Ayrıca bazılarının, “Türkiye’nin devre dışında bırakıldığı” iddialarını da yalanlıyor.

Diplomaside kısa masa ve samimi temas, iyi görüntü vermeye çalışmanın beden ve eşya dilidir.

Doğru bu benim çok hoşuma gitti.

FİDAN O TERASTAN AYRILDIKTAN

SONRA ÖYLE BİR SÖZ SÖYLÜYOR Kİ

Ama biliyoruz ki, kapılar kapandığında her şey terastaki kadar iyi değil.

Türkiye’nin haklı olduğu birçok konu var.

Keza Amerikan tarafının da Türkiye’den şikayetleri olduğunu biliyoruz.

Mesela şu ayrıntı…

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan; Blinken’e ABD’nin YPG ve PKK’ya verdiği desteğin bir an önce kesilmesi gerektiğini söylüyor.

En önemlisi arkasından öyle bir cümle geliyor ki;

“Aksi taktirde iki ülke daha büyük bir karşı karşıya geliş riski taşıyor terör örgütü üzerinden.”

 

BU CÜMLE GÖZDEN Mİ KAÇTI 

YOKSA KAÇIRILDI MI

“Daha büyük karşı karşıya geliş?”

Bu cümle çok düşündürdü beni…

Hürriyet’te Sedat Ergin’in yazısından başka bir yerde göremedim.

Normal olarak manşetlere oturması gereken bir cümle bu.

Gözlerden mi kaçtı, yoksa kaçırıldı mı?

 

BİR UCU “SAVAŞ” İHTİMALİNE

GİDEN BİR CÜMLE Mİ YOKSA…

Tam ne anlama geldiğini bilmiyoruz. Ama bakan açık açık iki NATO ülkesi arasında “Stratejik bir tehlikeden” söz ediyor.

Türk Amerikan ilişkilerinde bugüne kadar hiç bu kadar “İleri noktaya gitmiş” bir ifade hatırlamıyorum.

Çünkü bu cümlenin ucu, açıkça bir “Savaş’  ihtimaline kadar gidiyor…

Terasta baş başa verilen bu samimi kareler.

Dışarda basına telaffuz edilen bu ürkütücü cümle…

Hangisine güveneceğiz…

Ben iki tarafın sosyal medya paylaşımları üzerinden verdiği fotoğrafların diline inanmak istiyorum.

Çünkü o sadece bedenin değil, aynı zamanda aklın da dili…